Vestido Çeviri Portekizce
13,719 parallel translation
Sen gelinliğimi tasarla, geri kalan her şeyi ben hallederim.
Tu desenhas o meu vestido. Eu trato do resto.
Ben de yukarıya çıkıp benim için hazırladığın bu güzel gelinliği çıkarıp seyahat kıyafetlerimi giyeyim.
E eu vou subir tirar este lindo vestido que me fizeste e vestir algo mais confortável.
Böylesine parlak şeylerin nasıl yıkanacağı konusunda en ufak bir fikrim bile yok.
Mas não faço ideia de como alguém lava um vestido assim, cheio de brilhos.
Bu arada elbiseni sevdim.
Gosto do vestido, a propósito.
Hayır, gerçek bir süper kahraman kılığındayım.
Não, estou vestido como um super herói da vida real
Pekâlâ, bu adamın bilgisayarı - duvar kağıdında senin fotoğrafın var?
- No computador dele, o fundo de ecrã é uma foto sua de vestido.
Muhtemelen ayağım takılacak, elbisem yırtılacak... -... video da internette ünlü olacak.
Provavelmente vou tropeçar, o meu vestido vai rasgar-se, o vídeo vai ser viral.
Elbise satın aldınız mı?
Você comprou um vestido?
Kadın kılığına girmiş... halde dışarı çıkıyordum.. ve dışarıdan bir adam gelip koridora doğru yürüdü.
Eu estava a sair, vestido como uma mulher muda, e um homem apareceu vindo do apartamento do outro lado do corredor.
Sahte bir bombalı yelekle okuduğu liseye gitti.
Entrou no colégio com um colete suicida falso vestido.
Dün gece, ölü uykusundan bir elbiseye ihtiyacı olduğu için uyandı.
Ontem à noite, ela acordou-nos do sono dos justos, porque precisava de um vestido para um joão qualquer que tinha um fetiche por tafetá.
Başlığını... takmamışsın.
Não estais com o hábito vestido.
İsveç'te olduğun gece, üzerinde ne vardı?
Na noite em que foste à Suécia, como é que ias vestido?
Ne mi vardı?
- O que tinhas vestido?
- Üzerimde ne olduğunu hatırlıyorum.
Vamos. - Recordo-me do que tinha vestido.
Yelek olsa bile acıtıyor.
Dói mesmo com o colete vestido.
Karına güzel bir elbise alırsın.
Compra um belo vestido para tua mulher...
Güzel giyimli gizemli adam bir şeyler biliyormuş.
"Homem misterioso bem vestido que sabe das coisas."
Bu benim favori minik siyah elbisem.
- É o meu vestido preto favorito.
- Çevrilmemiş altyazı -
Adoro esse teu vestido preto.
Yani, hep kendime bir tane küçük seksi siyah bir elbise alacağımı söyleyip durdum.
Quero dizer, digo sempre a mim mesma que vou comprar um vestido preto sexy.
Sen bir denizci elbisesi giyersin. O da üniformasını giyebilir.
Podias vestir um vestido de marinheira e ele... ela podia vestir a farda.
Tunik elbise herkese yakışır.
Que loucura. Toda a gente fica bem com um vestido traçado.
Hemen âşık olmayın, çünkü aslında bu gelinliği almayacağım ama tasarımı kopyalayacağım. Daha ucuz bir kumaş alıp yarı fiyatına yaptıracağım.
Não se apaixonem já, porque, na verdade, não vai ser este exacto vestido, eu vou copiar o modelo e comprar um tecido mais barato e mandá-lo fazer por metade do preço.
O elbise...
E esse vestido é...
Kıyafet değiştirme işi kızlar içindir Chris.
Vestido são para meninas, Chris.
Pekala, ne giyelim.
Está bem, que vestido devo pôr?
Bu şimdiye kadar gördüğüm en lanet elbise.
Este é o melhor vestido que eu já vi!
- Elbisen yeni mi?
- Vestido novo?
- Benim hitap şeklimle David'i mahkum eden yozlaşmış savcı sonra da halktan faydalanıp jet hızıyla mecliste yer kapan şahıs.
Ou, como eu gosto de lhe chamar, o procurador corrupto que condenou o David e desfrutou da reputação adquirida PROCURA O VESTIDO VERMELHO. FELIZ DIA DO PAI.
- Niye süslendin?
Para que é esse vestido? Isto?
Maktul mavi spor bir ceket giyiyor.
A vítima tem um casaco azul de desporto vestido.
Nasıl olsa buruşuk kıyafetim çıplak ayaklarımın önüne geçecektir.
Parte-o. Porque o meu vestido amarrotado vai de certeza tirar a atenção dos meus pés.
Korkuyorum ama sanırım gelinliği giyme vakti geldi.
Eu estou temendo isso, mas eu acho que eu deveria pensar sobre como colocar o vestido.
Gelinlik ile ilgili değildir umarım.
Não é o vestido, não é?
Öyle olmadığını söyleyin.
Diga-me que não é o vestido.
Gelinliğe bir şey mi yaptı yoksa?
Ela fez algo para o vestido?
Gelinliğe bir şey olmadı.
- O vestido é muito bem.
Ne yani, güzel bir elbise ve yeni saç modeliyle içeri girdi diye nasıl davrandığını unutacak mıydım?
Porque ela anda aqui com um vestido bonito e um novo corte de cabelo, Eu tenho que esquecer como ela agiu? Não.
Nedime kıyafetinin seni ucube gibi göstermesi gerekmiyor muydu?
Não era para o vestido de dama de honra fazer você parecer uma aberração da natureza?
Bu yüzden mi yeni bir elbise giyiyor ve en güzel elmaslarını takıyorsun?
É por isso que estás de vestido novo, e com as tuas melhores jóias?
Önemsiz kararlardan bahsetmiyorum, ne gibi elbise giymek gibi yani.
Não me refiro às pequenas coisas, como a que vestido usar.
Bence Bishop'ı kurabiye satan izci kız kılığına sokalım.
Voto por mandar a Bishop de vestido a vender biscoitos.
Buraya kadar geldik.
Vir para aqui. Nem sequer estou vestido.
-... var mı sence? - Mavili arkadaşımla mı?
O meu amigo vestido de azul?
Hadi gidelim.
o que tens vestido. Vamos!
- Ne giydirdin kıza?
- O que tem ela vestido?
Niye öyle giyinmiş orada?
Porque é que ele está vestido assim?
Bu gece ne giyeceksiniz?
O que levam vestido esta noite?
Cecilia, bunlar olduğunda sen gelinliğini deniyordun, değil mi?
Cecilia, estavas a experimentar o teu vestido de noiva quando aconteceu, não foi?
"Ne giydiğini biliyorum."
"Sei o que tens vestido." "Sei com quem estás."