Ultra Çeviri Portekizce
1,614 parallel translation
ÇOK GİZLİ P.A.V.S.D.
ULTRA-SECRETO B.P.R.D DOCUMENTOS ANEXOS
KONTROL'den geriye kalan bu sergi. Bu ultra gizli ajan servisi bir zamanlar KAOS adıyla bilinen suç karteliyle mücadele etmiştir.
E este expositor é tudo o que resta da CONTROL, uma agência ultra-secreta de espionagem, a qual já combateu o sindicato do crime conhecido por KAOS.
Çok gizli.
Ultra-secreto.
Metalurji, ultrason, röntgen.
Metalurgia, ultra-som, raio-X.
Size göstermek üzere olduğum şey, gizli operasyonların gizli hamleleridir.
O que vos vou mostrar são passos de luta das missões ultra-secretas.
Quantico'dan gelen çok gizli bir bilgi bu.
Isso é uma informação ultra secreta do Quantico.
Ultrason resmi yani.
Uma foto do ultra-som.
Gebelik testiyle oynayacak, Kate'e ultrason resmini postayla yollayacak ve çekleri bozduracaktık.
Era suposto forjarmos o teste, enviar-lhe a foto do ultra-som pelo correio e levantar os cheques.
Ultrason sincap gibi görünüyordu bu arada.
O ultra-som parecia um esquilo.
- Ultrason randevun var.
- Tens uma consulta de ultra-som.
Perşembe günü ultrason yok. Doğum dersi var.
À quinta-feira não é o ultra-som, é a aula de parto.
Genellikle öyle, ama 18 haftalık oldun ve yeni bir ultrason gerekiyor.
Sim, mas tens 18 semanas e tens de fazer outro ultra-som.
Gizli bilgi, bebeğim.
- É ultra-secreto, querida.
Öyle mi? Bu çok gizliydi, John.
Era ultra-secreto, John.
dediğine göre bu prototip ultra yüksek frekansta olağanüstü aktiviteleri algılayabiliyormuş.
Ele disse que foi desenvolvido como uma espécie de experiência para lidar com níveis de frequências ultra-elevadas de actividade extra-sensorial num raio de 3 metros.
1969 kışında Amerikan ordusunun seçkin bir birliği çok gizli bir görev için güneydoğu Vietnam'a gönderildi.
No Inverno de 1969, uma unidade de elite do exército dos EUA foi enviada numa missão ultra-secreta ao sudeste do Vietname.
Prentice gibi ofis çalışanları bile Cumartesi öğlen vaktini iple çekerlerdi. Sırf haftalık ultra şiddet ihtiyacını gidermek için.
Mesmo os trabalhadores de escritório como o Prentice só conseguiam pensar na sexta-feira à tarde, para poderem obter a sua dose semanal de ultra-violência.
... ve bu çok gizli yeni tasarım, akıllarınızı başınızdan alacak.
... e um tema ultra-secreto que vos explodirá a cabeça.
Çok hassas ve tehlikeli radyo kontrollü patlayıcılarla çalışıyoruz.
Estamos a trabalhar com explosivos ultra-sensíveis controlados por rádio.
Pekala... "Çok gizli."
Certo. Ultra secreto.
CIA için kendi adamlarını buraya yollayacak kadar gizli demek ki, he?
Deve ser mesmo ultra secreto para a CIA mandar um operacional.
Burası çok zorlu bir Taliban ülkesi, anlatmama izin verin.
É um país ultra taliban, deixe contar-lhes.
Bunlar ultra güzel, bebeğim.
Estas são as Shiznits.
Özel konuğumuz hakkında düşündükleriniz için bizi arayın. Konuğumuz Alice Pieszecki bugün bizimle.
Telefonem e digam-nos o que acham da nossa convidada especial, Alice Pieszecki, que está hoje connosco vinda do seu website ultra-actual
Birazdan görecekleriniz çok gizlidir.
O que vão ver é ultra-secreto.
- Ultra Sansar!
- Ultradoninha!
Hükümetin ayağını kaydırmak için işbirliği yapan çok gizli ve çok güçlü özel askeri gruplar.
Um grupo de empresas militares ultra-secretas e extremamente poderosas agindo em conjunto para acabar com o governo deste país.
Neredeyse arkadaş oluyorduk ; ... ta ki Kara Kutu Şirketi için çalışan babası bilim adamı Dr. Nosewhorty mikroplarla ilgili çok gizli bir araştırma yapana kadar.
Éramos quase amigos até o pai dele, o Dr. Noseworthy, o maior cientista da Black, Inc, ter iniciado a sua investigação ultra-secreta com bactérias.
Fakat, korkarım, içeri girmeye deneyenin yarım saniyesi bile olmayacak çünkü bir ultrasonik hareket detektörü onu otomatik olarak içeri kilitleyecektir ve alarmı çalıştıracaktır.
Mas, tenho pena, quem tentar não tem meio segundo Porque um detector de movimento ultra sónico detecta-o automaticamente E liga o alarme.
Buraya ultrasonik güç çeviriciyi yerleştiriyorsun, vericiye tamı tamına aynı sıklıklarda yayınlıcak ve birime aynı sıklıkta geri verecek.
Coloca-se um transdutor ultra sónico aqui, transmitindo na exacta frequência do transmissor e ele faz recuar a frequência para a unidade.
Hiç ultrasonik güç çevirici kullandın mı?
Já alguma vez usaste um transdutor ultra sónico?
Bir ultrasonik güç çevirici bulabilir misin?
Consegues arranjar um transdutor ultra sónico?
Bu programlar Proje MK-ULTRA olarakta bilinmekteydi.
Esses programas eram conhecidos como MK-ULTRA.
Araştırma esnasında, CIA'in yöneticisi Richard Helms bütün MK-ULTRA ile ilgili belgelerin imha edilmesini emretti.
Durante a investigação, o director da CIA, Richard Helmes ordenou que todos os documentos MK-ULTRA fossem destruídos.
Bu belgeler olmadan, MK-ULTRA programının devam edip etmediğinin kanıtlanması olanaksızdı.
Sem esses documentos é impossível verificar se o programa MK-ULTRA, foi de facto descontinuado.
Zamanında, bana birini önermişlerdi.
No início, quando me recrutaram na MK - Ultra
Birkaç yıldır oldukça gizli özel araştırma merkezlerimizde adına Samson Projesi dediğimiz bir proje üstünde çalışıyoruz.
Ora, amigos, nos últimos anos tivemos uma equipa de pesquisa ultra-secreta e especial, a trabalhar numa coisa que gostamos de designar Projecto Sansão.
Ama ben ekstra, çılgınca nazik davranıyorum.
Mas eu tenho sido super-ultra-gentil!
Çok gizli.
Ultra secreto.
Ve daha dubamsı yap, ve süper ötesi rahat.
E fá-lo mais flutuante e super ultra confortável.
Bu Zambuli'yi tuhaf biri yapar.
Isso faz do Zambooli um tipo ultra sinistro.
Omega-3'ler, koşu bandı, kardiyogram mamografi, leğen kemiği somografisi ve Tanrım, kolonoskopi.
E o ômega-3 e a passadeira rolante e o eletrocardiograma e a mamografia e a ultra-sonografia pélvica. E, oh, meu Deus, a colonoscopia!
Hızlı bir Baretta 92.
A "Beretta 92" com ultra-fogo.
Ve bu küçük pamuklu, bayan pedleri falan süper emici.
E estas fraldinhas de senhora são ultra absorventes.
Geçen sene çok gizli bilgileri açık ettin.
Traiu informação ultra-secreta, no ano passado.
Rosalinda, Prenses Koruma Programının beynine hoşgeldin, dünyadaki kraliyet aileleri tarafından finanse edilen çok gizli bir örgüt.
Bem-vinda, Rosalinda, ao centro operacional do Programa de Protecção de Princesas, uma agência ultra-secreta financiada pelas famílias reais de todo o mundo.
İşyerinden bir arkadaşım ultrasondan bir resim getirdi.
Um amiga do meu trabalho, trouxe-me uma foto do ultra-som.
Şimdi söyleyeceğim şey çok gizli.
O que lhe vou dizer é ultra secreto.
Safra taşı kontrolu için ultrasona sokuyoruz.
Marquem um ultra-som para confirmar a presença de pedra.
Çok gizli.
- É ultra-secreto.
Bartowski!
Não é ultra-secreto, Major.