Uzakta Çeviri Portekizce
7,718 parallel translation
Kesişme 68 km uzakta olacak.
A distância na intercepção será... Será de 68 quilómetros.
Maya iş üzerindeyken Kip uzakta, güvende duruyor.
Maya está no grosso da ação, Kip mantém-se a salvo lá em cima.
Bu şehir ne kadar uzakta?
Quão longe fica essa cidade?
Basından uzakta dur.
Fique longe da imprensa.
Hem de uzun süre uzakta dur.
Fique longe da imprensa por um bom tempo.
O kafes en yakın gösteri alanına altı kilometre uzakta.
Aquele recinto está a 6 km da atracção mais próxima.
# Sevgilim benden uzakta # # Ah yüzük yalvarırım dinle beni #
A minha amada está longe
Fazla uzakta değil. Ben iyiyim.
- Não é muito longe daqui.
- Çok uzakta mı?
- É longe?
Çok uzakta değillerdi. Sadece biraz...
Eles só queriam...
Nis Bruneau buradan ne kadar uzakta?
Sabe dizer-me se Bruneau é muito longe daqui?
Uzakta olmak, bir şeyleri farklı görüyorsun.
Ao estarmos longe, pensamos nas coisas de outra forma.
Buradan olabildiğince uzakta kalmanızı istiyordum.
Queria-vos a todos o mais longe possível disto.
- Ne kadar uzakta?
- É muito longe?
Orada tüm bunlardan uzakta güvende olursun.
Estarão seguros lá, longe disto tudo.
Bağlantı Yolu 5 ne kadar uzakta?
A Access Road 5 é longe? - Muito longe?
Endişeli olmanı anlıyorum. Evden bu kadar uzakta, alfan kayıp.
Compreendo a vossa preocupação, com o Alfa desaparecido tão longe de casa.
En yakın yerleşim 30 km uzakta.
A cidade mais próxima fica a 20 milhas.
Jeremy diğer askeri üssü 320 km uzakta bulduklarını söyledi. Bir şey yokmuş.
Jeremy disse que acharam a outra base militar a 200 milhas daqui.
Senin 2500 km uzakta olman gerekiyordu.
És suposto de estar a 1500 milhas daqui.
Artık uzakta değilim Carrie canım.
Não estou longe, Carrie, querida.
Bu silah şimdi Roma'nın dışında bir yerlerde saklanıyor. Orası yüzlerce kilometre uzakta.
Essa arma está escondida na fronteira de Roma, a centenas de quilómetros.
Buradan uzakta.
E muito longe daqui.
Bu civarlarda, şehirden uzakta... böyle şeylerden uzakta... eski Tanrıların hüküm sürdüğü zamanlarda olduğunu bildiğimiz... pek çok şey öğrenmiştik.
Por estes lados, longe da cidade, longe de todas estas coisas, aprendemos coisas que costumávamos saber quando os deuses antigos viviam.
Neler yapabileceğinizi gördüğünüzde çok uzun zaman kanın içinde durunca herkesten uzakta, ıssız bir kıyıya çekilmekten başka ne çare kalır ki elde?
Quando vimos aquilo de que somos capazes, quando pisámos sangue tempo suficiente o que nos resta, senão caminhar para uma praia deserta, longe dos outros?
Evet ama yakalamaya çalıştığı yeğeninden 482 km uzakta bir yerde.
Caso estejas curioso, é deste teu lado que eu gosto.
Parmağını keseceksin bunu yemeğimden uzakta yapamaz mıydın?
Se tinhas que cortar a ponta do dedo, não o podias ter feito longe da minha comida?
- Wyoming ne kadar uzakta?
A que distância fica o Wyoming? Longe.
Colum onu sürgüne, karısının cenazesine gönderip uzakta kalmasını emretmiş ve Jamie'yi de onunla birlikte gönderdi.
Colum baniu-o, mandou-o para o funeral da esposa dele e ordenou que ficasse lá, e mandou que o Jamie fosse com ele.
Eğer kardeşin olsaydım Seoul'den çok uzakta bir yere giden ilk uçağa binerdim.
Se fosse o seu irmão... apanhava o primeiro avião para bem longe de Seul.
Her şeyden uzakta yaşıyorum.
Vivo tão longe de tudo.
Ne kadar uzakta?
Qual é a distância?
1000 kilometre uzakta ya da hemen aşağı mahallemizde bir şeyler yaşanırdı.
Uma coisa que aconteceu a 1600 Km de distância. Ou no final do quarteirão.
160 kilometre uzakta ne de olsa.
São 160 Km de distância.
Tamam ama uzakta. San Diego'dakine gittim.
Está bem, mas é longe, fui a uma em San Diego.
Vegas fazla uzakta sayılmaz.
Vegas não é assim tão longe.
Son akrabası binlerce kilometre uzakta. İşe yaramaz. Ölüyor.
Seu último parente está a milhares de quilómetros de distância, inútil e morrendo.
Lannister'lardan uzakta.
Ela está bem longe dos Lannisters. Aqui é o lar dela.
Kıştepesi buradan bin mil uzakta.
Winterfell está a 1600 km daqui.
Kavgama hem burada, hem de uzakta devam edeceğim.
Continuarei essa luta aqui e e do outro lado.
Sürekli seni düşündüğümü göstermek için ve bu kadar işkolik, uzakta, sinirli sekse düşkün ve kötü bir koca olduğum için.
É só para mostrar que pensava em ti e para te agradecer por aturares um marido viciado no trabalho, com mau feitio, louco por sexo e imprestável.
Garnizon kaynaklarından ve takviyelerinden o kadar uzakta gezinmeye cesaret etmez. Çok riskli!
A tropa não se afastará tanto de mantimentos e reforços... é muito arriscado.
Bu kanlı karmaşadan uzakta.
Longe desta confusão sangrenta.
Evet. Buradan 50 km uzakta.
Fica a cerca de 50 km daqui.
Uçağını, olması gereken yerden binlerce mil uzakta bulduk.
Encontramos o avião dele a muitos km de distância de onde pensávamos que estava.
Yani... her yerde erkekler olacak evden de uzakta olacaksın, umarım kafesten kaçmış gibi davranmaman gerektiğinin farkında olursun.
Bem... Vai haver rapazes por todo o lado e vais estar longe de casa, por isso... Espero que tenhas o bom senso de não agir como se te soltassem da gaiola.
Ve ilk defa onu kendimden uzakta bulmak...
E tê-lo longe de mim, pela primeira vez, desta forma...
Rusları, buradan uzakta olmayan bir depoya kadar takip ettim.
Ratreei os russo até um armazém não muito longe daqui.
Çok uzakta değil.
- Não é longe.
Artık uzakta değilim.
Já não estou longe agora.
Aileden uzakta geçirilen Noel'e bayılıyorum.
Adoro Natal de órfão.