Zadie Çeviri Portekizce
53 parallel translation
Gözlerine bakıyorum ve Zadie Smith okuyan... John Mayer ve Coldplay dinleyen, Monty Python dizilerini seven, umutsuzca... delice, tüm kalbiyle, büyük bir arzuyla çikolata isteyen bir kız görüyorum...
Olho para esses olhos e vejo uma rapariga que lê Zadie Smith, que ouve John Mayer e Coldplay... que gosta da série Monty Python... e que desesperadamente, loucamente... profundamente, quer, precisa, anseia por... mais chocolate.
Zadie Smith en sevdiğim yazarlardandır.
Zadie Smith é uma das minhas autoras favoritas.
Zadie Smith.
Zadie Smith.
Zadie Smith bir aptal olduğumu düşünüyor.
- A Zadie Smith acha-me uma idiota.
Bana "Muhteşem ve Harika" ilkilisini hatırlatıyorlar.
Fazem-me lembrar o Nana e o Zadie um bocadinho.
Benim de dedemin yumurta salatasını yığınla pastırmayı, matsa ve kreplach'ları özlediğim geceler oluyor.
Certas noites estou mortinho por uma salada de ovo do Zadie's, uma montanha de pastrami, matzo, kreplach...
Zadie Daniels'e yaptıklarını düşünürsek mantıklı.
O que faz sentido, considerando o que fizeram a Zadie Daniels.
Sonra Zadie Daniels şuuru kapalı olarak bulundu.
Mais tarde, a Zadie Daniels foi descoberta inconsciente.
Ve Zadie'ye saldırdıklarını kabul etmişler.
E eles confessaram ter agredido a Zadie.
Zadie, buraya seni sorgulamak için gelmedim, seni bilgilendirmeye geldim.
Zadie, não estou aqui para interrogá-la, mas para mantê-la informada.
Ama o sen değilsin, tamamın değil yani.
Mas ela não é a Zadie, apenas uma parte de si.
Bu sadece içinde bulunmak zorunda kaldığın bir olaydı.
Foi apenas um evento que a Zadie suportou.
Zadie Daniels'da siyahi bir kadın.
A Zadie Daniels é negra.
Ben Zadie Daniels'im.
Eu sou a Zadie Daniels.
Zadie'nin ofisinden şimdi çıkıyorum.
Estou a sair agora do escritório da Zadie.
Zadie erken gelmiş oluyor.
A Zadie teve de chegar cedo.
Ki şu durumda Becky Langes, bisikletli kız, Prospect 3'Iüsü onu Zadie'nin saldırısını saklamak için kullanmışlar.
O que, no caso da Becky Langes, a rapariga da bicicleta, é que os 3 de Prospect usaram-na como ensaio para o ataque à Zadie.
Ama Zadie'nin zaman çizelgesinde boşluk olduğunu ortaya çıkardık.
Mas revelou uma possível lacuna na cronologia da Zadie.
Zadie'in rutini o gece tekrarlanmamış.
Naquela noite, a Zadie não seguiu a sua rotina.
Kimse Zadie'yi araştırmadı.
Ninguém estava a investigar a Zadie.
Zadie'nin yöneticisi Lewis Anderson... o da Zadie'yle aynı saatte çıkmış.
O supervisor da Zadie, um tal Lewis Anderson, terminou o turno ao mesmo tempo que ela.
Zadie Daniels?
A Zadie Daniels?
Zadie işten sonraki planlarından bahsetmiş miydi, ya da arkadaşlarıyla buluşacağından?
A Zadie falou nalguns planos pós-laboral, encontrar-se com um amigo ou...
Ne yaptın Lewis, o gece Zadie'yi parka kadar takip mi ettin?
Então, o que é que fez, Lewis, seguiu a Zadie até ao parque nessa noite?
Zadie'ye tecavüz edip onu dövdüğümü mü düşünüyorsunuz?
Acham que eu violei a Zadie, que a espanquei?
Ama Zadie'ye tecavüz etmedim, yemin ederim.
Mas não violei a Zadie, juro.
Zadie'ye olanları anlattığımda...
Quando contei à Zadie o que tinha acontecido...
Zadie o gece seks yaptığınızı biliyor mu?
Espere. A Zadie sabe que tiveram sexo nessa noite?
Zadie, bu üç adam hapishanede.
Zadie, três homens estão presos.
Zadie Daniels tecavüze uğramamış. Ne?
A Zadie Daniels não foi violada.
Zadie'nin saati bardayken kırıImış.
- O relógio da Zadie partiu-se no bar.
Brian'ın Zadie Daniels'a tek başına saldırdığını varsayacağız.
Ao invés, pensemos na hipótese do Brian ter atacado a Zadie Daniels sozinho.
Brian'ın Zadie'ye saldıracak vakti var mıydı bilmiyoruz.
Nós nem sabemos se o Brian teve tempo para atacar a Zadie.
Ve araçlar da 21 : 30'da yüklenmeye başlamıştı. Zadie barı terk ettiği zaman.
E a carrinha começou a carregar às... 21 : 30, que foi quando a Zadie saiu do bar.
Mike ve Seamus, Zadie parka gelmeden önce alınmış.
O Mike e o Seamus foram presos antes da Zadie chegar ao parque.
Zadie'ye saldırmak için bolca zamanı varmış.
- Teve muito tempo para atacar a Zadie.
Bu Zaidie'ye de saldırdığını kanıtlamaz.
Não significa que tenha atacado a Zadie.
Zadie'nin yalan ifadesinden dolayı, Wallace yeni bir dava açıImasını ve Brian'ın tek yargılanmasını isteyebilir.
Agora, por causa do falso testemunho da Zadie, o Wallace pode pedir um novo julgamento com o Brian como único assaltante.
Zadie ve iş arkadaşı, saldırıdan önce Mardi Gras gecesine gitmişler.
A Zadie e o colega estiveram numa festa de Mardi Gras antes de ter sido agredida.
Brian'ın üvey kız kardeşinin tişört çaldığı gibi Zadie'den de bunu çaldığını mı düşünüyorsun?
Acham que o Brian tirou-os à Zadie tal como roubou a camisola da irmã adoptiva?
Polis onları yakalamıştı, ama sen, Zadie'yi buldun.
Eles foram apanhados pela polícia, mas você... - Encontrou a Zadie.
Sonra polisler seni araca tıktıkları zaman, Mike ve Seamus senin bularla geldiğini fark etmemişti, Zadie'den almıştın.
Mais tarde, quando a polícia o enfiou na carrinha, o Mike e o Seamus não repararam que estava a voltar com isto da Zadie.
Eşyalarının arasında bulduğumuzu Zadie'nin DNA'sı için test ettiriyoruz.
O que estava no seu saco pessoal está a ser testado para se encontrar o ADN da Zadie Daniels.
Zadie Daniels'a tek başına saldırmış.
Ele agrediu a Zadie Daniels sozinho.
Zadie Daniels korkunç bir saldırının kurbanıdır.
A Zadie Daniels foi a vítima de um crime horrível.
- Zadie!
- Zadie!
Zadie, neden yalan söyledin?
Zadie, porque mentiu?
Kaç tane evli adamla yattın, Zadie?
Dormiu com quantos homens casados, Zadie?
Kaç tane evli adamla yattın Zadie?
Quantos homens casados foram, Zadie?
- Sence bir bebek Zadie Smith okur mu?
ACHAS QUE UMA MIÚDA LÊ ZADIE SMITH?
Zadie Daniels ile ilgili sorular sorulmaya devam ediyor.
ZADIE DANIELS FINGIU A AMNÉSIA? continuam as perguntas sobre a Zadie Daniels.