Yâda Çeviri Portekizce
50 parallel translation
"Nesin sen, bir kız yâda bir sihir?"
O que és, rapariga ou magia?
Otobüse binmeliyiz yâda araba kiralamalıyız.
Para alcançar o comboio... para zurich amanhã de manhã, temos que apanhar um autocarro ou alugar um carro.
Bir kız evlat, kız kardeş yâda bir eş olarak daha fazla ödün olmayacaktı.
Nada de sacrifícios em cada passo como filha, como irmã, como esposa.
Yâda herhangi bir yakınının adını...
Ou o nome de um parente...
Yâda ortak bir yere mi?
- Há um bom restaurante...
Peki Pakistan yâda Çin yardım ediyor mu?
A China e Paquistão, ajudam você?
Yansa bile dostum, sorun değil. Çünkü bir yerlerde üç yâda dört tane daha kulübem var.
E mesmo que arda, é na boa... porque tenho mais três ou quatro destas cabanas por aí.
sandım ki sizi Hirogen, yâda bir Borg.
Eu pensei que era um Hirogen, o-ou um Borg.
Revirde ne olduğunu bilmiyorum yâda güverte 3 ve 4 de ama eminim ki bunun makul bir açıklaması vardır.
Não sei o que houve na Enfermaria ou nos deques 3 e 4, mas tenho certeza que há uma explicação perfeitamente razoável. Ah-ah.
- Yâda dini remi olarak havarilerden Per.
- Ou, como dizemos nas cartas religiosas um par de apostolos.
Eric'le, Kelso'yla yâda Hyde'la... konuşamıyor çünkü benimle dalga geçiyorlar. Onunla... Johnny...
Ele não pode falar com o Eric ou ao Kelso ou ao Hyde... porque eles vão gozar comigo... dele... do Johnny...
Yâda... inancının test edildiğine... daha büyük bir fedakârlık için.
Ou... Como um teste à sua fé... Talvez um sacrifício maior seja necessário.
Yâda, birisini arayabiliriz.
Ou podíamos ligar para um dos números.
Yâda üniversitede?
Nem na faculdade.
Yâda balina.
Ou uma baleia.
Üstünde yâda odada hiçbir kimlik bilgisi yok.
Não encontrámos identificação nela ou no quarto.
Yâda birbirleri hakkında bilgi sahibi oldukları hakkında.
- Ou soubessem uma da outra.
Sence, değil mi? Tesadüfen bir şeyi yâda birini buldu, - ki bu da onu öldürttü?
Achas que se cruzou com algo ou alguém que lhe custou a vida?
- Yâda... Belki de her şeyde komplo gören... o insanlardan biriydi.
Ou então, seria uma daquelas pessoas que vêem conspirações em tudo?
Oh, bunun için bir çeşit istatistiksel anormalliği, Yâda vergi veritabanına ait olmayan bir şeyleri aramak gerekiyor, ama bunu yapmak için gereken sabır... Binlerce saat sürmüştür.
Poderá ter detectado alguma anomalia estatística ou algo que não fizesse parte da base de dados das Finanças, mas é necessária muita paciência, milhares de horas.
Evet, entelektüel Farthing'in, yâda sağlık delisi Gale'in Dandy'nin Hazır Yemekleri'ne yemek yemek için...
Não os imagino comer no Dandy's por causa da comida.
Yâda evden kovulmuş. Kimse onu bulmak istemiyor.
Ou foi expulsa de casa e ninguém quis procurá-la.
Böyle şeyleri içine atmaya devam edersen, Ülser yâda daha kötü bir şey olacaksın.
Se continuas a engolir tudo, acabas com uma úlcera ou pior.
Federal hapishane mi yâda şehir morgumu olacağını söyleyebileyim.
Talvez lhe diga se vai voltar para uma prisão federal ou se vai para a morgue.
Evlat, böyle gitmeye devam edersen başına büyük sorunlar açacaksın. Başladığı yer orası olsun yâda olmasın.
Se seguir por esse caminho, vai arranjar problemas, houvesse problemas antes ou não.
Sence baba mı Josie'i öldürdü ve çocukla kaçtı, Yâda çocuk mu Josie'i öldürdü ve babasıyla kaçtı,
Achas que o pai matou a Josie e obrigou o miúdo a fugir, ou foi o miúdo que matou a Josie e o pai fugiu com ele?
Yâda Ray ve Nate baba oğul beraber mi öldürdüler?
Ou terão pai e filho matado a rapariga?
Çıplak elli bir adam... Kılıçlı 6 yâda 7 kişiye karşı... 100 raunt sonra,
Um homem sem nada... lutou contra 6 ou 7 homens com espadas compridas.
Yâda birbirleri hakkında bilgi sahibi oldukları hakkında.
Não, não sabia.
Yâda vergi veritabanına ait olmayan bir şeyleri aramak gerekiyor, ama bunu yapmak için gereken sabır...
Eu desisti. Não podes desistir. Uma vez que começas, nunca mais podes desistir.
Duyan yâda gören kimse olmamış.
Ninguém confirma ter visto ou ouvido alguma coisa.
Yâda bir başkasına.
Ou a mais alguém.
20 milyon yâda daha fazla, yağmurlu bir günde sakin bir hesaba aktarıldı.
20 milhões, ou assim. Desviados para uma conta silenciosa, para um dia chuvoso.
Bana yardım etmek için, yâda inanmak için bir sebebin yok, fakat Wyatt hakkında bir şeyler öğrenmeliyim.
Sei que não tem razões para me ajudar, ou para acreditar em mim, mas preciso de saber acerca do Wyatt.
Tel yâda bir ip olabilir.
Pode ter sido um arame, até um fio.
Carol senin gibi bir kardeşi olduğu için çok şanslı Lois. Bana mı söylüyorsun? Her zaman bir kız yâda erkek kardeşim olsun istemişimdir ama onun yerine bir erkek-kız kardeşim oldu.
Deixe mensagem após o sinal.
Sen bir ilişkinin olacağını yok saymaktasın herhangi biri ile yâda seks yapacağını?
Desfaz da possibilidade de ter um relacionamento com alguém um dia, ou de jamais fazer sexo novamente.
Bir kaza yâda... doğal bir afet.
Um acidente ou... um desastre natural.
Ya öyle yapacağız yâda bacaklarını keseceğiz.
Bem, ou isso, ou cortamos-lhe as pernas.
Evet, hiç bir çizer yâda ressam bunu yapamaz.
Nenhum desenhador ou pintor, eu concordo.
Her zaman bir kız yâda erkek kardeşim olsun istemişimdir ama onun yerine bir erkek-kız kardeşim oldu.
Eu sempre quis um irmão ou uma irmã, mas em vez disso tive um "irmãna". ( irmão + irmã )
Yâda sen daha çocuk bezi takarken 68. kongrede diş bilemiş Walsh'a karşı kaybedersen ne olacak?
Mas perder para a Walsh... Que aprendeu muito na convenção de 68, enquanto tu usavas fraldas... O que acontece depois?
Bu sadece parti içi dinamiklerden fazla. Yâda sadece ideoloji de değil.
É mais do que filiação partidária ou um chicote, ou mesmo uma ideologia.
"Ken Wallace, beni 1 yâda 2 kez duş alırken izledi". "Ama o masumdu".
" O Ken Wallace apanhou-me uma ou duas vezes no chuveiro, mas foi inocente.
"Güzel bir koku yâda bir zehir?"
O que és, perfume ou veneno?
Yâda parayla alem yaparız.
Ou estoirá-lo em bebida.
Evet, entelektüel Farthing'in, yâda sağlık delisi Gale'in Dandy'nin Hazır Yemekleri'ne yemek yemek için...
Vamos sair daqui.
Dirk yâda onun elemanlarından biridir.
Esse deve ser o Dirk ou um de seus rapazes.