English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ U ] / Umursuyorum

Umursuyorum Çeviri Portekizce

382 parallel translation
Ama umursuyorum, hem de çok.
Mas raIo-me. Preocupo-me muito.
Ama umursuyorum, anne.
Mas, mamãe, eu me importo!
Hem de çok umursuyorum.
Importa-me muitíssimo!
Ben kendimi umursuyorum.
Mas eu me importo comigo.
Ben seni umursuyorum, Adrian, görmüyor musun?
Eu gosto de si, Adrian. Não entende?
Seni umursuyorum. Gerçekten.
Eu gosto de ti, a sério.
Seni umursuyorum.
Eu importo-me consigo.
Bence biraz fazla umursuyorum.
Acho que gosto demasiado.
Ben umursuyorum!
Eu me importo!
- Elbette umursuyorum.
- Claro que me ralo.
Diğer cinayetleri değil, sadece seninkileri umursuyorum.
Não interessam os crimes em Madri... somente os seus.
İşte seni böyle umursuyorum Kelly.
É o que sinto por ti, Kelly.
Ben bunları umursuyorum.
Eu preocupo-me com essas coisas.
- Ben umursuyorum, Bay Plunkett.
- Eu me importo, Sr. Plunkett.
Umursuyorum.
Me importo.
Hayatı umursuyorum.
Mas eu cuido.
Hatırlamayı umursuyorum.
Preocupa-me a memória.
- Ben umursuyorum Brown.
- Eu importo-me, Brown.
Tamam, onların düşündüklerini umursuyorum.
Sim, eu importo-me com o que pensam.
Umursuyorum, tamam mı?
Importo-me, sim?
Umursuyorum.
lmporto-me.
Neden mi umursuyorum?
Por quê?
Ben umursuyorum.
Eu importo-me.
Ben umursuyorum.
Ralo-me eu.
Benim yaşIı kocam da benimkini ödüyor ama ben umursuyorum.
O meu falecido marido pagava a minha.
Ben umursuyorum ve baban umursuyor.
- lmporto-me eu. E o teu pai também se importa.
- O zavallıları umursuyorum.
- Preocupo-me como os idiotas.
- Seni de umursuyorum.
- Até me preocupo contigo.
- Umursuyorum.
- Gosto sim.
– Umursuyorum, ama utandım.
Sim, mas tenho vergonha de aparecer assim.
Umursuyorum. Bu da tam olarak, yargına güveniyorum ve onu kabul ediyorum demek oluyor.
O que não significa que seja indiferente ou não queira saber, mas apenas que confio em ti e aceito a tua decisão.
- Siktir git, ben onu kuzenim için umursuyorum.
- Vai-te lixar. É o bebé da minha prima.
İnsanları da umursuyorum.
Pensas que me importo que vejam? Desculpa!
- Umursuyorum.
- Importa-me.
Ben sadece geleceği umursuyorum... bizim geleceğimizi.
Só me interessa o futuro... o nosso futuro.
Bunu söylüyorum, çünkü umursuyorum.
Digo, porque me preocupo.
Bunu yapıyorum çünkü sizi umursuyorum.
Faço isso por que me preocupo.
Umursuyorum.
Gosto de alguém.
Tamam, ben umursuyorum, ama bu konuda ne yapmamız beklenebilir ki?
Eu importo-me, mas o que podemos nós fazer?
Umurumda değilsin, sadece kafandakileri umursuyorum!
Não me importo consigo, só com o que está na tua cabeça!
Ben umursuyorum, ama onları değil.
lmporto-me, mas näo com eles.
Derdinin ne olduğunu umursuyormuş gibi davranmayacağım, ama bunun beni etkileyiş şeklini çok umursuyorum. Bu derece ayyuka çıkmış bir saygısızlık, kabul edilemez. Anladın mı?
Não me importa o que te está a preocupar mas esse tipo de desrespeito é inadmissível.
- Çünkü, umursuyorum, tamam mı?
- Porque... me ralo, está bem?
Crichron'ı hala umursuyorum.
Ainda me preocupo com Crichton.
Ama ben her şeyi umursuyorum.
E importar-me é a única coisa que faço.
— Ben umursuyorum.
- Ninguém liga nenhuma a isto.
Ama ben umursuyorum, Al.
Não faz mal.
Umursuyorum.
Eu preocupo-me, sou teu irmão.
Tabii ki, umursuyorum, Alan.
Claro que me importo.
Onu umursuyorum.
- Com o meu filho.
Ben umursuyorum!
Eu me importo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]