Vineyard Çeviri Portekizce
108 parallel translation
- The Red Vineyard adlı tablon.
- O teu quadro O Vinhedo Vermelho.
Bağ evime gideriz.
Iremos para minha casa na Vineyard.
- Hamptons mı?
- Nas Vineyard.
Martha'nın üzümbağına jet gezisi, yemek ve çiçek dolu kulübe, bileti tükenmiş gösterilere özel bilet, Carlyle'da içki.
O jacto para Martha's Vineyard, a vivenda com flores e acepipes, lugares cativos para um espectáculo esgotado, bebidas no Carlyle.
Ve Üzümbağı kulübesini hazırla.
E manda preparar a casa de Vineyard.
Martha'nın üzümbağında.
Em Martha's Vineyard.
Üzümbağının orada, bize ait tuğla binayı biliyor musun?
Conheces aquele nosso edifício de tijolo, em Vineyard?
Vineyard'dayım.
Estou no Vineyard.
Martha'nın yöresine o yıl bir pazarlama seyahati yapmıştım, ve babana bir makine satmıştım.
Fui em viagem de trabalho a Martha's Vineyard nesse ano, e vendi um aspirador ao seu pai.
Birşeyler biliyordu. Martha'nın yöresinde olmaktan bahsetti.
Ele disse que esteve em Martha's Vineyard.
Martha'nın yaşadığı bölgeye o yılın Ekim ayında bir pazarlama yolculuğu yapmış.
Ele foi em viagem de trabalho a Martha's Vineyard em Outubro desse ano.
- Ona ulaşan ben olmalıyım. - Nereye gidiyor?
- Eu é que o vou encontrar. Para onde foi? - Para Martha's Vineyard.
Onların kızarmış soğanı vardı değil mi?
Vocês vão pedir cebola frita no Vineyard, certo?
- The Vineyard'a gidiyorum.
Eu vou ao Vineyard.
Dün gece, Allison'la Martha'nın üzüm bağındaki evimizle ilgili konuşuyordum ve ona insanların misafir evimizde kalmalarından hoşlanmadığını söyledim.
Ontem falei com a Allison sobre a nossa casa em Martha " s Vineyard... e disse-lhe que não gostavas de ter gente lá em casa.
Çünkü Maggie ve Mike Martha'nın üzüm bağına gidiyorlar.
Porque a Maggie e o Mike vão a Martha " s Vineyard.
Karım hiç Martha'nın üzüm bağındaki evimizde misafir istemediğimi söylememeliydi.
A minha mulher nunca devia ter dito... que eu não queria gente na nossa casa em Martha " s Vineyard, este Verão.
- Ama Martha'nın üzüm bağı -
- Mas, Martha " s Vineyard...
Bir saniyeliğine Martha'nın üzüm bağı konusuna dönelim.
Vamos voltar ao assunto de Martha " s Vineyard.
Martha'nın üzüm bağında sizinle toplanmayacağız.
Nós não apanhamos mexilhões em Martha " s Vineyard.
Çünkü yaz boyunca üzüm bağında çalışıyor olacağım.
Porque vou trabalhar em Vineyard o Verão todo.
Üzüm bağındaki iş olmadı.
Não consegui o trabalho em Vineyard.
Peki siz ne zaman Martha'nın yerine gidiyorsunuz?
Quando vão para Martha's Vineyard?
Bu sene gitmiyoruz.
Este ano não vamos para Martha's Vineyard.
Senenin bu zamanında hep Martha'nın yerine giderdik.
Vamos sempre para Martha's Vineyard nesta altura.
Tüm bilgi bunun bu sene Martha'nın yerine gitmemiz için son şansımız olduğu.
Toda a informação... é que esta é a última oportunidade de irmos para Martha's Vineyard este ano.
Annen ile birlikte Martha'nın yerinde bir yer ayırttık.
Eu e a mãe reservámos uma casa em Martha's Vineyard.
Hadi Vineyard'a gidelim.
Vamos ao "Vineyard".
Vineyard "Ye ve Fırla" promosyonu yapıyormuş.
O "Vineyard" está a fazer uma promoção de "Come e foge".
Onun yeri üzüm bağında bizimkinin hemen yanıydı.
A casa dela era mesmo ao lado da do meu pai, no Vineyard.
Baban ile ben Martha's Vineyard'dan gelecektik.
O teu pai e eu íamos voltar de Martha's Vineyard.
- Senin düğününden iki gün sonra gittiler bütün yaz Martha's Vineyard'da kaldılar.
Partiram dois dias a seguir ao teu casamento, e passaram o Verão em Martha's Vineyard.
- Sana Martha's Vineyard'dan bir şey getirdim.
Trouxemos-te uma coisa de Martha's Vineyard. Óptimo.
Biz Martha's Vineyardlıyız, tamam mı?
Nós somos de Martha's Vineyard.
O Vineyardlı değil.
Ela não é de Vineyard!
Biz Oak Bluffs'tanız. Martha's Vineyard'da.
Somos de Oak Bluffs em Martha's Vineyard.
Gol Vineyard'ın.
Touchdown de Vineyard!
Vineyard'ı çok özlemiş.
Ela está desejosa de lá voltar.
Vineyard'dan çok farklı. Koca bir delik filan var.
É muito diferente de Vineyard, com aqueles buracões e tudo.
Sonra beni yemeğe götürecek. Ardından helikopterle ailesinin yanına gidip hafta sonunu Martha's Vineyard'da geçireceğiz.
Depois, ele leva-me a jantar e vamos de helicóptero ter... com os pais dele a Martha's Vineyard para o fim-de-semana.
Hafta sonu evi, Martha'nın oralarda.
Fim de semana em casa, em Martha's Vineyard.
- Martha'nın bağında.
- Em Martha's Vineyard.
En son batı Tisbury'de görülmüş, Martha'nın civarında
Visto pela última vez em West Tisbury, Martha's Vineyard.
Burası Martha limanı.
O Local é um pouco distante de Martha's Vineyard.
Yarın Germani Vineyard'ye şarap tatmaya gitmeyi düşünüyordum da, acaba...
Pensei ir à vinha Germani amanhã para uma prova de vinhos e...
Hükümet birleşmeyi onaylarsa Vineyard'da bir sürü ev satın alacak.
E quando o Governo aprovar a fusão, vai haver muita gente a comprar casas de campo.
Ben de Jackson Ho... Martha's Vineyard'daki yerimi sattım.
Vendi a minha casa em Jackson Ho...
- Kes sesini!
- Em Marthas Vineyard. - Oh, cala-te!
Her yaz Martha'nın yerine dönüyorsun değil mi?
Vais a Martha's Vineyard todos os Verões, certo?
Evet, gitmişsin.
Pois andaste. Vais a Martha's Vineyard todos os Verões, não é?
Bir Enterprise Vineyard Yapımı. Oskar Werner, Julie Christie... FAHRENHEIT 451'de.
Fahrenheit 451