English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ V ] / Virüs

Virüs Çeviri Portekizce

3,108 parallel translation
"Ne kadar virüs, o kadar para."
"Mais infecções, mais dinheiro".
Şöyle diyelim, bir daha onlarca rakun virüs şişesini dolaba taşırken tek seferde hepsini almaya çalışmayacağım.
Digamos que da próxima vez que levares uma dúzia de frascos de vírus de guaxinim para o frigorífico, fá-lo em duas viagens.
Virüs insandan insana geçebilir.
- O vírus passa para outra pessoa.
Virüs analizimiz elinize ulaştı mı? Ulaştı.
Recebeste a análise do vírus?
O miğferi takan şerefsiz yaratıkta virüs vardı.
A miserável que usou o capacete tinha o vírus.
Ne bu yazılım peki ; Virüs mü?
E isso é o quê?
İnternetten bir kazak almaya çalışıyordum ve sanırım virüs bulaştırdım.
Tentei comprar uma camisola online, e acho que apanhei um vírus.
Başka bir virüs tehdidi değil.
Não é outra ameaça viral.
Virüs gibi yayılıyor.
Vai tornar-se viral.
Şu söylediğim vücudumu kemiren virüs var ya?
O vírus que devora carne que pensei ter?
Sunucuya bir virüs bulaşmış ve bize her birimizin arama geçmişini mail olarak yollamış.
- Entrou um vírus no servidor e enviou um e-mail para todos com os históricos de pesquisas.
AZT gibi virüs önleyici ama daha az toksik.
Actua como um antiviral. Idêntico ao AZT, mas menos tóxico.
- Kanı virüs kaynıyor.
Tem SIDA.
Tırtılların kuluçka döneminde kendilerini korumak için kullandıkları hücre içi salgılar insanlarda virüs önleyici olarak davranıyor ve toksik değil.
As secreções que a lagarta usa para se proteger durante o período de incubação actua como um antivírus não tóxico para os humanos.
Eğer virüs, insanlar arasında bulaşıcı olmaya elverişli bir şekilde değişkenlik gösterirse, bu komple değişik bir senaryo olacak.
A situação será diferente... se o vírus se propagar entre humanos.
Bilinmeyen bir virüs süratle, zarar vererek New Jersey eyaletine yayılmaktadır.
Um vírus não identificado... espalhou-se por todo o estado de Nova Jersey.
Virüs ve bakteri taraması başlatıldı.
Rastreio viral e bacteriológico activado.
Bildiğimiz kadarıyla o göktaşlarından evrende binlerce milyonlarca var virüs gibi.
Tanto quanto sabemos, há milhares, milhões destes asteróides por esse cosmos, assim como um vírus.
Virüs hakkında herhangi bir bilgi yok sanıyordum.
Como conseguiram. Penso que não sabem nada desse vírus.
Bir konakçıya virüs enjekte ettik ve semptomları beklemeye başladık.
Injectamos num hospedeiro e esperamos que manifeste os sintomas.
O basit bir virüs değil.
Não é um simples vírus.
- Belki virüs kapmışlardır.
- Não sabemos se estão bem.
Belki de virüs konakçının DNA'sını mutasyona uğrattı.
Talvez o vírus tenha sofrido mutação no ADN do hospedeiro.
- Virüs kızdan geliyor.
- O vírus está com ela.
Konakçı o olsaydı, sen de virüs kapardın.
É verdade, se estivesse dentro dela, estava infectado.
Uykudaki bir virüsün yeni ortaya çıkması. Tek, yeni, eski, çoklu, kısmi gizli, mutan virüs...
Infecção repetitiva por um vírus, nova aparição de vírus dormente, único vírus, novo vírus, vírus antigo, multi-vírus, parcial, latente, mutante...
"Doğuştan" Fort Detrick, Maryland'taki çok gizli Savunma Departmanı deneylerini bağışıklık sistemini yok eden bir virüs ürettiklerini anlatan anonim mektup aldı.
O Native recebeu uma carta anónima a descrever experiências do Departamento de Defesa em Fort Detrick, Maryland. Produziram um vírus que consegue destruir o sistema imunológico.
Fransa'da umut verici bir virüs keşfedildi.
Um vírus promissor foi descoberto na França.
Bu bir virüs, fark gözetmez.
- Não é verdade. - É um vírus, não discrimina.
Dick Van Dyke'ın okuması virüs gibi yayıldı.
A leitura do Dick Van Dike tornou-se viral.
Dikkatli ol, general virüs bulaşanları vuruyor.
Tem cuidado, o General está a atirar nas infectadas.
Beyne saldıran ölümcül bir virüs.
Um vírus mortal que ataca o cérebro.
Basitçe anlatırsak bir mesajla telefonu sesizden, sesli moda.. .. geçiren bir virüs gönderilebilir.
Basicamente enviamos um vírus juntamente com uma foto que muda o toque de silencio para normal.
İyi haber, virüs solunum yolu ile bulaşmıyor.
As boas notícias.. Não é um vírus transportado pelo ar.
Virüs daha agresif bir hale geliyor.
Isto não devia estar a acontecer. O virus está a atacar mais rápido do que antes.
- Bir ne? - Virüs testi. İyi bir şey.
- Um virus, isso é bom.
Sığınaktan mı bulaştı size virüs?
Ele também apanhou isso no bunker?
Eğer tesis her şeyi suya boşaltıyorsa virüs yayılacak demektir.
Se o sistema continuar a mandar fora.. Não faltará muito até chegar a terra firme.
- Bir virüs aşısı.
Algo para matar o virus.
Ya virüs Ellie, size bulaşmış olabilir mi?
E o vírus, Ellie? Algum risco de contágio?
- Evet. O mercekteki çatlak, merhemdeki sinek, verilere sızmış bir virüs.
Ele é a fissura na lente, a mosca na sopa, o vírus nos arquivos.
Bir virüs yaratmak için hackleyebileceğim bir program.
Software a que consigo aceder... Para criar um vírus.
Şimdi bir virüs yapmak için kullanacaklar.
Eles irão usá-lo para criar um vírus.
Virüs işe yarıyor mu?
O vírus funciona?
Bu yüzden, virüs makineden çıktığında onu da öldürebilir.
Quando o vírus der cabo da máquina... também a poderá matar.
Virüs.
O vírus.
Virüs her şeyi yok etti.
O vírus acabou com tudo.
Bu kod, dünyada virüs bulaşmayan ve hayatta kalan bir ya da iki kadından geldi.
Esta era uma das duas últimas mulheres remanescentes, não infectadas, livre do vírus do planeta.
Bu... dünya'da virüs bulaşmamış, ve hayatta kalan, doğurgan tek kadın.
Esta é a última mulher não infectada, livre do vírus e fértil, viva.
... bir virüs bulaşmış gibi cildi kabarmış.
Ela tem bolhas na pele, típicas de um ví... Um vírus.
- Ona virüs bulaşmış.
- Foi infectado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]