Unda Çeviri Portekizce
486 parallel translation
Ayrıca Flack ve Thorpe'unda seni istediğini söylüyor.
Sím. Disse que ja pensou como consegui-lo.
Mart'ın 19'unda, Londra'ya döndünüz...
A 19 de Março, regressaram a Londres.
Sock, Neden alarmım sabahın 4 : 30'unda çalıyor?
Sock, porque é que o meu despertador tocou às 4 : 30 da manhã?
Ve hele kız 30'unda ise,..
Perdem o interesse facilmente.
Bu yılların 19'unda, kader planlarımı başarıya ulaştıracak o biricik anahtardan beni hep uzak tuttu.
Durante 19 anos, a sorte negou-me a peça essencial ao sucesso dos meus planos.
29'unda anne.
Ela tem 29, mãe.
- Sabahın 9'unda mı?
- Às nove da manhã?
Sabahın 1 : 30'unda mı?
À 1h 30 da manhã?
Sabahın 8 : 30'unda zil zurna sarhoş!
Bêbado, cego, completamente bêbedo, às 8h30 da manhã!
Temmuzun 10'unda.
A 10 de julho.
- Sabahın 10 : 30'unda mı?
- O quÊ às 10 : 30 da manhã?
- Sabahın 9'unda şarkı söylemek mi?
- Cantar uma canção às 9 da manhã?
Yaklaşık on ay önce, Rattlesnake Canyon'unda bazı Meksikalılar katledildi. Bunu Apache'lerden bildiler.
Há cerca de 8 ou 10 meses atrás, uns mexicanos foram supostamente massacrados por apaches em Rattlesnake Canyon.
Belki, bir gece Laurel Kanyon'unda arabamı sürerken dikiz aynasına baktığımda birini veya bir şeyi görebilirdim.
Talvez uma noite, ao passar pela "Fenda de Laurel", eu daria uma espreitadela... pelo espelho retrovisor e veria alguém ou algo...
- Ayın 7'sinde mehtap yok... - 8'inde ve 9'unda da yok.
Lua escura no dia 7...
Sabahın 2 : 30'unda mı buradan geçiyordun?
Estava de passagem ás 2 : 30 da manhã?
Cinayet silahı maktül, Miguel Ostoss adına kayıtlı... ve Ballon'un Rolls Royce'unda tutuluyordu.
A arma do crime estava registada em nome do Morto, Miguel Ostos, que a tinha no guarda-luvas do Rolls-Royce dos Ballon.
1944 Temmuz'unda Paris'e tayin olduk.
Destinaram-nos a Paris em julho de 1944.
Ama 1944 Temmuz'unda Paris hala bizim şehrimizdi.
Mas em julho de 1944, Paris ainda nos pertencia.
"1927 Ağustos'unda Şeytan Sokağı'nda meraklı kalabalık o kadar çok toplandı ki yeni metro durağı inşaatı durmak zorunda kaldı."
"Agosto de 1927" "Multidões curiosas em" Hobb ´ s Lane "tão grandes..." "que as obras do novo metro foram paradas."
Sabahın 6 : 30'unda buraya gelmeye hiç hakkım yok.
Na verdade, não tenho o direito de vir às 6 : 30 da manhã.
Yatırımlar her ay, her yıl olabilir. Ama hepsi ayın 19'unda olmalı.
As ordens podem ter qualquer mês, qualquer ano, mas têm todas que ter o dia 19.
- Sadece ayın 19'unda.
- Apenas o 19.
- Ama yine de, 59'unda.
Mesmo assim, para 59...
- 89'unda ama kararları o verir.
- 89 anos e ainda é quem manda.
19'unda ama 50'sinde gibi deneyimli.
19 anos mas é como se tivesse 50.
Bayreuth'taki bu yeni tiyatro 1876 Ağustos'unda şu ünlü...
E, se o seu teatro de Bayreuth foi inaugurado em agosto de 1876...
Ben, 29'unda 2 deniz uçağını French Frigate Shoal'a göndermeyi öneririm.
Proponho 2 aviões anfíbios, no dia 29, para as French Frigate Schoals.
Yakıtlarını denizatlılardan alırlar ve ayın 30'unda Pearl Harbor'a uçarlar.
Reabastecemo-los com submarinos e vão para Pearl Harbor, no dia 30.
Sanırım, sabahın 2.30'unda polisten bir çağrı alsaydın... kocanı hayvanat bahçesinde çıplak halde... uyur bulduklarını söyleselerdi, sen de endişelenirdin.
Suponho que receber uma chamada da Polícia, às 2 : 30, a dizer que o marido foi encontrado a dormir despido... no Jardim Zoológico da cidade, deve ter-te preocupado.
- Gecenin 10'unda balığa mı çıkacaksın?
São dez da noite e queres ir pescar?
Gecenin 10'unda arka sokakta, bunca silahla Battery'de boya yapmaya gelmiş olamazsınız.
Vieram armados de um beco às 23h. Acho que não vieram pintar o bairro.
30'unda hayatın anlamını öğrenmeye başlıyor, molanın tadını çıkarıyorsun.
Aos 30, começamos a perceber o que é a vida, e apreciamos uma pausa.
Marcel proust'unda dediği gibi...
Ou, como Marcel Proust disse...
- Şubatın 29'unda.
- 29 de Fevereiro.
Ayın 29'unda.
A 29.
"29'unda. 50.000 poundu öderseniz geri verilecek."
"dia 29. O seu resgate custar-lhe-á 50 mil libras."
Cobb-MacCready'nin Silver State Bir Milyon Dolar Slot playoff'unda ilk turda kazanan biri var.
Temos um vencedor na primeira ronda... do Playoff de Um Milhão de Dólares do Silver State de Cobb-MacCready.
Karım ve ben, Bayan Keeler'la ilk defa, 1961 Temmuz'unda Cliveden'da bir partide tanıştık.
A minha mulher e eu conhecemos a Senhorita Keeler numa festa privada Julho 1961 em Cliveden.
Yengem 50'nin üstündeydi ve Jacob, 30'unda bile değildi.
Ela tinha mais de 50 anos e ele ainda não tem 30.
Ben ; Janet Paterson Frame, 1924 yılı Ağustos'unda doğmuşum.
Nasci em Agosto de 1924 e chamo-me Janet Frame.
Babam 25'inde bir radyo istasyonu kurdu 30'unda kendi radyo şebekesine sahip bir milyonerdi hem de namusuyla.
Aos 24 anos o meu Pai fundou uma emissora de rádio e aos 30 era um milionário e dono duma rede de emissoras, tendo mantido a seriedade intacta.
29'unda, Mahtob'u her zamanki gibi okul otobüsüne getir.
A 29, leve a Mahtob ao autocarro da escola como é habitual.
Eğer Mahtob'la özgürlüğüne kavuşmak istiyorsan kararlaştırdığımız gibi 29'unda ayrılmalısınız.
Se queres ser livre, com a Mahtob, tens de partir a 29, como combinámos.
Babil Talmud`unda şöyle demiyor mu...
Não diz no Babylonian Talmud...
Eğer 30'unda o listede olamazsam beni zaten postalayacaklar.
Se eu não tiver o meu nome naquele quadro até dia 30, vou ser despedido.
Churston'da, 29'unda.
Churston, no dia 29.
Bir sonraki olay Doncaster'da, Eylül'ün 9'unda.
" O próximo incidente terá lugar em Doncaster, a 9 de Setembro.
Sartre'ın "Çıkış Yok" unda belirttiği gibi. Büyük bir gerginlik içinde, gitgide nefret etmeye başladığınız insanlarla günün her dakikası birlikte yaşamak.
Estar sentado com pessoas de quem gostávamos cada vez menos à medida que o dia avançava,
19'unda ne elde edersin?
Que diabos podes fazer aos 19?
Tanrım, tekrar 19'unda gibi hissediyorum. İlk evlendiğimiz gün gibi.
Parece o dia do nosso casamento.