Vais Çeviri Portekizce
171,506 parallel translation
Çıkar ağzındaki baklayı, Flynn. Beni yine terk edeceksen, söyle.
Se vais embora outra vez, diz-me.
Nereye kenetlenecekler?
Onde raio é que tu vais acoplar?
Onu yakında göreceksin.
Vais vê-lo em breve.
Sadece başını yere atacaksın ve... "Vızıldamak."
Vais ter de baixar a cabeça e...
Hayır değilsin.
Não, não vais.
Nereye gidiyorsun
Onde é que vais?
Yaparsan ben seninle yer değiştireceğim.
Faz isso e vais no meu lugar.
Nasıl temasa geçeceksin
Como é que vais fazer contacto?
Nasılsın?
Como vais?
"Yakacaksın." "Daha hızlı çevir." "Sen bu işten anlamıyorsun."
Tal como : "Vais queimá-los." "Roda mais rápido.", "Não os sabes fazer."
Her gece pazara gittiğinizde önemli olan iyi yapılmış bir işin sonucudur.
Quando vais ao mercado noite após noite, o que interessa é o resultado final de um trabalho bem feito.
Konuşmak istemiyorsun biliyorum, ama neden Randy'nin yanına taşınmıyorsun?
Eu sei que disseste que não querias falar nisso, mas porque não vais para LA e ficas com o Randy?
Çıkmadan önce çocuklar için pizza sipariş edebilir misin?
- E... vais dizer o que fizeste por mim?
Kimin canına okuyacağını seçmelisin. Sonra da onun kökünü kazımalısın.
Há que escolher quem vais fornicar e depois fornicá-la bem!
Bu adama sıkı tutun çünkü bir gün gidecek Chuck. Sonra nihayet kendi başına bir şey yapmak zorunda kalacaksın.
Aproveita bem, Chuck, um dia destes ele já não estará cá e vais finalmente ter de fazer algo sozinho.
Beni azarlayacaksan içinde ne varsa söyle.
Se me vais desancar, força!
İşte bu yüzden sen asla hisse alıp satamayacaksın.
É por isso que nunca vais negociar títulos.
Onu gerçekten işe alacak mısın?
- Vais contratá-lo? Porquê?
Selam. Partiye benim yüzünden gitmediğini tahmin ediyorum ve bu beni muhtemelen etmemesi gereken bir şekilde mutlu ediyor.
Sabes, acho que não vais à festa por minha causa, o que me deixa feliz mas não deveria...
Belki doğru gelecek, belki de yanlış ama bunu anlamak için balıklama atlaman gerek.
Ou vais sentir-te bem ou não... mas... tens de avançar para descobrir.
Yüz milyon dolardan daha değerli bulursun belki.
Se calhar vais descobrir que vale mais de cem milhões.
Düşündüğüm ve umduğum gibi biriysen başka bir şeyle haklarsın onu.
Se fores o homem que acho que és e espero que sejas, vais apanhá-lo com outro crime.
Neden bahsettiğini nereden bileceksin?
- Como vais descobrir o que é?
Araştırmayı ona vereceğim söyleyeyim mi peki?
Digo-lhe que lha vais dar?
Burada dersleri ben veririm ve sen de dersini almak üzeresin.
Eu ensino as lições e tu vais ter uma agora.
Öylece gidecek misin, yoksa sana eşlik etmemi ister misin?
Vais-te embora ou queres companhia?
Kazanacağın tek, tek gecelik ilişki de odur zaten.
É a única coisa que vais conseguir numa só noite.
Randevuna gidemez misin sen artık?
Porque não vais logo para o teu encontro?
Cidden bu "Pitch Perfect" oyuncusunun seninle böyle konuşmasına izin mi vereceksin?
Vais mesmo deixar o elenco de "Pitch Perfect" falar contigo assim?
Ashley, sen Bunny'e altı dolar vereceksin oda tırnaklarını yapacak.
Ashley, vais receber 6 $ da conta Paypal da Bunny e ela vai fazer-te as unhas.
Bunny, sen Amber'a yirmi dolar vereceksin. O da gay arkadaşı Dave'i ablanın düğününe götürmen için sana verecek. Oldu mu şimdi?
Bunny, vais enviar à Amber $ 20 e ela vai emprestar-te o seu amigo gay Dave para o casamento da tua irmã.
- Onu terk mi ediyorsun?
- Vais deixá-lo?
- Onu provoke edeceksin.
- Vais provocá-la!
- Yıldız olacaksın.
- Vais ser a estrela.
Karnına vuracaksın ve düşüğe sebep olacaksın. Bu düşükle bir değil, iki değil, üç hayat mahvolacak.
Vais dar-lhe um pontapé na barriga que causará um aborto que estragará não uma vida, não duas vidas, mas três vidas no processo.
Ekibe mi katılıyorsun?
Vais juntar-te à equipa?
Ne yapacaksın?
O que vais fazer?
Bir gemi alıp Northumbria'yı terk edeceksiniz.
Vais levar um navio e vais sair da Nortúmbria.
Geri dönmeyeceksiniz.
- E não vais regressar.
Senin de öyle olman gerekecek.
Vais precisar de ser assim.
Sıçan yuvanıza geri dönüp dinlemek isteyen herkese şöyle de "Lunden'in ötesindeki Temes Nehri Alfred'e aittir ve Uhtred of Bebbanburglu Uthred tarafından korunuyor."
Vais voltar ao teu ninho de ratos... e dizer a todos os que te ouvirem... que além de Londres, o Rio Tamisa pertence a Alfredo. E é guardado por Uhtred de Bebbanburg.
Uhtred, Mercia Kralı olarak taç giyeceğini söyledi.
Ele disse que tu, Uhtred, vais ser coroado rei da Mércia.
- Kraliçe olacaksın.
Vais ser rainha.
Mercia Kralı olmak için yeminini bozman gerekirdi.
Para te tornares Rei da Mércia vais ter de quebrar esse juramento.
Gidip onu getirir misin Finan?
Vais chamá-lo, Finan?
Gemin sende kalacak!
Vais ficar com o teu barco.
Sancak beyi olarak kalmak istiyorsan kanunlara tabi olacaksın.
Se desejas continuar a ser Ealdorman, vais guiar-te por elas.
Bir kısmı kalmış.
O que vais comer?
Evet.
O que vais fazer?
- Nereye gidiyorsun?
Aonde vais?
- Nereye?
- Aonde vais?