Utandırıcı Çeviri Portekizce
314 parallel translation
Bundan hoşlanmasam da utandırıcı diye düşündüğünüz her şeyi bana anlatmanızı öneririm.
Por muito que isso não me agrade, tenho de Ihe recomendar que me diga pelo menos qualquer coisa que ache que possa ser embaraçosa.
Bizim konuşmalarımızda utandırıcı konulara girmek gibi bir alışkanlığımız yoktur, Matmazel Hope.
Penso que é um primo afastado da parte da mãe.
- Evet. Ama biraz utandırıcıydı.
- Sim, mas fiquei envergonhada.
Biraz kişisel, ve de utandırıcı.
É pessoal, e desagradável também.
Bütün olanlar senin için utandırıcı olmalı.
Tudo aquilo deve ter sido muito embaraçoso para si.
# Sorun benim göbek adım çok utandırıcı olsa da
"Problema é o meu nome do meio " Ainda que seja uma pena "
Bu çok utandırıcı.
Isto é muito embaraçoso.
Bu çok utandırıcı.
É embaraçoso.
Kocam beni utandırıcı bir duruma soktu... bir kez daha.
O meu marido colocou-me numa situação constrangedora.
Utandırıcı olur.
Podia ser muito embaraçoso para mim.
Bu çok utandırıcı.
É mesmo vergonhoso.
Ofiste elinde gördüğüm parayla ilgili... soru sormamın utandırıcı birşey olduğunu düşünüyor.
Ele acha que ficas constrangida se te falar no dinheiro que estavas a contar no escritório.
Utandırıcı olabilir.
E tenho um colectivo...
Aslına bakarsan, aşırı derecede utandırıcı.
Na verdade, é profundamente embaraçosa.
Çok utandırıcı, tamam mı?
Isto é muito embaraçoso.
Utandırıcı olan ne?
O que é embaraçoso?
Bu bana yaptığın en utandırıcı şey!
Foi a coisa mais humilhante que já me fizeste.
Evleneceğin kişiyi seçememen çok utandırıcı.
É humilhante não escolhermos com quem nos casamos.
Peg, bilmiyorum. biraz utandırıcı olabilir. bir milyon dolar, Al.
O que quero dizer é que não importa o que ela diz, tenho a certeza de que a Kelly quer que vás ao dia da profissão.
Bu utandırıcı birşey değil.
Não me incomoda.
Bu yüzden bu utandırıcı durumun içindeyim.
Por isso meti-me nisto.
- Hayır, çok... çok utandırıcı.
- Não, é... é muito embaraçoso.
- Az önce oradaydım. bu çok utandırıcı.
- Já lá estive. É embaraçoso.
Her şeyi çok utandırıcı bulmuştum.
Isto é muito embaraçoso.
Ayrıca söylerin çok utandırıcı.
Também estou envergonhado, sabes?
Sadece insanların bunu bilmesinden hoşlanmıyorum çünkü... bu kadar kısa bir süre evli kalmış olmak utandırıcı.
Eu não gosto que as pessoas saibam disto porque é embaraçoso para mim... ter sido casado por tão pouco tempo.
Utandırıcı bir anda girmekten endişe ettim.
Tive medo de chegar num momento constrangedor.
- Bu çok utandırıcı.
- Que vergonha.
Hayatımın en utandırıcı anıydı.
Foi o dia mais embaraçoso da minha vida.
Bir amatör tarafından öldürülmek çok utandırıcı olurdu.
Seria constrangedor ser assassinada por um amador.
En utandırıcı sırrım mı?
O meu segredo mais embaraçoso?
Bu biraz utandırıcı, ama bazen, bir adamla ilişkiye girdikten sonra...
É um pouco embaraçoso mas, por vezes, após ter tido relaçaões íntimas com um homem...
Bunu utandırıcı olduğunu niye söyledi?
Por que dirá ela que é embaraçoso?
Utandırıcı olan ne biliyor musun?
Descarado. Eu digo-te a "vergonha"!
- Oh, Tanrım, bu çok utandırıcı. Bu ne?
- Quase que fico com vergonha.
Red kararıyla davayı kaybedersek, oldukça utandırıcı olur.
Seria uma vergonha se perdêssemos uma questão de dispensa.
Hayır, kulağa utandırıcıymış gibi geliyor.
- Isso parece um horror.
Kulağa gerçekten utandırıcı geliyor.
Vou morrer de vergonha.
Sürekli bahsini açtığın utandırıcı şeylerden konuşuruz.
Podemos falar das coisas embaraçosas que tu tanto gostas.
Kütüphaneci olduğunu biliyor yani bu utandırıcı bilgiyi nasıl söylesem diye kaygılanman gerekmiyor.
Ela já sabe que é bibliotecário por isso nem tem de se preocupar em como lhe dar essas notícias embaraçosas.
- O utandırıcı olay hiç unutulacak mı?
- Alguma vez me vou livrar disso?
Utandırıcı şeyler falan?
Algo embaraçante?
- Neresi utandırıcı. - Hayır.
- Que embaraçoso.
Tuvok, zannedersem bu biraz utandırıcı.
Tuvok, não se sinta constrangido.
Çok utandırıcı.
É piegas!
Arthur Avenue'da doğup büyümüş olan kültürlü İtalyan arkadaşların - senin utandırıcı damadınla tanışmadılar.
O que a preocupava era que os vossos amigos italianos cultos, que nasceram e foram criados na Avenida Arthur, devo acrescentar, não conhecesse o seu genro bronco.
Yaklaşık beş dakika dansettim ve neredeyse düşecektim, ve bu çok utandırıcı birşey olurdu.
Estive a dançar durante 5 minutos, e quase caí, o que teria sido muito vergonhoso, já que estava na televisão.
Utandırıcı bir bok bu.
É uma desgraça de merda.
Bir tek dikkatsizce söz kullanmaya görün, bu sözün çok utandırıcı durumlarda tekrarlandığını görebilirsiniz.
Um rapaz muito mal-educado.
Öyle ortaya çıkıp neden yaptığımı söylemek beni utandırır.
Custa-me dizer porque o faço.
Bu, utandırıcı.
Zaworski no elevador por atrasar a renda da casa!