English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ U ] / Upon

Upon Çeviri Portekizce

232 parallel translation
"A gun, like any other source of power is a force for either good or evil, being neither in itself but dependent upon those who possess it." / i
Um revólver como qualquer fonte de poder é uma força para o bem ou mal, não sendo nem uma nem outra Mas dependendo de quem as possuir.
Bir zamanlar güzel, küçük bir yusufçuk varmış.
Once upon a time... "Era uma vez..." "... uma bela libelinha... "... a nice little dragonfly...
- # # A collier in the pits of Wales - # # He leans upon his pick
- # # Ai sim? Um mineiro nas minas de Gales - # # Vale-se da sua picareta
Nereye vurgu yaptım? "Albatros?" "Upon the air?"
Onde saltei? Albatroz? No ar?
Bu konuda açılacak bir mahkeme, sanat dünyasına öyle bir açıklık getirir ki A court case would bring such publicity upon the art world... buna karşı çıkacak her sanat simsarı otomatikman şüpheli durumuna düşer. Bugün hapiste olmamasının başlıca iki sebebi var : Birincisi ;
Acontece em geral, basicamente por duas razões.
* Kumsala çarpan dalga gibi *
Like waves upon the sand
Screenplay by Arkady STRUGATSKY and Boris STRUGATSKY based upon the story "Roadside Picnic"
Direcção geral - Andrei TARKOVSKI Fotografia - Alexandre KNIAJINSKI
Efendilerin eşi upon Joseph göz attın.
Essa é a esposa de seu mestre de olho em José.
Gözlerini upon Joseph, gördü ve "Yalan söyleme." dedi
O Senhor seja louvado! Ela olhou para José e disse. : "Deite-se comigo".
Acıyın bana...
Have mercy upon me
... bana...
... upon me
Bana merhamet göster...
Have mercy upon me
Bana merhamet et...
Have mercy upon me...
Bana merhamet et...
Have mercy upon me
ONCE UPON A TIME IN CHINA "BİR ZAMANLAR ÇİN"
ERA UMA VEZ NA CHINA I
Bu bakma ayrıcalığına sahip olduğum en mükemmel tuval.
It's the most perfect canvas I've gazed upon.
Bir zamanlar şarkı söylerlerdi vo-dee-o-doe
# Now once upon a time They sang the vo-dee-o-doe
" They came upon a burning flame.
" Eles vieram numa chama ardente.
Bir zamanlar Uzun zaman önce
Once upon a time A long time ago
Yahudilik homoseksüellere izin vermez.
Judaism does frown upon homosexuality.
Hikayemiz, İngiltere'de "En Sümüklü Olanın Kafasına Sandalyeyi Fırlat" kasabasında, Sarı saçlı bir gencin, anne ve babasını görmeye gidişiyle başlar.
A nossa história passa-se em Inglaterra na pequena cidade de Drop-A-Chair-Upon-Top-Snot, onde um jovem rapaz louro chamado Pip estava prestes a visitar os seus pais.
Yardımcı araştırmacı olarak görevim, Ashford'un... Donne'ın Devotions Upon Emergent Occasions'ı üzerine... devasa kritiğinin indeks kartlarını harf sırasına dizmekti.
Enquanto sua colaboradora de investigação, a minha função principal era alfabetizar as fichas de leitura para a monumental edição crítica da Ashford sobre Devotions Upon Emergent Occasions de Donne.
Oğlum Once upon a Hamster'ı seviyor.
O meu filho gosta do Era Uma Vez Um Hamster.
Place Point'i terketmek... ve benim Sir Çatlak isimli sadık kedimle dünyayı keşfetmeliyim.
Eu tenho que abandonar Point Upon the Place e explorar o mundo com a minha gata de confiança chamada Sir Bonkers.
Baktıkları yüzler.
when the face they peer upon
# Don't give upon us, baby # # We're still worth one more try #
* Don't give upon us, baby * * we're still worth one... *
Zorla adam kaçıran John Jemelske,... New York Syracuse banliyölerindeki evinin altına,... kurbanlarını 3 yıl boyunca sakladığı kurbanlarına layık gördüğü işkenceleri uyguladığı bu gizli yer için karmaşık bir zindan kompleksi inşa etmişti.
Nunca vai saber isso. For his nest, predatory abductor john jemelske built a sophisticated dungeon complex under a suburban syracuse home, where he documented every detail of torture he carried out upon the victims he kept there for 3 years.
Bir hastanın yemeğinden yemek hoş görülen bir şey değil.
Comer da bandeja do paciente é coisa do "Frowned Upon".
* Hatta yerlerde sürünmem gerekse bile *
If I have to crawl upon your floor
The Simpsons S21E10 "Once Upon A Time In Springfield"
- S21EP10 Once Upon a Time in Springfield
* Tatlım, dans etmek istemez misin benimle *
Baby don't you wanna dance upon me?
* Tatlım, dans etmek istemiz misin benimle *
Oh, baby, don't you wanna dance upon me?
Ancak William Shakespeare bu hayattaki son günlerini,... Londra'nın tiyatrolarında değil,... doğduğu şehir olan Stratford-upon-Avon'da bir işadamı ve tahıl tüccarı olarak geçirdi.
William Shakespeare, contudo, passou o resto dos seus dias, não nos teatros de Londres, mas na pequena cidade onde nasceu, Stratford-upon-Avon, como comerciante, um mercador de cereais.
We stand upon sacred ground, watered with tears of blood.
Estamos em terreno sagrado, regado com lágrimas de sangue.
You would have better chance flinging yourself from the cliff and praying to land upon him.
Terias mais hipóteses se te mandasses do rochedo e lhe caisses em cima.
Çeviri : Lostris AkrieL Once Upon a Time Sezon 1, Bölüm 2
ERA UMA VEZ
Çeviri : Lostris AkrieL Once Upon a Time Sezon 1, Bölüm 4
ERA UMA VEZ
Çeviri :
Once Upon a Time
Lostris AkrieL Once Upon a Time Sezon 1, Bölüm 8 - Çaresiz Ruhlar
ERA UMA VEZ
Lostris AkrieL Once Upon a Time Sezon 1, Bölüm 12 - Yüzeysel
ERA UMA VEZ
Once Upon a Time'da daha önce...
Anteriormente em "Era uma vez"...
"Once Upon a Time" da daha önce...
Anteriormente em "Once Upon a Time"...
Mehmet Gündoğdu
Once.Upon.A.Time.In.America.1984.720p.BluRay.x264-YIFY
Newcastle-upon-Tyne'de binbaşı postalığı yaptı. 1995'de öldü.
Em 1967 foi eleito chefe da policia de Newcastle-upon-Tyne. Faleceu em 1995 traduzido por viking65
"Yıldızlardan dilenen dilek" çalıyor.
É o "When You Wish Upon A Star".
Seni kim yolladı? upon
Quem enviou você?
Once Upon a Time Sezon 1, Bölüm 3
ERA UMA VEZ
Once Upon a Time Sezon 1, Bölüm 6 - Çoban
Sincronia :
Once Upon a Time Sezon 1, Bölüm 10 - 7 : 15'te...
[S01E10] "7 : 15 A.M."
Once Upon a Time Sezon 1, Bölüm 11
[S01E11] "Fruit of the Poisonous Tree"
Once Upon a Time S01 E21
- S01E21 "An Apple Red as Blood"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]