English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ V ] / Vahsice

Vahsice Çeviri Portekizce

754 parallel translation
Şimdi, dün gece Janice Caldwell'in vahşice öldürülmesi polis şubesinin, ya da bizim en temel seviyelerde suçla baş etmede başarısız oluşumuzun acı bir göstergesidir.
O assassínio de Janice Caldwell é o reflexo do falha da polícia, da nossa falha, de lidar com o crime, nos seus níveis mais básicos.
YapıIan otopside ölüm nedeni vahşice sarsıImasından dolayı olduğu ortaya çıktı.
Em cada caso, a autópsia revelou que a causa da morte fora choque violento.
Benimle vahşice sevişiyor, anne.
Ele está a fazer amor violento comigo, Mãe.
JOHN MASON VAHŞİCE DÖVÜLDÜ
JOHN MASON BRUTALMENTE ESPANCADO
Tek bildiğim sebepsiz ve vahşice bir katliam olduğu.
Só o que ouvi, que foi uma matança desleal e sem piedade.
- Belki sana biraz vahşice gelebilir ama... bilmelisin ki bizim ilk görevimiz ölülerimizle ilgili olacak.
- Se não fosses um selvagem... saberias que a nossa primeira tarefa é com os nossos mortos.
Maktulün vahşice öldürüldüğü görülsün diye... o fotoğrafları mahkemeye sunduk.
Elas foram apresentadas para mostrar... que o falecido teve uma morte violenta.
Bir adamın vahşice öldürülmesine neden olmuş... bir diğerinin de bir ihtimal hapse atılmasına neden olacak... bir donun komik bir tarafı yok.
Não há nada cómico num par de cuecas... que estão envolvidas na morte violenta de um homem... e no possível encarceramento de outro.
Bu nedenle benim vardığım tek mantıklı çıkarım, Chris Hubble, Lucy Dabney'e vahşice saldırmış ve öldürmüştür,
Assim mantenho que há só uma conclusão possível a ser alcançada, que Chris Hubble violou e assassinou Lucy Dabney,
Sebepsiz yere ve vahşice öldürecektir.
Matará sem motivo e de maneira selvagem.
O zaman Yunanistan daha vahşice savaşır.
A Grécia vai lutar ainda com maior ferocidade.
Çok vahşice olur.
Isso é demasiado selvagem.
Mayella Ewell'in, hemen hemen hep sol elini kullanan... birisi tarafından... vahşice dövüldüğünü... gösteren tali deliller bulunmaktadır.
Há provas circunstanciais que indicam que... Mayella Ewell foi espancada... de forma selvagem... por alguém que usa, quase exclusivamente, a mão esquerda.
Neden vahşice öldürülüp buraya atmışlar ki?
Por que terá sido morto de forma tão bárbara e trazido para cá?
Vahşice frene basmışsın.
Deves ter carregado no travão como um selvagem.
Tabi ki hayır, ama öldürürken gördün vahşice ve iğrenç bir şekilde.
Não, por Deus, mas já os viste matar violentamente e horrificamente.
Keskin bir göz, vahşice kendini adama ve çok keskin pençeler.
Olhar aguçado, dedicação feroz e garras afiadas.
Şey, iyi doktorumuz senin... vahşice davrandığını söyledi.
Bom, o nosso bom doutor disse que o senhor agiu como um louco.
Sonra da "Lucretia'nın Kaçırılıp Vahşice Tecavüzü" nü oynayacağız. Ben Lucretia olacağım.
E depois disso... vamos brincar ao "O Sequestro e a Cruel Violação da Lucrécia" e eu serei a Lucrécia.
Hepiniz dağlanarak, vahşice öleceksiniz.
Terão uma morte horrível, dores cauterizantes.
Bu kasabaya geldiğimden beri birçok üzücü şey gördüm. Vahşice katledilen 3 erkeği toprağa verdik.
Desde a minha chegada a esta cidade, tive de realizar o enterro, de três homens que morreram violentamente.
- Bu çok vahşice! - Evet, öyle.
- É monstruoso!
Bir hafta içinde vahşice öldürülmüş olursun.
Serias brutalmente assassinada no espaço de uma semana.
Bir kadını soymak için, vahşice öldürdü.
Matou brutalmente uma mulher para a roubar.
Senin gibi serserilerin vahşice saldırdığı devlet neden karsılık vermesin?
Então por que não há-de o Estado brutalmente abalado por vocês responder na mesma moeda?
Vahşice tecavüze uğradı.
Foi horrivelmente violentada.
Bakirelerle yapılacak en iyi şey vahşice düzüşmek.
A única coisa a fazer com virgens é atacar ferozmente.
Tanrıdan korkmadan vahşice, sadistçe masum bir kadına saldırmak!
Agarrar numa mulher inocente e atacá-la de uma maneira brutal, sádica e impiedosa.
Bu korkunç. Çok vahşice.
Isto é horrível.
Bugün, Finlandiya karla kaplı toprakları üzerinde vahşice saldıran düşmana karşı savaşıyor.
Hoje, a Finlândia, por entre a neve e os seus lagos gelados, luta contra as forças da violência sem escrúpulos, tal como nós o fazemos.
Ailemizin adından hiç silinmeyecek bir lekedir bu. Korkaklığım ve zayıflığım yüzünden... Barry'lerin üstümüzde vahşice ve cahilce... baskı kurmasına göz yumdum.
Para eterna vergonha do meu nome... consenti, pela minha covardia e fraqueza... que os Barrys estabelecessem brutal... e ignorante tirania... que fez de minha mãe um farrapo... e dissipassem e arruinassem a fortuna duma família.
Zürih'teki adamın... bir çok ajanımızı vahşice katlettiğine inanmak için... geçerli sebeplerimiz var.
Temos motivos para crer que o homem de Zurique... é responsável pelo homicídio de vários dos nossos agentes... de uma forma extremamente bárbara.
Cesetler ortalığa saçılmıştı, vahşice parçalanmışlardı.
Havia cadáveres espalhados por vários hectares de terra. A maior parte deles, horrivelmente mutilados.
Ama bu çok vahşice.
Mas parece tão cruel.
Bana yalan söylendi, saldırıldı, adamlarıma vahşice davranıldı, öldürüldü! Devam edeyim mi?
Mentiram-me, agrediram-me, os meus homens foram maltratados e mortos...
- Vahşice yok edilmiş...
Destruiu...
Ama bunun için seçtiği yol... deliliğe ve vahşice bir ölüme yol açtı.
mas os meios que escolheu provocaram a loucura e a morte.
Bu çocuk vahşice dövülmüş.
Este miúdo foi ferozmente atacado.
Bırakalım vahşice yaşayıp beslensinler. Bütün bu otorite olan karşıtlık saçmalık.
Deixam-nos andar à solta e ler toda a espécie de disparates anti-governo.
Ah, hey, bakın, Doktor... Burada vahşice öldürülmüş bir kadından bahsediyoruz bana söyleyebileceğini herhangi bir şeyden rahatsızlık duyabilecek bir kadın.
Ah, ouça, doutor... temos uma mulher brutalmente assassinada e que não se pode sentir constrangida... com qualquer coisa que me conte.
Eski bir inanışa göre, onlar sadece vahşice öldürülenlerden yapılabilir.
"Uma antiga lenda diz que só pode ser feito com quem morreu... de forma violenta." "
Ne kadar vahşice.
Que loucura!
Peter ergenlik çağındayken Rhode Island'da yakında tanıdığı bir kız vahşice katledilmiş.
Quando Peter era um adolescente em Rhode Island... uma rapariga que conhecia foi assassinada brutalmente.
Ama bana kalırsa bu işlem çok vahşice bir yöntem.
Mas para mim, a lobotomia é um recurso bárbaro.
- Hiç bu kadar vahşice davranmamıştı.
- Não posso acreditar. - Ele nunca foi assim tão violento.
Adamları senin ve kaledeki tüm kadınların vahşice ırzına geçeceklerdir. Pekala.
Quando entrarem por aqui dentro vão violá-la a si e a todas as mulheres de cá.
Noel'e birkaç gün kala gözleri aç kurtlar gibi vahşice parıldamaya başlardı.
Pouco dias antes do Natal os seus olhos começariam a brilhar com um olhar selvagem.
Ya vahşice dövülürken kardeşimin hakları?
E quais os da minha irmã ao ser brutalizada?
Adam da onun bakışından garip bir şekilde..... etkilenmiş gibiydi, ve onun vahşice bir jest yaptığını gördüm.
Parecia que tinha visto um fantasma.
Bay Gold, bildiğiniz gibi Bölge Başsavcısı James Lister Bailey Skandalında böyle vahşice öldürülen ikinci tanık oluyor.
Mr. Gold, tem conhecimento que o Promotor Público Lister é a segunda testemunha do Escândalo Bailey a morrer de repente.
"Meşru müdafaa halinde psikopat bir katili vahşice öldürmüş."
Defesa pessoal de um assassino psicopata. "

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]