Unique Çeviri Portekizce
28 parallel translation
- Shelley Winters, Unique'in annesi. - Bak, bu güzel.
A Shelly Winters é a mãe da "Unique"!
- Sean Connery, Unique'in annesi.
Sean Connery é a mãe da "Munique"!
Eşsiz New York.
"Unique New York. Unique New York."
Unique nedir?
Então o que é único?
Hey, Unique.
"Único".
If we do not say to him to the police which happened, we will not have credibility, and is the unique thing that we have left.
Se não dissermos à policia o que aconteceu, ficamos sem credibilidade, e é só o que temos agora.
Yeri gelmişken hepiniz vazgeçseniz iyi olur çünkü Eşsiz'i hecelemenin iki yolu vardır ve biri de...
Podem todos desistir já, pois só existem duas formas de soletrar Unique, e uma delas é D-I-V-A.
- Küçük parmağımda sendeki iki buçuk santimden çok daha fazla divalık vardır, Wade-Eşsiz
Eu tenho mais de diva no meu dedo mindinho do que tu nos teus três centímetros furiosos, Wade-Unique.
Eşsiz, The Crying Game hakkında her şeyi biliyor.
A Unique sabe tudo sobre "The Crying Game".
Unique sadece Madonna oldu-olacak-olmalı.
A Unique é, foi, e será para sempre a Madonna.
Eşsiz memnuniyetle Ryder'ın elini sıkacaktır, ama önce... kız olduğumu söyle.
A Unique apertaria de bom grado a mão do Ryder, mas primeiro... Diz que sou uma rapariga.
Yani, bu Wade / Eşsiz kız olduğuna inanıyor.
Este tipo Wade / Unique acredita que é uma rapariga.
Eşsiz...
Unique...
- Eşsiz utanmaz, tatlım.
A Unique não conhece vergonha, querido.
Peki, Eşsiz dışında bir şeyler paylaşmak isteyen var mı?
Para além da Unique, mais alguém tem algo que queira partilhar?
Brittany Sam'le çıkıyor, Eşsiz'in zil sesi "Bootylicious" ve Tina odada bile değildi.
A Brittany namora com o Sam, o toque da Unique é "Bootylicious", e a Sugar e a Tina nem sequer estavam lá.
İkiz kardeşi var gibi davranıyor ve ardından...
E depois... Há a Unique.
Unique var. Unique, ne yapıyorsun?
Unique, que estás a fazer?
Unique, doğum kontrol hapı alamazsın.
Unique, não podes tomar a pílula. Porque não?
Unique, bütün bu meme olayını azaltmalısın.
Unique, tens que ter calma com isso do peito.
Harika gözüküyorsun Unique.
Estás bonita, Unique.
Oh benim Eşsiz, bebek.
É a Unique, querido. Desculpa.
Yani o -? Evet ben, Eşsiz yani Wade, yani Katie, yani Yalancı.
Sim, eu sou a Unique, ou Wade, ou Katie, ou quem te anda a enganar.
Vaka istihbarat görevlimiz Polyakov'u davet edip... Unique'i mi verelim?
O nosso agente podia convidar o Polyakov... e oferecer-lhe " unique?
Unique, bu teşkilatın son 10 yılda geliştirdiği en iyi ajan teknolojisidir.
Unique é a última tecnologia usada por espiões que a agência desenvolveu em 10 anos.
Eşsiz mi?
Unique?
Eşsiz arabulucu talep ediyor.
- A Unique exigiu mediação.
- Unique iyidir.
- Únicos é bom.