Yahya Çeviri Portekizce
132 parallel translation
Biraz ereksiyon olmak için vaftizci Yahya'yı bile dudaklarından öpebilirdim.
Eu beijaria um jovem batista para conseguir ter tesão.
Yahya, gelecek olan sen misin, diye sormamız için bizi gönderdi.
João manda perguntar : És tu que deve vir, ou devemos esperar um outro?
Gidin, işitip gördüklerinizi Yahya'ya bildirin.
Vão e digam a João o que ouviram e viram.
Kadınlardan doğanlar içinde, Vaftizci Yahya'dan üstünü çıkmamıştır.
Eu vos digo que entre os filhos das mulheres... não surgiu outro maior que João Batista.
Vaftizci Yahya'nın ortaya çıktığı günden bu yana göklerin hükümranlığı zorlanıyor.
Desde a época de João Batista até o presente... o Reino dos céus é arrebatado à força... e os violentos que o conquistam.
Çünkü Yahya'ya dek tüm peygamberler ve Kutsal Yasa,..
Pois os profetas e a lei tiveram a palavra até João.
Yahya oruç tutup içki içmeyince, "onda cin var" diyorlar.
João veio. Ele não bebia e não comia, e disseram :
Kimi Vaftizci Yahya diyor.
Uns dizem que é João Batista.
Yahya'nın vaftiz hakkı nereden geldi, Tanrı'dan mı, insanlardan mı?
Donde procedia o batismo de João : Do céu ou dos homens?
"İnsanlardan" dersek... Halkın tepkisinden korkuyoruz. Çünkü herkes Yahya'yı peygamber sayıyor.
E se dissermos : "Dos homens", é de temer-se a multidão... pois todo mundo considera João como profeta.
Yahya size doğruluk yolunu göstermeye geldi, ona inanmadınız.
João veio a vós no caminho da justiça, e não creste nele.
Beni vaftiz et Yahya.
Batiza-me, João.
- Kim bu adam? - Yahya.
- Quem é essa pessoa?
- Ürdün Nehri'ndeki şu adam, Vaftizci Yahya.
- Esse homem, João batista.
Yahya, Kral Herod'un topraklarında. Biz bir şey yapamayız ki.
Está no território de Herodes.
Vaftizci Yahya tarafından vaftiz edilmiştim.
Fui batizado por João batista.
Hiçbir ana, Yahya gibi bir evlat doğurmamıştır.
Entre os filhos de mulheres, não há nenhum maior que João.
Kimileri yeni bir Vaftizci Yahya diyor.
Uns dizem que és outro João batista.
Vaftizci Yahya... tam bu noktada duruyordu.
Era bem ali... que João batista ficava.
Senin, Vaftizci Yahya olduğunu düşünmüştüm mezarından kalkıp geleceğini.
Pensei que fosses João batista... que voltara dos mortos.
Yahudiye'ye gidip Vaftizci Yahya'yı göreceğiz.
Vamos à Judeia ter com João Baptista.
Yahya suyla vaftiz ediyordu, onu öldürdüler.
João baptizou com água e eles mataram-no.
Belki kendini Büyük İskender sanıyordur belki de Vaftizci Yahya sanıyordur hatta belki de o koltuğa kendi oturmak istiyordur.
Eu não sei, talvez ele pense que é Alexandre o Grande e talvez pense que é João Baptista e talvez pretenda levar a cabo toda a missão por ele mesmo.
Bugünkü vaaz Yahya 4 : 13 üzerine.
O Sermão hoje é João 4 : 13.
Ya da içinde kırmızı bir sıvı bulunan küçük bir şişeyi gösterip Vaftizci Yahya'nın kanı derdi.
Ou mostrava um frasco com líquido vermelho e dizia que era sangue de João Baptista.
İsa avluda ve Vaftizci Yahya burada.
Cristo no jardim e João Batista aqui.
" Yahya Kitabı, 6 : 22, 8 : 16, 9 : 1...
" Procure ajuda em João 6 : 22, 8 : 16,
Kutsal Meryem ve Yahya, aşağı düşebilirdim.
Santa Maria, Mãe de Deus! Podia ter caído por aí abaixo.
Örneğin Yahya'nın Ameliketlerle savaşıyla ilgili ayet.
Pense na narrativa das batalhas de Joshua com os Amalekites.
Adını Yahya koyacaksın.
E tu vais chamar-lhe João. A...
Adı, Yahya olacak.
Ele terá o nome João.
Yahya mı?
João?
Onun ismi Yahya.
O seu nome é João.
İsmi Yahya.
O seu nome é João.
Aziz elçin Yahya'ya şükranlarımızı sunuyoruz.
Seu criado John, o perdoe todas as transgressões
Şifa ver bize Aziz Yahya.
Cure Thy criado John.
Yüce Tanrım ve Vaftizci Yahya,... onun bacağını iyileştirin.
O Deus, ajude o John, cure a perna dele.
İçerideki yaşlı Frankeştayn'ı yaptıkları için cezalandıramıyorsam Tanrı'nın Yahya'ya dediği gibi bu işi tekrar yapacak olursa Teksas sınırları içinde yapamayacağına emin olabilirsin.
E como não posso punir o velho Frankenstein pelo que fez, vou dizer-te o mesmo que o Senhor disse a João : se volta a fazê-lo, assegurar-me-ei de que não o faça no Texas.
Kötü planlarını durdur, Vaftizci Yahya.
S. João Baptista, detém este plano do mal.
Haha, tek şişeyle babam bile yapar, onu çift şişeyle yapacaksın oğlum.
Yahya, tens de usar duas garrafas.
Leonard da, babası da Orta Doğu'da Yahya Peygamberin kafasını ararken babasının Dorset'teki evini hiç geliri olmadan idare etmeye çalışıyordu.
O ilustre Leonard, que tem de gerir a casa do pai em Dorset, sem mesada, enquanto o dito pai passeia pelo Médio Oriente em busca da cabeça de São João Baptista.
Herodius'un kızı, Yahya Peygamberin kesik kafasını bu ülkeye getirmiş.
A filha de Herodes trouxe a cabeça decepada de São João para cá.
Bu yazılar Yahya'dan mı söz ediyor?
Estas palavras todas... Falam de São João?
Yahya Peygamberin başını buldular!
Encontraram a cabeça de São João!
- Kesinlikle. Yahya Peygamberin üst çenesinden alınan bir azı dişi.
- Mais precisamente, é um molar retirado do maxilar superior de São João.
Bu kafatası da güya Yahya Peygambere ait.
Pois este crânio fez-se passar pelo crânio de São João Baptista.
Yahya peygamberin kafası gümüş tabakta ikram edilirken yanında garnitür olarak ne sunmuşlardır sence?
O que serviram como acompanhamento quando serviram a cabeça do João Baptista numa bandeja de prata?
Ferisiler, Hazreti Yahya'nın kim olduğunu öğrenmek için birilerini göndermişler.
Os fariseus mandaram perguntar a João Batista quem ele era.
Bir tepside Vaftizci Yahya'nın başını getir.
Quero a cabeça de João Batista em uma bandeja.
Bana Vaftizci Yahya'nın kafasını getir.
Traz me a cabeça de John the Baptist.
Vaftizci Yahya, Hazreti Yusuf..
As ordens sacerdotais de espíritos abençoados. São João Batista. São José.