Unos Çeviri Portekizce
124 parallel translation
Yekdiğerimizin ne hissettiğini bilecek kadar uyumlu ve bir olduğumuz yanılgısı içindeymişim. Beni neyin mutlu edeceğini bilirsin sanmıştım.
Estive vivendo na ilusão de que éramos tão solidários... tão unos, que você saberia o que me faria feliz.
"Seviyorum" kelimesi çoğu zaman fütursuzca sarf edilir. Neyi sevdiğinden emin olmak için ihtiyacın olan şey ise, olgunluktur.
Quando diz "Amo isto", é sempre uma mistura, mas para sermos unos com aquilo que amamos, é preciso ter maturidade.
- Güzel dişleri var.
- Tem unos dentes fermosos.
Usta hayatla bütün olmamız gerektiğini söylemiştiniz.
Mestre... disse que nós nos deviamos tornar unos com a vida.
Hepimiz biriz. Evren de tek.
Somos todos unos, o universo é uno.
Vizigotlar ve jütler için büyük bir şans.
É um convite aos visigodos. E para os Unos.
Kalp nakli yapılması gerekebilir. UNOS bekleme listesinde mi?
A Louise pode precisar de um transplante cardíaco.
UNOS, Down's hastası diye onu listeye koymayı reddedemez.
Não podem recusar-se por ter síndrome de Down.
UNOS, doğuştan özürlü hastaları listeye koymayı reddedemez.
A UNOS não pode recusar um doente por causa de um defeito de nascença.
- UNOS değil, biz reddettik.
- Não foi a UNOS, fomos nós.
Onun adını UNOS'a yollamadık.
Optámos por não dar o nome dela à UNOS.
Bence Louise UNOS nakil listesi için uygun bir aday.
A Louise é uma candidata óbvia para a lista de transplantes.
Dr. Kayson, UNOS listesine kabul edilmediğini söyledi bana.
O Dr. Kayson diz que lhe foi negado o acesso à lista UNOS.
Tekrar nakil listesine girebilirsiniz.
Pode pôr-se na lista de transplantes da UNOS outra vez.
Nakil listesine baktım.
Verifiquei com a UNOS.
Lütfen. UNOS'a bunu söyleyemezsiniz.
Por favor, não diga à UNOS.
UNOS'un nakil listesi koordinatörü ile görüşebilir miyim?
Posso falar com o coordenador de transplantes, por favor?
Sen ve Excalibur biri haline geliyor.
Tu e a Excalibur estão a ficar unos.
Unos malditos bandidos que mueren del dolor del culo.
Unos malditos bandidos que mueren del dolor del culo.
- Böyle anlamamalısın. Bu gezi bir ruhsal yenilenme seyahati. Kişinin, gücünü yeryüzünden aldığı ve ondan ayrılamaz hale geldiği.
- Não ia entender isso, mas a caminhada é uma viagem de renovação espiritual que nos traz a energia da Terra e com a qual nos tornamos unos.
Koşma, zıplama ve sallanma bir arada olmalı.
A corrida, o salto, e a oscilação devem ser unos.
Yüce Tanrım.. Bizi ruhen ve bedenen bir arada tutan... bu yiyecekler için sana şükran duyuyoruz.
Bom Deus, agradecemos-te a comida que vamos a comer que nos faz a todos unos em alma, corpo e coração.
- UNOS'tan ne dediler?
- O que diz a Comissão de Órgãos?
Organları kimin alacağı UNOS'a kalmış.
A Comissão sabe quem recebe os órgãos.
UNOS kalp hastam için bir donör bulmuş.
Surgiu um coração de um dador para um paciente meu.
- UNOS aradı.
- Telefonaram.
Pentagon'un içerisinde ise, çarpmanın etkisiyle oluşan üç oyuktan biri olan, C Bölümünün diğer tarafında bulunan, 4,877 m. çapında başka bir oyuk var.
E em relação ao interior do Pentágono, existe outro buraco de unos 5 m de diâmetro, encontrado do outro lado dos anéis, a três anéis do impacto.
UNOS zaten hangi vericiden alacağımızı belirledi.
A UNOS já decidiu a atribuição de dadores.
Karev, UNOS ile hemen telefon görüşmesi ayarla.
Karev, liga à UNOS.
UNOS'un bize inanması gerek.
A UNOS tem de acreditar em nós.
UNOS'tan kontrol ettim.
Eu liguei à UNOS.
Denny'nin UNOS'taki sırasının yükseldiğini, testler ve tahlilllerle onaylattığım zaman, onları sana yollayacağım.
Quando eu tiver os resultados para elevar o estatuto do Denny, eu mando-lhos por fax.
Eğer istersen, UNOS'u arayıp, onlara kalbi bana verdiğini söyleyebilirsin.
Se preferires, posso ligar à UNOS e eles dão-me o coração.
Durumunun kötüleştiğini doğrulamam gerek sonra Burke UNOS'u arayıp onu listede yükseltebilir ve kalbi alır.
Só tenho de confirmar que ele está pior, depois o Burke telefona à UNOS, ele sobem na lista e dão-lhe o coração.
UNOS bize bir saat verdi.
A UNOS deu-nos uma hora.
UNOS kalbi ona verecek.
A UNOS vai dar-lhe o coração.
UNOS, kalbi Seattle Grace'e verdi.
A UNOS deu o coração ao Seattle Grace.
Biriniz bu hastanenin ve UNOS'un güvenilirliğini tehlikeye attı.
Um de vocês pôs em causa a integridade deste hospital e da UNOS.
Biriniz bu hastanenin organ nakil belgesini tehlikeye attı.
Um de vocês pôs em causa a integridade deste hospital e da UNOS.
Şayet zihnini açarsan, elementlerin bir olduğunu görürsün.
Se abrires a tua mente, verás que todos os elementos são unos.
- Üç Kardeşler...
- três irmãos unos...
- Pang Qing-Yun... - Jiang Wu-Yang... "Kan Kardeşler!"
- Jiang Wu-Yang... três irmãos unos...
Altı aydır diyaliz görüyorum, beş yıldır da UNOS listesindeyim.
Faço diálise há 6 anos e estou na lista de espera para um dador há 5.
UNOS listesinde böbrek bekleyen 65 binden fazla kişi var.
Há mais de 65 mil pessoas à espera de rins.
Ulusal Organ Bağış Ağı'nda organ açığı hep vardır.
A UNOS têm sempre carência de órgãos.
Ulusal Organ Bağış Ağı'nı ara. Bayan Mercer'ın antikorlarıyla uyuşan bir böbreğe ihtiyacımız olduğunu söyle. - Ulusal Organ Bağış Ağı çok zor bir şans.
Contacta a UNOS, diz que precisamos de um rim compatível com a Sra. Mercer.
... ben katılırım. - Ulusal Ağ'dan haber yok mu?
- Há notícias da UNOS?
Grey Ulusal Ağ'la iletişimde.
A Grey falou com a UNOS...
Ulusal Ağ uyuşan böbrek bulamadı.
A UNOS não tem um compatível.
Duygularınızla bir olun.
Sejam unos com as vossas emoções...
Tek şansımız.
- A UNOS é uma hipótese remota. É a única hipótese que temos.