English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ V ] / Vento

Vento Çeviri Portekizce

6,325 parallel translation
Burası rüzgar tüneli gibi olacak!
Vai ser um túnel de vento aqui!
MEZAR RÜZGARI
VENTO DE CEMITÉRIO
Mezar Rüzgarı hazırlansın.
Lançar Vento de Cemitério.
Mezar Rüzgarı'yla birlikteyim. Hareket halindeyiz.
Estou com a Vento de Cemitério, estamos em movimento.
Onlar en ufak bir olayda arkalarına boraları alıp gürleyen gök gürültüleri gibidir.
São como trovões no inverno, ao vento selvagem, aproximando-se à distância, rebentando num estrondo de alarme.
Rüzgardan korunmalısın.
Protegido do vento.
Eve dönüş yolunda, tüccar ayaz, soğuk ve hüzünle bitap düşmüş.
No caminho de regresso, o comerciante lutava contra o vento. Contra o frio e a tristeza.
Rüzgar hızı, sıcaklık, barometrik basınç falan filan...
Velocidade do vento, temperatura. Pressão barométrica.
Buna izin verirsen kendini 5. kategori bir bok fırtınasında savrulurken bulursun.
Se você deixar isso acontecer, você irá encontrar-se ao vento de uma tempestade de categoria 5.
"Hava mısın?"
"Serás o vento?"
"Rüzgar esmeden önce..."
"Antes do vento soprar..."
Rüzgar bütün mısırları mahvetti.
O vento espalhou o milho todo.
# Ta ki dinden çıkana dek, # # Kurtlu Buğday'la dans ettir. #
Fá-la girar como trigo ao vento, dispersa sua religião
Bütün yasaklara rağmen kadınların sesini seviyorum. Rüzgara karışmasını seviyorum.
De todas as proibições, adoro a voz feminina misturada com o vento.
Rüzgârı yakala, bir hit şarkı yap. Hakiki bir hit şarkı!
Se fores levado pelo vento, tens um êxito, um êxito a sério!
- Peki bu rüzgâr nasıl yakalanır?
Como se é levado pelo vento?
"Evini yukarıdaki sular üzerine kuran rüzgârın kanatları üzerinde gezen."
'Oh, abençoe-me o Senhor, que põe nas águas as vigas das suas câmaras... e anda sobre as asas do vento.'
Sence neden ona tembel böcek diye söylüyorlar? Tembel beyin.
Porque acha que lhe chamam Dormente, cabeça de vento?
Güzel hortum, Vidia.
Óptimo vento, Vídia.
Rüzgar!
Vento!
Rüzgar gibi hoş bir esinti Verdiğin o buse...
Deixar como se fosse o vento um beijo nos teus lábios
Çukurlarda kim cinayet işlediyse bir adamın cansız bedenini rüzgâra ve akbabalara kim bıraktıysa gömme onurunu yaşatmadıysa, öne çıksın.
Quem quer matou nas fileiras. Quem quer que deixou o corpo sem vida de um homem á deriva ao vento e aos abutres sem a dignidade de um funeral. Deve mostrar-se agora.
Rüzgarı ne yapacağız baba?
O que se passa com este vento?
Gündoğusu Rüzgârı geliyor, Sherlock.
Vem aí o Vento de Leste.
- Sorun değil, Gündoğusu Rüzgârı sonunda hepimizi alt eder.
Não faz mal. O Vento de Leste depois acaba por nos levar a todos.
Gündoğusu, yoluna çıkan her şeyi yere seren korkutucu bir kuvvettir.
O Vento de Leste é uma força terrível que destrói tudo à sua frente.
Gündoğusu Rüzgârı geliyor.
Vem aí o Vento de Leste.
Rüzgarda savrulan mı?
Sacudindo ao vento?
Rüzgâr ellerim olacak
* O vento vai ser as minhas mãos *
Rüzgâr ellerim olacak
* E o vento vai ser as minhas mãos * - The Locked Room -... Arcádia... "TRUE DETECTIVE"
Rüzgâr ellerim olacak
- The Secret Fate of All Life -... ARCÁDIA... * E o vento vai ser as minhas mãos *
Rüzgâr ellerim olacak
E o vento vai ser as minhas mãos
Rüzgâr ellerim olacak
* O vento vai ser as minhas mãos * "TRUE DETECTIVE"
O, kuşanmıştır. Bedensiz seslerin rüzgârını.
O seu manto... é um vento de vozes invisíveis.
Rüzgâr ellerim olacak
* E o vento vai ser as minhas mãos *
Evet. Burası biraz rüzgarlı.
Está um pouco de vento aqui fora.
Dünyadaki bankacılık rüzgarını artık Çin estiriyor.
Os judeus já não têm poder na Finança. Agora são os chinocas que vão de vento em popa.
Hey, serseri!
Ei, cabeça de vento!
Sonra toplarını indirip, rüzgarı arkasına alarak kaçmaya devam edecek.
Vai disparar, virará na direção do vento e continuará a fugir.
Bay Burnett, rüzgarı arkamıza almamız için hazırlan.
Sr. Burnett, preparar para virar e pôr-nos ao sabor do vento.
Rüzgarı kaybetmeden sancak pozisyonuna getir bizi!
Leva-nos para estibordo, antes que percamos o vento!
Rüzgarı kaybettik kaptan.
Perdemos o vento, Capitão.
Sadece rüzgâr.
Foi só o vento.
Yıldızımız rüzgara, dalgalara ve dünyamız üzerindeki tüm yaşama güç verir.
A nossa estrela fornece energia ao vento e às ondas e a toda a vida na superfície do nosso mundo.
O, Mars'taki iklimsel değişikliklerin rüzgarla taşınan tozdan kaynaklandığını anlayan ilk kişiydi.
Foi o primeiro a compreender que alterações sazonais em Marte se deviam a poeira transportada pelo vento.
- Rüzgâr mı?
- O vento?
Öylece bizden bir hareket bekliyor, sonrasında silahlarını üstümüze boşaltacak.
Está à espera que haja um bocado de vento para que possam abrir fogo contra nós.
Yıldızımızdan gelen enerji rüzgarı, dalgaları ve çevremizdeki yaşamı yönlendirir.
A energia das nossas estrelas dirige o vento, as ondas, e a vida à nossa volta.
Rüzgar Gibi Geçti başlamak üzere.
O filme "E tudo o vento levou" vai começar.
Bunu borçlu olduğumuz birim CIA'in "Mezar Rüzgarı".
"Vento de Cemitério".
Rüzgar sesi?
- Sinos de vento?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]