English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ V ] / Vogue

Vogue Çeviri Portekizce

268 parallel translation
Geçen ay Vogue dergisine çıkmıştı.
Está na "Vogue" do mês passado.
Harper's Bazaar ve Vogue dergileriyle aram bozulacak. Üstelik burada olmayan bir kız için.
Arrisco a minha posição na Harper's Bazaar e na Vogue, e por causa duma moça que não vem.
Birazcık demode, Vogue'da bulmuştum.
É um modelo que vi na Vogue.
Bir Vogue mankeni kadar ince.
É magra como uma modelo de Vogue.
Emlak? Moda?
Vogue?
Sadece vogue dergime bakmak istemiştim.
Somente queria ver minha Vogue.
Vogue dergisine bir ilan verebilirim.
Poderia por na Vogue.
Şu fotoğrafçı. Vogue, Cosmo. Evet.
Fotógrafa. "Vogue", "Cosmo".
Ninja Evi'nin anasıyım, çünkü en iyi vogue bende.
Sou a mãe da House of Ninja, porque sou a melhor dançarina de "vogue".
Vogue, iki bıçak alıp birbirini kesmeye benzer. Ama dans formundadır.
"Voguing" é como uma luta com facas, mas através de dança.
VOGUE Pompala.
Para baixo.
Vogue.
Vogue.
Vogue, gölgeden çıktı, çünkü birbirini sevmeyen iki kişinin yaptığı bir danstı.
O "voguing" vem do insulto, é uma dança de duas pessoas que não gostam uma da outra.
Vogue'un pandomim formu var mesela.
Como a pantomima do "vogue".
Yani vogue, gölgelemenin güvenli bir yolu.
O "voguing" é insulto sem violência.
İsim Vogue dergisinden alındı, çünkü dansın bazı hareketleri dergideki pozlara benziyor.
O nome veio da revista Vogue porque alguns movimentos da dança são como as poses das fotos.
Vogue olayını sadece Paris Yanıyor'a değil, gerçek Paris'e götürmek ve gerçek Paris'i yakmak istiyorum.
Quero levar o "voguing" não apenas a este filme, mas levá-la a Paris e pegar fogo à verdadeira Paris.
Hanımlar ve beyler, buna vogue deniyor. Harlem kökenli bir dans biçimi. Dün gece bol bol izledikleri podyum mankenliğinin bir taklidi.
Isto, meus senhores, é "voguing", uma dança com raízes no Harlem, e numa passagem de modelos, muito concorrida, ontem à noite.
Vogue bir tavır, bir tarz.
Voguing é uma atitude, um estilo.
Vogue'u moda hâline getirmesi dışında Tasarım Endüstrileri AIDS'le Mücadele Vakfı'nın bu balosunda araştırma ve AIDS hastası evsizlerin barındırılması için en az 350.000 dolar toplandı.
Para além de porem o voguing em voga, o baile, patrocinado pela DIFA, angariou mais de 350 000 dólares para investigação e habitação para sem-abrigos com SIDA.
VOGUE NEDİR?
VOGUE É?
CITIZEN DICK SWEETWATER + MANG VOGUE-10 MART
CIDADÃO PENIS SWEETWATER + MANG VOGUE-10 DE MARCO
Ken ve Pam, Güney Yıldızı Yeni Moda unvan sahibi,
O Ken e a Pam são... Os detentores do título Southern Star Interregional New Vogue...
Evet, Vogue olmadığını biliyorum.
Eu sei que não é a maldita Vogue.
Siz Vogue Dergisi'nden misiniz?
É da Vogue?
Merhaba Kitty. İngiliz Vogue'dan sofistike Nina Scant.
A impossivelmente sofisticada Nina Scant, da Vogue Inglesa...
Bugünlerde Elle'de seks konusunda çok fazla yazı var. Bence bu çok ilginç. İki dergi de çok eğlendirici.
A Elle traz imensos artigos sobre sexo e acho ambas as revistas interessantes e divertidas, mas a última palavra pertence sempre à Vogue.
Slim, Vogue'dan ayrıldığından beri seni çok özledik.
Slim, tens feito muita falta desde que te retiraste da Vogue.
Dinle Vogue'la kontratının bitmek üzere olduğunu biliyorum. 31 Mart.
Sei que o seu contrato com a Vogue está a terminar. - A 31 de Março.
Vogue, onunla olan kontratının bitmesinden dolayı çok mutlu. Sanırım böylece meydan siz ikinize kalıyor.
A Vogue está radiante por o contrato dele acabar, o que deixa a costa livre a vocês as duas.
Vogue'a hoşgeldin.
Bem-vinda à Vogue.
- Vouge.
- "Vogue".
Alt tarafı bir pasaport fotosu.
É só uma foto de passaporte, não é para a capa da Vogue.
Vogue'un kapağına çıkmıyorsun. Bok gibi görünmem için bir neden yok, değil mi?
Mas não tenho de ficar horrorosa.
Vogue'da yardımcı moda editörü olarak çalışıyorum.
Sou uma editora de moda associada à Vogue.
Bende Vogue'un son on yıldaki... tüm sayıları var.
Devo ter montes de queixas da Vogue ao longo dos anos.
Aramızdan Lisa Luder Vogue'de moda editörü olarak... ülkenin modasının belirlenmesine yardım ediyor.
A nossa Lisa Luder ajuda o estilo do nosso país como editora de moda para a revista "Vogue".
Müstehcen materyale yer verebilirler ama aynı şeyi "Fair", "Esquire" ve "Vogue" dergileri de yapıyor.
Pode conter material vulgar. Como a Vanity Fair, Esquire, Vogue. Mais sexo.
- Peki hiç dergide kapak olmuş mu?
- E podemos vê-la onde? - Na Vogue.
- Evet, Vogue.
Na Vogue francesa.
- Ne? Vogue diyor ki bu 10 yılda moda olacakmış.
A Vοgue diz que vai ser moda daqui a 1 0 anos.
Tasarladığınız bir gelinliği Vogue'da gördüm ve aşık oldum.
Eu vi um vestido que desenhou na Vogue e fiquei apaixonada.
Vogue'un kapağına çıkmışsın.
Estás na capa da Vogue.
- Ne okudun? - Vogue.
A Vogue.
Herif, Ekim ayındaki Vogue'un parfüm reklamlarının yarısıyla yatmıştı.
Ele tinha dormido com metade das modelos da revista "Vogue".
Vogue'da hepimiz köşenizin sıkı birer hayranıyız.
Somos todos fãs da tua coluna lá na Vogue.
- Vogue'da mı çalışıyorsun?
- Trabalhas na Vogue?
- Geliyorum.
- Lê a "Vogue"?
- Vogue mu okuyorsun?
- Já li.
Vogue'da çalışırdı.
Trabalhou na Vogue.
Ama yine de son sözü Vogue söylüyor Kitty. Bence Vogue... Benimle aynı fikirde olacaksınız.
Não pode deixar de concordar?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]