English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ V ] / Varisi

Varisi Çeviri Portekizce

646 parallel translation
John McKay evinin yasal varisi olarak lütfen en kısa sürede Rockville'e gelip evin vekaletini üstleniniz.
Como legítimo hedeiro de John McKay, Pedimos-lhe que venha o quanto antes a Rockville para tomar posse da su propriedade.
Kişisel belgeleri incelendiğinde, bu ilginç adama ait sansasyonel bir vasiyet bulundu ki vasiyet, onun kollarında öldüğü kişiyi, muazzam servetinin biricik varisi yapıyordu.
A. G. Money morreu quando lavava as mãos. Entre os seus documentos foi encontrado um testamento bastante único, que declara como herdeiro universal da sua imensa fortuna o homem que o segurasse nos braços quando morresse.
Ya Tüccar Simonides'in varisi ya da Ben-Hur'un köIesi. "
Herdeira de Simónides o Mercador ou a escrava de Ben-Hur. "
Deniz tanrısının büyük oğlu ve okyanusların varisi.
O filho mais velho do mar e herdeiro de todos os oceanos.
Pardon. Semple varisi Longfellow Deeds, sizinle tanışmak istiyor. Evet.
Longfellow Deeds, herdeiro da fortuna Semple, deseja conhecê-lo.
Son vasiyetine göre... Bayan MacFay 100.000 dolar dışındaki her şeyin varisi.
De acordo com o testamento, a Menina MacFay recebe tudo excepto $ 100.000.
"Merhum Hiram Phelps mağazasının yarısını varisi Tommy Rogers'a bıraktı."
"O último dos Hiram Phelps deixa metade do seu grande armazém ao seu protegido, Tommy Rogers".
Babasının milyonları var ve varisi o Ayrıca çok da güzel
O pai dela tem milhões e ela é a herdeira E era tão bela
Evet, belli bir mülkün varisi olarak seçildim.
Sim, fui escolhido para vir a tomar conta de uns bens.
Generalin varisi, genç generali davet ettim.
Tal como o herdeiro do general, o jovem general.
Artık düklüğün varisi olmuştu bana ihtiyacı yoktu. Anlıyorum.
Agora, era herdeiro de um ducado e eu já não lhe servia para nada.
Krallıktaki her evlenmemiş genç kız, ayrım yapılmaksızın, bu camdan ayakkabıyı ayağına giymeyi denesin, ayağı bu ayakkabıya tam olarak uyanlardan biri bulunsun ve o genç bayan bu araştırmanın sonucu olarak ilan edilsin ve Majestelerinin, sevgili oğlumuzun ve tahtın varisi olan asil prensimizin gerçek aşkı olarak kabul edilsin.
Que cada donzela do reino, sem excepção, calce este sapatinho de cristal e aquela a quem este sapatinho servir na perfeição será aclamada o objecto desta busca e deverá ser vista como o verdadeiro amor de Sua Alteza Real, o nosso adorado filho e herdeiro, o nobre príncipe.
Köle pazarı bugün kalabalık çünkü, yaşlı imparatorun varisi ve vekili genç Kaligula gladyatör satın almaya geliyor.
O mercado de escravos está cheio pois Calígula, herdeiro e regente, vem comprar gladiadores.
Prensesin tacın varisi olduğunu sana hatırlatmalıyım.
Devo lembrar-lhe que a Princesa é a herdeira directa ao trono.
Ne varisi?
Que herdeiro?
Priam oglu Paris, sorumluluk varisi.
Páris, filho de Príamo, herdeiro de responsabilidades.
Hükümdar Prens Chowfa Chulalongkorn, tahtın varisi.
Príncipe Chowfa Chulalongkorn, herdeiro do trono.
Bugün kameralarımız Amerika'nın en büyük servetlerinden birinin varisi Bayan Lois Clarke'ın evinde.
Hoje as nossas câmeras estão na casa da Srta. Lois Clarke herdeira de uma das maiores fortunas americanas.
Tam da Washizu'nun seni varisi olarak göstermesi bir düşten öte iken.
No entanto, o desejo de Washizu te nomear herdeiro não é sonho nem ilusão.
"sizi bu gücün tek varisi olarak seçtim."
"escolhi-o para ser o único beneficiário desse poder."
Kraliçe Enid'in tahtının varisi hakkında neden söylentiler yayıyorsunuz?
Então porque espalha boatos sobre a existência de um herdeiro ao trono?
Bu güzel çocuk tahtın varisi olarak beni temsil edecek..
Esta bela criança dar-me-á um herdeiro.
Ailenin devamını sürdürecek bir varisi var mı? Var.
- Há algum sucessor ao título da família?
Davud'un varisi ben değil miyim,?
Não sou o herdeiro de Davi?
Yeğeni Octavian'ı onun varisi ilan ettiğini!
Nomeando como herdeiro dele o sobrinho, Octavian!
Ve eğer Sezar gerçek bir kral olmuş olsaydı Octavian'ı varisi ilan eder miydi sanıyorsun?
E se César se tivesse tornado rei achas que teria nomeado Octavian?
Sonunda Filippi'de kendisinin ve Sezar'ın varisi Octavian'ın lejyonlarıyla onların karşısına çıktı.
Por fim, em Filipos conseguiu mandar contra eles as suas legiões e as de Octavian que era herdeiro de César.
Kadim bir geleneği canlandırmak adına... tüm hayatımız boyunca... tahtın varisi olacak kişiyi açıklamaya karar verdim.
Revivendo os antigos costumes... decidimos que devemos coroar nosso sucessor em vida.
Baban... benden... varisi olmamı istedi...
O seu pai... me pediu... para ser o seu herdeiro!
Commodus'u mirasından her an mahrum edebilir ve... Levius'u varisi olarak ilan edebilir.
A qualquer momento deserdará Comodus, e proclamará Lívio como seu herdeiro!
Sezar'ın varisi olmak ya da aşkın arasında seçim yapmak zorunda idim.
Se tivesse de escolher entre ser herdeiro de César, e o seu amor,
Çiftliğin varisi benim.
Sou o herdeiro do rancho.
Aslını söylemek gerekirse efendim varisi olmadan öldüler.
O meu amo morreu sem deixar descendentes. No sentido usual do termo.
Kendi varisi yapmak.
Que o faças seu herdeiro universal.
Tek varisi.
Seu único herdeiro.
Açıkça cevap verin, Kraliçe Anne'in çocuklarını tahtın varisi olarak... kabul ediyor musunuz?
Temos de saber ao certo se reconheceis os descendentes da Rainha Ana... como herdeiros do trono.
O tüm Rusların varisi.
Ele é o herdeiro de todas as Rússias.
Onun varisi var. Bekle burada.
Ela tem varizes, espera aqui.
Caesar sizi ailesine evlatlık edindi, varisi yaptı.
César adoptou-vos e nomeou-vos seu herdeiro.
Bekle, oto yıkama varisi demek ki su oyunları istiyor.
- Espera, o herdeiro da firma quer brincar na água.
Julia Rainbird sizi Rainbird mirasının varisi yapmak dışında sizden bir şey istemiyor.
Julia Rainbird não quer nada seu, apenas fazê-lo herdeiro da fortuna dela.
Mirasın tüm o güzelim milyonlarının varisi.
Todos aqueles milhões.
Holly Acheson, Edward Acheson, A.B.D nin mağaza zincirleri kralının, tek kızı ve tek varisi.
Holly Acheson, filha e herdeira única de Edward Acheson, O rei das isenções de impostos nos Estados Unidos.
Prens Selim, Şeyhin yeğeni. Onun son varisi.
O príncipe Salim, é sobrinho de El Sharif, e herdeiro legítimo.
- Anlamadım. - O ya Thorn milyonlarının varisi ya da İsa'nın ta kendisi.
- Ou é herdeiro dos milhões do Thorn ou Jesus Cristo em pessoa.
Görünüşe göre, senin kaderinde tahtın varisi olarak kalmak var.
Parece que continuarás a ser o herdeiro do trono, e nada mais.
Tahtın varisi olarak, ben, Malic, komutayı devralıyorum.
Eu, Malic, como herdeiro do trono, assumo o comando.
Nehrin karşısında yaşayan Valmassique'nin varisi... Adele denen tatlı bir kız.
A herdeira de Valmassique, a propriedade do outro lado do rio é uma jovem adorável chamada Adele.
SEMPLE VARİSİ HENÜZ BİLİNMİYOR!
DESCONHECE-SE HERDEIRO DE SEMPLE!
- Varisi öğrenmek istiyor.
- Um jornalista?
Bir servetin varisi, hatırladınız mı?
A herdeira duma fortuna.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]