English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ V ] / Verin

Verin Çeviri Portekizce

22,257 parallel translation
Başlamak için bana bir iki dakika verin tamam mı?
Dêem-me alguns minutos para começar, está bem?
August'un dosyalarını kontrol etmeme izin verin.
Leva-me aos arquivos do August.
Bütün birimler rapor verin.
- Estações, comuniquem.
- Silahlarınızı bırakıp cüzdanlarınızı verin.
Larguem as armas e entreguem as carteiras.
- Beyler, adli tıpa haber verin. Burada bir ceset bulundu.
- Avisem-nos que encontrámos um cadáver.
Bana şunun cevabını verin :
Diga-me uma coisa.
Hayatta tutmayı boş verin.
Que se lixe mantê-lo vivo.
Başka bir şey bulursanız haber verin.
Avisem-me se encontrarem alguma coisa.
Biraz ara verin, dikkatinizi toplayın.
Façam uma pausa, tentem concentrar-se.
Star City'deki adamlarımıza haber verin.
Avisa os nossos contactos em Star City.
Kurula haber verin lütfen.
Por favor, avise o conselho.
Bana onlardan birini verin ve ben de yoluma "varıyım".
Dê-me um, e vou embora.
Rapor verin.
Qual o estado?
Lütfen açıklamama izin verin!
Por favor, deixem-me explicar!
Pekâlâ, boş verin bunu.
Está bem, esqueçam isto.
Rehin verin.
Penhorem-nas.
Oğlunu görmesine izin verin.
Deixe-o ver o filho.
Benim yerime de sipariş verin.
Peçam por mim, sim? O habitual.
Onu bana verin.
Entrega-mo.
Belediye başkanına da haber verin.
E é melhor ligar ao mayor, não queremos repercussões.
Şüpheli Kyle Slade, birden çok cinayet suçundan aranıyor. Kanal 1'den cevap verin.
Atenção, o suspeito é Kyle Slade, procurado por vários homicídios.
Ragtag üssü cevap verin.
Base Ragtag, responda.
Sakinleşmezse sakinleştirici verin mutlaka.
E não hesite em sedá-lo se ele não acalmar-se.
İkiniz de söz verin.
- Os dois. - Tommy!
Şimdi onu bana verin.
Agora entreguem...
Bana ait olanı verin ki canınzı bağışlayayım.
Devolvam o que é meu e poupar-vos-ei.
Kodları verin.
Temos vinte segundos! Dê-me o código, diretor!
Yani lütfen bana bir şey verin. Çünkü bunu yapmak için gerekli aletler...
Por favor, deem-me algo porque não tenho ferramentas para...
Onu boş verin.
Esquece-o.
O halde izin verin kendim seçeyim.
Então, por amabilidade, deixe-me escolher.
Şimdi akıllı olun ve telefonunuzu verin bana.
Seja uma boa rapariga e dê-me o telemóvel.
Şimdi dikkatli düşünün ve içtenlikle cevap verin. Çünkü en ufak yalana bile tahammül etmeyeceğim.
Então pense bem e responda-me sinceramente, porque não vou tolerar a menor mentira de si.
Bana barışı verin,.. ... size Tanrı'yı vereyim.
Dêem-me paz... e eu dar-lhes-ei Deus.
Lütfen Peder. İzin verin günah çıkarayım.
Por favor, padre, deixe-me confessar!
- Buradan gitmemize izin verin.
Deixa-nos passar, está bem?
İçeri girmeme izin verin.
Preciso que me deixe entrar.
Şimdi hepiniz pasaportlarınızı bana verin.
Todas vocês. Agora dêm os vossos passaportes.
Hadi, Mikaelsonlar'ın sizi duymasına izin verin!
Vamos. Os Mikaelson têm de ouvir-vos.
Ağabey, izin verin de sağ salim Gyeongseong'a varalım.
Irmão, ajuda-nos a chegar em segurança, está bem?
- Boş verin. - Hop!
Não te preocupes.
MacArthur İstasyonu, lütfen rapor verin.
Estação MacArthur, por favor responda.
Lütfen yoldaş Han'a verin.
Por favor, dê à camarada Han.
Haritayı verin.
Dê-me o mapa.
"Bana bir silah ve mermi verin."
Dê-me uma arma e balas. "Dê-me uma arma e balas."
Kendinize çeki düzen verin.
Recomponham-se.
Lütfen General MacArthur'a haber verin.
Por favor, avise o Gen. MacArthur.
Hayır, yani, elbette bana iş verin.
Por favor, ponha-me a trabalhar.
Bir kıyafet verin şuna.
Arranja-lhe uma camisola!
- Hatırlatmama izin verin, hanımefendi. - Bizi doğru bilgilendirmemeniz delilleri gizleme niteliği taşır.
Deixe-me relembrá-la que o facto de não nos ter informado constitui ocultação de provas.
- Bunu yapmama izin verin Sayın Başkan.
Permita-me fazer isto, Sr. Presidente.
Neye ihtiyaçları varsa verin.
Vamos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]