Vaiz Çeviri Portekizce
769 parallel translation
O bir vaiz nasihat ve dinseI öyküIeri var. "
ele é um pregador de parábolas e sermões. "
Belki bir vaiz gibi görünebilirim, ama gerçek şu ki bir insanın vicdanı kadar çelik duvarlarla örülmüş hapishane yoktur.
Posso parecer um pregador, mas a verdade persiste, de que não há prisão mais impenetrável do que a consciência de um homem.
Sen vaiz değil misin?
O senhor não é o pastor da igreja?
Babam, senin vaiz olmaya uygun olmadığını söylerdi.
O pai sempre disse que o senhor não estava talhado para pastor.
Ama sen vaiz değildin.
Mas tu não eras pastor.
- Artık vaiz değilim.
- Já não sou pastor.
Ben artık vaiz değilim, biliyorsun.
Já não sou pastor, sabe.
Bu yüzden bir daha vaiz olamam.
É por isso que não posso voltar a ser pastor.
Bronwyn ve Ivor'un nikahını yeni vaiz, Bay Gruffydd kıyacaktı. Cardiff'teki üniversiteden geliyordu.
A Bronwyn e o Ivor iam ser casados pelo novo pregador, o Sr. Gruffydd, que viera da universidade de Cardiff.
Dude'un vaiz olacak kadar aklı yoktur.
O Dude näo tem juízo suficiente para ser padre.
Vaiz olacak.
Vai ser um padre.
Ben bir vaiz değilim ; ama kutsal kitabımızı defalarca kez okumuş biri olarak, orada dans etmeye karşı tek bir kelime bile görmediğimi belirtmek isterim.
Eu não pretendo ser um pregador... mas li a Biblia de fio a pavio... e nunca encontrei nenhuma proibição contra bailes.
O bir vaiz di, Kızılderililerle savaş için bir gönüllü birliğine katıldı.
Era um padre que tinha um grupo de voluntários para combater os índios.
...... Batıyı beyaz adam için güvenli hale getiriyorlardı Başlarındaki, yobaz ve kana susamış kendisine vaiz diyen Chivington vardı...
Formaram um grupo chamado de Voluntários do Colorado... eram muito valentes, grandes heróis. Eles iriam tornar o oeste mais seguro para o homem branco. O chefe deles era um hipócrita, sanguinário, uma espécie... de pregador chamado Chivinton.
Vaiz mi?
Um pregador?
Bana dinamizm gibi görünen vaiz konuşması.
E foi aí que eu caí.
Çocuklara bedava şeker de dağıtacak mısınız, Vaiz?
E daria doces de graça às crianças?
O bıçağı battaniyenizin arasına saklamayı nasıl başardınız, Vaiz?
Como é que tem essa navalha escondida nos cobertores?
Hangi dine bağlısınız, Vaiz?
Que religião professa, Pastor?
Devam edin, Vaiz.
Vá falando, Pastor.
- Hayır. Soruyorum çünkü üvey baban bir vaiz.
Só pergunto porque o teu padrasto é um pastor e isso.
Benimse bir vaiz olduğum pek söylenemez.
Nunca gostei muito de pastores.
Ne kadar cesursunuz, Vaiz.
É muito corajoso da sua parte.
Üzerlerine fazla gitmeyin, Vaiz.
Não seja demasiado duro com eles, Pastor.
- Dikkat et, Vaiz!
- Tenha cuidado, Pastor.
- Selam, Vaiz!
- Ora, ora, Pastor!
Giysilerine bakılırsa, bir vaiz olabilir. Hayır.
Pelas roupas, que usa, podia ser um pregador.
Bir sene önce buraya bir vaiz olarak geldi.
Veio para cá há um ano, como pregador.
Vaiz olsaymış o zaman, ressam değil.
Ele devia ter sido um padre, não um pintor.
Bunu bana yüzbaşı olarak mı yoksa vaiz olarak mı soruyorsun Sam?
Estás a perguntar-me como Capitão ou como Reverendo, Sam?
Şimdi seninle vaiz olarak değil kolcu sıfatıyla konuşuyorum.
Estou a falar consigo como Ranger, não como um pregador.
Önce bizim gibi suçlu diyorsun,... sonra kadife sesli bir vaiz senin kalbini yumuşatıyor,... seni aptal bir çocuğun katil olamayacağına inandırıyor ve sen de oyunu değiştiriyorsun.
Votou culpado, como todos nós, então aparece-lhe um falinhas-mansas a amolecer-lhe o coração com a conversa do rapazinho desfavorecido que não pôde evitar tornar-se assassino, e você muda o voto. Se isto não é a coisa mais doentia...
- Senden iyi bir vaiz olurdu.
- Daria um bom pregador.
Vaiz bende bir vitray olduğunu duyunca neredeyse ağlayacaktı.
Se visses o padre quando soube que o vitral não era em sua honra... - Quase que chorou.
Çünkü benim ihtiyar vaiz'di. Böyle şeyleri ve nedenlerini düşünmezdi.
Porque meu velho pensava que era um pregador.
Baban vaiz miydi?
Seu pai era um pregador?
Ama ayağının dibindeki bir ayyaş şöyle demişti : "Vaiz, sizi anlıyorum."
Mas aos seus pés havia um bebum sentado de pernas cruzadas bebendo vinho, dizendo, pastor, entendo você.
Güzel bir hutbeydi, Vaiz.
Foi um belo sermão, Vigário.
Afedersin ama sanki bir vaiz gibi konuşuyorsun.
Desculpe, mas o senhor fala como um pregador.
... vaiz olduğunuzu söylemiştiniz.
... o senhor disse que era pregador.
- Yere ser onları, vaiz!
- Arrase com eles, pregador.
- Bu Gantry serserisi bir vaiz.
- Este sacana do Gantry é um pregador.
Şu vaiz.
Esse pregador.
Sen kendine vaiz mi diyorsun?
- Tem a lata de se intitular pregador?
- Şehirden defol, vaiz kadın!
- Saia da cidade, mulher pregadora.
Vaiz, bana da burbon getir.
Preacher, traga-me um bourbon.
Vaiz, bana kahvaltı getir.
Preacher, arranje-me um lanche.
- Vaiz dediğim kişi de şu Bay Gruffydd.
O pregador, disse eu. É o Sr. Gruffydd.
- Çok doğru, Vaiz.
Assaltei o banco porque me fartei de ver crianças a vaguear pelas florestas, sem comida.
Siz mi, Vaiz?
- Você, Pastor?
- Devam edin, Vaiz.
- Continue.