English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ V ] / Veloz

Veloz Çeviri Portekizce

491 parallel translation
Yağ satarım, bal satarım, ustam öldü, ben satarım!
Os cavalos a correr, os rapazes a aprender, quem será o mais veloz, que bem irá vencer!
Kumandası kolay, dümeni hızlı, süratli, zeki.
Fácil de manobrar, rápida na direcção, veloz, resplandecente.
Abdullah, en hızlı atlı! En büyük kılıç ustası! En vahşi savaşçı!
Abdullah, o ginete mais veloz, o melhor espadachim, o lutador mais feroz, agora sou uma ama-seca.
Kaptan bey epey süratli ve bizden yana bir akıntı üzerinde olduğumuzu düşünüyor.
O Herr Kapitän acha que estamos na corrente certa, e é veloz.
Sana hızlı bir at vereyim.
Vou lhe dar um cavalo veloz.
Gösterişli, atak.
- Elegante, veloz.
En süratli arabamı al.
Leva a minha biga mais veloz.
Av kurnazlık etmek isteyince av köpeği ne yapar? Avın inine doğru ok gibi fırlar.
Se a besta age com astúcia o cão corre veloz como uma flecha até a sua correia!
O Bizim filonun gemilerinin Japon denizaltılarından hızlı olduğunu bilir.
Porque ele sabia que o nosso navio era mais veloz que o submarino japonês.
Benim hızlı dostum.
Meu veloz companheiro.
Çoğundan daha iyi görünüyorsun, ve onlar kadar hızlı koşamazsın.
O mais lindo e menos veloz.
Hız ile beslenir.
É o mais veloz.
Fil daha büyük, at daha hızlı ve daha güçlü, kelebek çok daha güzel, sivri sinek çok daha doğurgan. Basit bir sünger bile daha dayanıklı.
O elefante é maior, o cavalo é mais veloz e mais forte a borboleta é mais bonita, o mosquito é mais prolífero até mesmo uma esponja é mais duradoura.
Ellerini çırp, ne kadar hızlı olduğunu görelim.
Bata palmas, e vejamos se é veloz.
Hadi, ne kadar hızlı olduğunu görelim.
Vá, agora, e vejamos se és veloz.
Onu canlı istiyorum. Biri benim atımla birlikte yanına iki at daha alıp yolunu kessin.
Quero que o homem mais veloz leve o meu cavalo e outros dois e o persiga.
Savaşa giden hızlı gemi.
Um navio veloz em direcção ao perigo.
Akdeniz için uzun, zarif bir yat mı yoksa küvetin için minik bir tane mi?
Um longo e veloz iate para percorrer o Mediterrâneo ou um pequenino para a banheira?
Manu'nun arabası kaç yapar?
O carro de Manu é veloz?
Artık daha hızlı ilerliyoruz
Partiremos num passo mais veloz.
At arabası geliyor, geyik gibi sekerek,
Vem aí uma diligência Veloz como uma corça
Savaştan çok hız için tasarımlanmış.
É para ser veloz e não para combate.
En uzun, en güçlü, en hızlı ve en satılık olmayan.
É o mais alto, o mais forte, o mais veloz e o que menos está à venda.
Hızlı bir kısrak.
É uma égua veloz.
Belki.O hızlı, ben hızlıyım, öyleyse beraberiz.
talvez. ele é veloz, eu também.
Hızlı.
veloz.
İzninizle.
Não é veloz o suficiente. Com licença.
Ve "Fırtına" Bob Neville, mükemmel bacakları sayesinde... Bitiş çizgisine, 3 dakika, 50 saniye ile... Yıldırım hızıyla ulaşıyor.
E o Veloz Bob Neville, com as suas pernas ágeis, cruza a meta... com uma milha em 3 minutos e 50 segundos.
Cehennemin bu kıyısının en güzel kızı en hızlı atı, en çirkin köpeği bende.
Tenho a mulher mais bonita, o cavalo mais veloz... e o cão mais feio deste lado do inferno!
Herkes senin hızlı ve güçlü olduğunu söylüyor.
Todos dizem que és veloz e poderoso.
- Asıl önemli olan bir şekilde yaşayabilmeniz değil. Tahminen, Marguerite'yle evlendiğinde Riviera'da bir ev, hızlı bir araba ve birkaç metres isteyeceksin.
Presumivelmente, quando se casar com ela, vai querer uma casa na Riviera, um carro veloz, uns amantes...
Talim yapan hareketli müfrezeler, süratle hareket ederek düşmana aman vermeyecekler.
Vemos o treino de um batalhão de sidecars, uma força veloz e certeira que tratará mal o inimigo.
'Hızlı yolla, başka bir nehir seni İtalya'ya getirecek,...'vaat edilmiş ülkene.
A veloz correnteza de outro rio levar-vos a Itália... A vossa terra prometida! "
Güya vadinin en hızlısı senmişsin.
Dizem que é o mais veloz no vale.
Hızlı tren adamı olduğunun düşünmesi bile hoş.
Você é um homem veloz.
Daha hızlı, daha politik, anladın mı?
É mais veloz, é mais político, não?
Onları yakalayacak kadar hızlı tekneyi nereden buluruz, bilmiyorum.
Mas, não sei onde arranjamos um barco suficientemente veloz para os apanhar.
Hava bulutlu ama pist Salem, New Hampshire'da kuru.
O tempo está ameaçar, mas a pista é veloz em Salem, New Hampshire.
Yüzeye çıktıklarında ise, herhangi bir ticaret gemisi konvoyundan daha hızlıydılar.
À superfície era mais veloz que qualquer comboio naval mercante.
İsteğinizi kabul ederdim... ama bizler müşterilerimizden daha hızlı yol almalıyız.
Muito me alegraria servir-vos... mas gente como nós tem de ser mais veloz que a clientela.
Biz Alfalılar aceleyle..
Carro lunar, Carro lunar Circulas veloz
Hızlı...
Veloz...
- Hızlı ve benim ligimde değil.
- Veloz e fora do meu alcance.
Sen dünyanın en hızlı kaplumbağasısın, ama yine de...
És a tartaruga mais veloz do mundo, mas continuas a ser...
Şekli ve güçlü yüzgeci en hızlı balina olmasını sağlıyor.
A sua forma afunilada e a barbatana musculada tornam-na muito veloz.
Daha hızlı.
Ainda mais veloz.
Sizi oyalayacak bir şarkınız varsa işiniz çabuk biter
E mais veloz será A tarefa que vais fazer
Çok hızlı.
É veloz.
Hızlı.
- É veloz.
Batinin en hizli sapigi.
A língua mais veloz do Oeste!
Hızlı bir araba.
Um carro veloz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]