Yapmam gereken bir şey var Çeviri Portekizce
472 parallel translation
-... yapmam gereken bir şey var.
- Tenho algo a fazer.
Fakat önce yapmam gereken bir şey var.
Mas há uma coisa que eu tenho que fazer primeiro.
Yapmam gereken bir şey var.
Tenho de fazer uma coisa.
Önce yapmam gereken bir şey var.
Tenho de fazer uma coisa, antes.
Yapmam gereken bir şey var mı?
Há alguma coisa especial?
Yapmam gereken bir şey var.
Tenho que fazer uma coisa.
Yapmam gereken bir şey var.
Teno de ir fazer uma coisa.
Yapmam gereken bir şey var.
Tenho algo para fazer.
Önce yapmam gereken bir şey var.
Há uma coisa que tenho de fazer primeiro.
Yapmam gereken bir şey var ve bana güveniyorsun, değil mi?
Tenho algo para fazer.
- Orada yapmam gereken bir şey var.
- tenho coisas para fazer. Agora?
Bu akşam gidiyoruz ama önce yapmam gereken bir şey var.
Partimos hoje à noite. Mas primeiro, há algo que preciso de fazer.
- Yapmam gereken bir şey var.
- Tenho de fazer uma coisa.
Yapmam gereken bir şey var.
Tenho que tratar de algo.
Yapmam gereken bir şey var.
É algo que tenho que fazer.
Yapmam gereken bir şey var.
Há uma coisa que tenho de fazer.
Yapmam gereken bir şey var. Ailemle ilgili.
Tenho um assunto familiar a tratar.
Ben... Bunu tüm ayrıntılarıyla dinlemek isterdim ama şimdi yapmam gereken bir şey var.
Gostaria... de ouvir tudo isso com detalhes... mas preciso fazer algo agora.
Seni eve götüreceğim ama önce yapmam gereken bir şey var.
Levava-te a casa, mas tenho de fazer uma coisa primeiro.
Hazırlanmam için yapmam gereken bir şey var mı?
Preciso de fazer alguma coisa para me preparar?
Gitmeden önce yapmam gereken bir şey var.
Ainda tenho de fazer uma coisa antes de partir.
Bilmem, yapmam gereken bir şey var.
Não sei se posso, há algo que preciso fazer.
Ama önce yapmam gereken bir şey var.
Só há uma coisa que tenho de fazer primeiro.
Laboratuara gitmeliyim. Yapmam gereken bir şey var.
Tenho de ir ao laboratório fazer uma coisa.
Önce, yapmam gereken bir şey var.
Primeiro, tenho de fazer uma coisa.
Affedersin hayatım, Yapmam gereken bir şey var.
Se me dá licença, tenho um prazo a cumprir.
Yapmam gereken bir şey var.
Tenho de tratar de uma coisa.
Yapmam gereken bir şey var.
Vou só tratar de uma coisa.
Yapmam gereken bir şey var.
Só tenho de fazer uma coisa.
Eh, yapmam gereken tek bir şey var.
Resta-me apenas uma opção decente...
Onu kendi başıma halletmem için yapmam gereken bir kaç şey var.
Eu próprio tenho umas contas a acertar com ele.
Ama önce yapmam gereken bir şey var.
Deixa-me fazer uma coisa primeiro.
- Önce sen. Yapmam gereken bir kaç şey daha var.
Tenho algumas coisas para fazer primeiro.
Yapmam gereken bir sey var.
Tenho de fazer uma coisa.
Yapmamız gereken herhangi bir şey var mı?
Que mais podemos fazer?
Bak, yapmam gereken bir şey daha var.
- Não me deixes outra vez.
Hâlâ yapmamız gereken bir şey daha var.
E ela é que está a meter as bolas?
Öyleyse yapmam gereken tek bir şey var.
Nesse caso, só há uma coisa a fazer.
İstiyorum, ama daha önce yapmam gereken bir sürü şey var.
Quero, mas tenho muitas coisas para fazer.
Al. Kelly'yle benim anne kız yapmamız gereken bir şey var.
Al, a Kelly e eu temos de fazer umas coisas de mão e filha.
Yapmam gereken bir sürü önemli şey var.
Tenho muitas coisas importantes a fazer.
Ama yapmam gereken bir şey daha var.
- Mas tenho de fazer uma coisa.
O, konuyu sonra konuşuruz. Önce yapmam gereken bir kaç şey var.
Falaremos depois, tenho que fazer algumas coisas.
Eğer izin verirseniz, yapmam gereken çok önemli bir şey var.
Com licença. Tenho algo importante a fazer.
Eteğime yapışırsan bir yıldız olursun. Olmaz. Sağ ol Gary, kendi başıma yapmam gereken çok şey var.
À partida, Meus sonhos pertencem-te era um filme típico de Doris Day.
Yapmam gereken bir şey var.
Ainda bem que estás cá.
Ama gitmeden önce yapmamız gereken bir şey var.
Mas há uma coisa que temos que fazer antes de ir.
Dinle, yapmam gereken bir şey var.
Porque acha isso?
- Bu gece yapmamız gereken bir şey var.
Nós temos uma coisa importante para fazer.
Şey bak yapmam gereken bir iki işim var.
Tenho algumas coisas para tratar.
Bu akşam yapmam gereken son bir şey var. Ondan sonra uygunum.
Bem, tenho uma coisa que tenho de fazer esta noite, e depois estou disponível.