Wilson Çeviri Portekizce
4,443 parallel translation
Büyük bir tanker ters mi dönmüş gerçekten de? Wilson nerede?
Uma camião de gasolina bateu, de verdade?
Milleti öpeceğine çağrı cihazına bak.
Wilson, pára com os apalpões e olha para o teu pager.
Siz Doktor Wilson'sınız, değil mi?
Drª. Wilson, certo?
Wilson nerede?
- Onde está a Wilson?
Bobby-Lee Wilson muhbirimizdi.
Bobby-Lee Wilson era um delator.
Mount Wilson gözlemevinde çalışmıştım.
Trabalhava no Observatório Mount Wilson.
Mount Wilson'a.
- Aonde foram? - Ao Mount Wilson.
Chad Wilson'u aradınız, lütfen mesaj bırakın.
Ligou para o Chad Wilson, por favor deixe uma mensagem.
Brian Field, Charlie Wilson. - Tanıştığıma memnun oldum.
Brian Field, Charlie Wilson.
Özür dilerim Wilson!
Desculpa, Wilson!
O Justine'in erkek arkadaşı... Kurt Wilson.
É o namorado dela, Kurt Wilson.
Zamanla polisler, bütün yolların Kurt Wilson'a çıktığını fark etmişler, o da ortadan kaybolmuş.
Quando a polícia percebeu que as pistas levavam ao Kurt Wilson, ele havia desaparecido.
O Kurt Wilson'ı arıyordu.
Ela estava a procurar o Kurt Wilson.
Eğer Anne Kurt Wilson'ı arıyordu ise, yapacağı son şey ; cesedi saklandığı yerin yakınında bırakmak olacaktır.
Se a Anne estava a procurar pelo Kurt Wilson, a última coisa que ele faria seria deixá-la no mesmo sitio do seu esconderijo.
Kendi ağzınla söyledin, Kurt Wilson'ın Anne'in cesedini yaşadığı yerde bırakmak istemediğini.
Tu mesma disseste. O Kurt Wilson não deixaria o corpo da Anne onde ele estava escondido. Por que é que o "Pé-Grande" deixaria?
Neden Anne'in ailesine ve arkadaşlarına Wilson'ın fotoğrafını göstermiyorsunuz? Gören birileri olabilir.
Por que vocês não mostram a foto do Wilson a família e aos amigos da Anne e vejam se alguém o viu por aí?
Eğer Wilson, Anne'in peşinde olduğunu biliyorsa onu öldürmek için takip etmiş olabilir.
Se o Wilson sabia que a Anne estava atrás dele, ele pode tê-la seguido, planeando matá-la.
Eğer Kurt Wilson bir yıldan beri burada saklanıyorsa, onu bulamayacağız.
Se o Kurt Wilson se esconde aqui há um ano, - não vamos encontrá-lo.
Kurt Wilson'ın resminden bir şey çıktı.
Tivemos resposta para a foto do Kurt Wilson.
Wilson.
Wilson. Polícia de NY.
İyi koşamadın, Wilson, uzun zamandır antrenman yapmıyorsun tabi.
Pode ter sido um running back, mas está sem treino.
Biraz engele takıldık ama bulduğumuzda umarım ucu Kurt Wilson'a çıkan kanıtlar olur ve böylece konuşmasına gerek kalmaz.
Tivemos um contratempo, mas, quando a encontrarmos, espero encontrarmos provas que nos levem ao Kurt Wilson e não iremos precisar que ele fale.
Tüm şüpheler Kurt Wilson'ın üzerinde olduğu için kimse size bakmıyordu.
O pingente dela. Com todos a visar o Kurt Wilson, nem suspeitaram de si.
Beni Wilson içeri aldı.
O Wilson deixou-me entrar.
Wilson'ın bu.
É para o Wilson.
Wilson, greyfurt turta ve yumurtanı getirdim. Tam sevdiğinden.
Aqui está a tua toranja, tarte e ovos, Wilson, como tu gostas.
Wilson'ın ne sorunu var?
Qual é o mal do Wilson?
Wilson, gel.
Wilson, vem para aqui.
Wilson, ilgilenir misin?
- Wilson, estás interessada?
Sue Wilson. Kıymetli ve gerektiğinde agresif müşteriniz.
Sue Wilson, cliente estimada e, se for preciso, agressiva.
Buluştuğumuza memnunum Bayan Wilson.
É um prazer, Menina Wilson.
Eğer Wilsonların danası buzağıladıysa Doktor Miller müsaittir.
Se o bezerro dos Wilson já nasceu, o Doutor Miller deve estar disponível.
Wilson, arkanı dönme.
Não te vires, Wilson.
Tamam. Wilson, yedek bataryaları koyduğumuz şu çekmeceye bakar mısın?
Wilson, podes ver na gaveta onde deixamos baterias de reserva?
Wilson, çabuk.
Wilson, vai.
John Thomas Daly, Douglas Gordon Goody Roy John James, Bruce Richard Reynolds ve Charles Frederick Wilson.
John Thomas Daly, Douglas Gordon Goody, Roy John James,
- Goody, Wilson ve James.
- Com o Goody, o Wilson e o James.
Elimizde kalanlar ise Lilley, Smith, Daly, Wilson, White, Pembroke Goody, James, Welch ve Reynolds.
Ficando com : o Lilley, o Smith, o Daly, o Wilson, o White, o Pembroke, o Goody, o James, o Welch e o Reynolds.
Goody, Wilson ve Reynolds'ın ortağı olarak biliniyor.
O Goody dá-se com o Wilson e com o Reynolds.
Smith ise bir dizi vesileyle Wilson'la çalıştı.
O Smith trabalhou com o Wilson em diversas ocasiões.
- Charles Frederick Wilson?
Charles Frederick Wilson?
Charles Frederick Wilson, göz altına alınıp diğerleriyle birlikte 8 Ağustos 1963 Cheddington'da posta trenini soymaktan sorumlu tutulup Aylesbury Polis Karakoluna götürüleceksin.
Charles Frederick Wilson, será detido e levado para a esquadra de Aylesbury, onde será acusado pelo envolvimento no assalto a um comboio dos Correios, em Cheddington, a 8 de agosto de 1963.
Charlie Wilson, demek istedin.
Referia-se ao Charlie Wilson.
Charles Frederick Wilson Roy John James, Ronald Arthur Biggs, Douglas Gordon Goody mahkemenin eşzamanlı ilk üç hükmüne göre 25'er sene ve ikinci kısımdan ise 30 sene hapsedileceksiniz...
Charles Frederick Wilson, Roy John James, Ronald Arthur Biggs, Douglas Gordon Goody, condeno-vos a duas penas de prisão consecutivas.
Bir İntikamcı olarak harika bir iş, Wilson.
Belo trabalho como Vingador, Wilson.
Wilson'ı bulacağım.
Vou ter com o Wilson.
Benim karakterim Doktor Stephen Wilson da üzgün çünkü oğlu onun tavsiyesini istememiş.
A minha personagem, o Dr. Stephen Wilson, também está triste porque o filho não quis aceitar o conselho dele.
Grey'le.
- Onde está a Wilson?
- Sonra görüşürüz Wilson.
- Até logo, Wilson.
- Kahrolası Reynolds.
Bruce Richard Reynolds e Charles Frederick Wilson. O maldito Reynolds.
Wilson'ınkiyle aynı yerde mi?
No mesmo sítio que o do Wilson?