English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ U ] / Utanıyorum

Utanıyorum Çeviri Portekizce

1,204 parallel translation
Ayrıca bir şiir yazdığımı da söylemek istiyorum ama okumayacağım, çünkü utanıyorum.
Queria também dizer-lhe que escrevi um poema, mas não vai ouvi-Io porque tenho vergonha.
Senin yerine ben utanıyorum. Amy!
Me sento desconcertado por ti.
Utanıyorum.
Estou envergonhado.
Shai Alit'e olan duygularım uygunsuz davranışlara yol açtığı için utanıyorum.
Estou envergonhado que os meus sentimentos pelo Shai Alit me tenham conduzido a actos impróprios.
Çok utanıyorum.
E estou envergonhado.
Çok utanıyorum.
Estou embaraçado.
Ondan utanıyorum.
Tenho vergonha de sair com ela.
Sırılsıklam aşık olmaktan utanıyorum ama elimden başka şey gelmiyor.
! Confesso que me envergonho de tanto amar mas não está em minha virtude mudar isso!
Söylemeye utanıyorum ama, evet.
Me envergonha reconhecer que sim.
Kılık değiştirip geziyorum, çünkü paramdan utanıyorum.
Ando disfarçado porque tenho vergonha de todo o meu dinheiro.
Ben de senden utanıyorum.
Tenho vergonha de ti.
Duygularınızı çok iyi anlıyorum..... ve benimkilerden de utanıyorum.
Compreendo os seus sentimentos. Resta-me sentir vergonha dos que tive.
Kendimden aşırı derecede utanıyorum, Lizzy.
Estou envergonhadíssimo comigo mesmo.
Sizden utanıyorum!
Devia ter vergonha!
O zaman söylediklerimden utanıyorum.
Envergonha-me evocar as minhas palavras.
Ona davranışın yüzünden, onu buraya getirmeye utanıyorum.
Tenho tido vergonha de a trazer. Por tua causa e do teu comportamento.
Çok utanıyorum!
Estou tão envergonhada!
Ben çok utanıyorum.
Estou tão envergonhada.
Söylemeye utanıyorum ama tam bir ahmaktır.
- Sim. Tenho vergonha de dizê-lo, mas é um idiota.
Çünkü utanıyorum.
- Porque estava envergonhado.
Onun umurunda değil ama ben utanıyorum.
Ela não tem vergonha mas eu tenho.
Hey adamım bunu söylemekten utanıyorum, ama bu benim aldığım ilk ödül.
Detesto admiti-lo, mas é o meu primeiro troféu.
Bundan biraz utanıyorum.
Tenho vergonha.
Aslında planlarımdan utanıyorum.
Tenho vergonha dos meus planos.
Çok utanıyorum!
Sinto-me tão envergonhada!
Doğruyu söylemek gerekirse biraz utanıyorum, tatlım.
Na verdade, fico com vergonha de estar ao pé de ti.
Biraz garip geliyor, hem gurur duyuyorum, hem de utanıyorum.
Sinto um bocado estranha, sabes... Quero dizer, estou orgulhosa mas também um bocado envergonhada.
Sizinle aynı çocuk odasında bulunmaktan utanıyorum.
Tenho vergonha de estar no mesmo vestiário de crianças que vocês.
Ve bununla birlikte, Neelix'den daha iyi bir aşçı olduğunu söylediğimden dolayı kendimden biraz utanıyorum.
E embora eu me sinta um pouco culpada em dizer isso, a culinária dele é melhor do que a de Neelix.
O kadar utanıyorum ki.
Estou tão envergonhada.
Ve senden utanıyorum.
Envergonho-me de ti.
Yaptıklarımdan utanıyorum.
Porque estou envergonhada do que fiz.
Tanrım, söylemekten bile utanıyorum!
Meu Deus, até tenho vergonha de dizer.
Hayır, çok utanıyorum.
Não, tenho tanta vergonha...
Bunu söylediğime çok utanıyorum, Ama asiler saldırı için ordunun silahlarını kullandılar.
Envergonho-me ao dizer isto, mas os rebeldes usaram armamento do Exército no seu ataque.
Bunu itiraf etmekten utanıyorum... - Hayır, hayır. Sorun değil.
Não, tudo bem, porque..
Çok utanıyorum.
Estou envergonhada.
Dün gece sana uygun olabilecek arkadaşlarımı düşündüm ve bunu söylediğim için utanıyorum ama arkadaşlarımdan hiçbiri seninle çıkmaz.
É assim que me convida a sair? Diz-se que não devemos ser honestas com os homens porque a verdade é muito má para a imagem deles. Vou-lhe dizer isto.
- Çok utanıyorum.
Estou tão envergonhado.
Homie, çok utanıyorum.
- Homie, estou tão envergonhada.
Kendinizi evrende ki en yüksekte bulunan en zeki varlıklar olarak görüyorsunuz ama iğrenç bir hayvandan farkınız yok, ve görüntümün, sizlere benzemesinden utanıyorum.
Pensa que é o ápice do intelecto no universo, mas não é melhor que qualquer animal sujo! Me envergonho de ser feito à sua imagem!
- Biraz utanıyorum aslında...
É um pouco embaraçoso.
Seni doğurduğum için utanıyorum!
- Tenho vergonha de te ter dado vida.
Kardeşin olmaktan utanıyorum.
Bolas, como é humilhante ser tua irmã!
Utanıyorum!
Para mim, é um dia de vergonha.
Dün gece için, çok utanıyorum.
Sobre a noite passada, estou envergonhado.
- Utanıyorum, o kadar. - Bir şeyin yok.
- Acho que está bem.
Mülakat için başıma üşüşen, şu hıyarları görünce çok utanıyor ve futbolcuların büyük maçlara çıkmadan önceki ruh haline bürünüp, heyecanlanıyor ve titremeye başlıyorum.
É melhor fingir-me tímido com os gajos da entrevista, como se estivesse tão nervoso que nem lhes consigo responder, como os futebolistas que se enervam nos desafios.
- Utanıyorsun. Hayır, utanmıyorum.
- Não sou púdico!
Utanıyorum
Se não o disseres, eu vou morrer!
Bu şekilde davrandığım için çok utanıyorum.
Estou tão envergonhada por estar..

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]