Uzatın Çeviri Portekizce
1,388 parallel translation
Bacaklarınızı uzatın ve nefes verin
Estira as pernas e expira.
Haydi kolunuzu uzatın.
Dê-me o seu braço!
Bileğinizi uzatın.
Dê-me o seu pulso.
Kollarınızı uzatın.
Dê-me os seus braços.
Tabakları uzatın.
Os pratos, por favor.
Kollarınızı uzatın, gözünüzü kapatın, başınızı eğin ve eğilerek yürüyün.
Estendem os braços, fecham os olhos, abaixam a cabeça e passam para o outro lado.
Kolunuzu uzatın lütfen.
O seu braço, por favor.
Başkaları da gelecek, bu yüzden kimse sana odaklanmayacak belki de "merhaba" hoşça kalın " "sosu uzatın" demekten başka bir şey konuşmana gerek kalmayacak.
Vão lá estar outras pessoas, por isso tu não és o centro. És capaz de conseguir passar a noite dizendo apenas... "Olá", "Adeus" e "Passe-me o molho."
Arkaya uzatın.
Vá lá, passem-nos até aqui.
- Elinizi verin. - Öbür elinizi uzatın Bayan Claire.
- Com prazer, Dame Claire.
Borda tahtalarını uzatın.
Colocar pranchas de abordagem.
Şu herifin kravatını bana uzat, küçük kardeş.
Apanha essa gravata, irmãozinho.
Evet, bardakları uzatırmısın?
Passas-me esses copos?
Şunu uzatır mısın?
Passa-me isso?
- Robert patatesi uzatır mısın lütfen?
Robert, passa-me as batatas, por favor?
Başını uzat. Başını uzat.
Dá cá essa carola.
Brian, bana TV rehberini uzatır mısın?
Brian, podes-me chegar a TV Guia?
Yalnızca süreci uzatırsın
Você só vai prolongar.
Biliyorum, peçete uzatır mısın?
Eu sei. Dás-me um lenco?
Bezelyeyi uzatır mısın, lütfen?
Pode me passar as ervilhas, por favor?
- Yaşamını uzatıyor.
Dá-te anos de vida.
Kaçınılmazı uzatıyorsun.
Vocês estão prolongando o inevitável.
Geceleri mercanlar su alır duyargalarını uzatır ve beslenmek için su yüzüne çıkarlar.
À noite, os corais deixam entrar a água, expandem os seus tentáculos e emergem para alimentarem-se.
Şu harika salata sosunu - uzatırmısın?
Podias-me passar esse maravilhoso tempero para a salada?
Ayağını yorganına göre uzat.
Camaradas! Estão a explorar-vos!
Sosu uzatır mısın canım...
Então, fui até à mesa...
Ellerinizi topa doğru uzatın.
Lança as maõs à bola.
Viskiyi uzatır mısın...
Podes-me passar o whiskey, por favor?
Bileklerinizi uzatır mısınız lütfen?
Estendam os pulsos.
Havluyu uzatır mısın?
- Passas-me uma toalha?
- Jesse, annenin tabağını uzat lütfen.
- Passa o prato da tua mãe.
Hadi, parmağını uzat.
Vá lá, dá-me o teu dedo.
Bernard, tereyağını uzatır mısın lütfen?
Bernard, passa-me a manteiga, por favor.
Şu levyeyi bana bir uzatır mısın, lütfen?
Dá-me aí esse pé de cabra.
Bay Logan, lütfen ellerinizi uzatır mısınız? Avuçlarınız yukarı baksın.
Sr. Logan, pode estender as mãos com as palmas para cima?
Sol kolunuzu uzatın lütfen.
Braço esquerdo.
Sütü uzatır mısın?
Passas-me o leite?
Hey, Max, ketçabı uzatır mısın lütfen?
Max, podes passar-me o ketchup, por favor?
Kreetassan baharatını uzatırmısın. Onu da ekleyeceğim.
Passe-me a especiaria kreetassana para pôr no caldo.
- Otur da ayaklarını uzat.
Senta-te e levanta os pés.
Bana diğer mendil kutusunu uzatır mısın?
Podias trazer-me a outra caixa de lenços?
Şunu annemlere uzatır mısınız..
Faça-me um favor, passe isto aos meus pais.
Bu ya şimdiye kadar yediğim en harika biftek ya da o kadar açım ki delirdim. Yabanturpunu uzatır mısın, lütfen?
Ou este é o melhor bife que eu já comi... ou estou tão esfomeada, que deliro.
Evet, sen işlemleri uzat, herkesin olanları unutmasını mı umut ediyorsun?
Sim, estenderá o processo esperando que se esqueçam?
Baksana Bob, şu kumandayı uzatır mısın?
Bob, passa-me o comando, está bem?
Sakıncası yoksa köfteni uzatır mısın?
Dê-me o rolo de carne.
Akvatemizleyici 2003, kendiliğinden temizleyen bir tuzlu su temizleyici ve akvaryum balıklarınızın ömrünü uzatır.
"O Aquaescuma 2003 é um aparelho auto-purificador de água salgada." "Não requer manutenção e prolonga a vida dos seus peixes."
Biliyor musun dilini uzatıp kıçını yalayabilmeni isterdim.
Sabes, adoraria que arrancasses os lábios e os engolisses.
Ayağını yorganına göre uzat demedim mi sana?
Eu disse-te para não deixares isto ficar fora de controlo.
Kate, ışığı uzatır mısın biraz?
Garantir que chega salvo.
Bornozumu uzatır mısın?
Passa-me o robe?