Zalimce Çeviri Portekizce
597 parallel translation
Burada bir subay tarafından zalimce öldürülen Vakulinchuk'i Potemkin Zırhlısı denizcileri olarak unutmayacağız.
Perante vós jaz o corpo do marinheiro Grigory Vakulinchuk brutalmente assassinado... morto por um oficial sénior do esquadrão couraçado Prince Tavrichesky.
Ve sonra, aslında bunu açıkça söylemezdim, ama ikimiz de suç uzmanı olduğumuza göre zalimce becerileri kendimize göre kullanırız.
E então, não diria isto abertamente, mas de um criminologista para outro, orgulhamo-nos por ser desumanamente habilidosos.
Bu konuda nasıl hissedersiniz, bilmiyorum. Ama bu, diğerinden çok daha kötü bir suç. Daha soğukkanlı ve zalimce.
Não sei como se sente com isso, mas é um crime pior do que o outro, mais cruel e perverso.
Zalimce görülebilir ama birini yargılayıp, ceza verip infaz etme işini böyle güruhlara bırakırsak atalarımızın kurmak ve korumak için canlarını verdiği devlete ihanet olur.
Pode parecer excessivo... Mas, quando uma multidão se encarrega de identificar, julgar, condenar e punir, é um acto contra um governo estabelecido e defendido pelos patriotas.
Bu duyduğum en zalimce şey.
Que coisa mais cruel!
Biliyorum, birini bu saatte uyandırmak çok zalimce.
Sei que é cruel acordar alguém a esta hora.
Bu çok zalimce.
Porque não?
Oysa ki o çok gençti ve çok zalimce öldü.
Mas ela era tão jovem e morreu tão cruelmente.
Ne kadar cesur ve takdire değer olsa da şu anda ani bir ayrılık çok zalimce olur.
Um corte abrupto, agora, por corajoso que fosse, seria cruel.
Sibyl Vane'e zalimce davranmıştı, ama bunu düzeltebilirdi.
Tinha sido cruel para Sibyl Vane mas podia corrigir isso.
# Onlar, bu cehennemin zebanisi olsalar da... #... zalimce davransalar da...
Pobres diabos, aqui estamos neste inferno Condenados à tirania
Bu çok zalimce.
É cruel demais.
Yani şimdi sen zalimce...
És tão cruel a ponto de desejar...?
Hakkımda, hiç zalimce dedikodu duymadın mı?
Não ouviste nenhuma bisbilhotice maldosa sobre mim?
Yüzbaşı Bay Hawks'a çok zalimce davranıyor, değil mi? Yerli dostlarına ateş etmesini sağlıyor.
Não está certo o que o capitão está a fazer ao Sr. Hawks, obrigá-lo a disparar sobre os seus amigos índios.
Zalimce, sadistçe idi.
Foi cruel, sádico.
Daha zalimce ne olabilir?
O que poderia ser mais cruel?
Zalimce yargılanacak!
Um cruel tribunal julgá-lo-á.
İki aydır Viking Ragnar tarafından zalimce öldürülen iyi kral Edwin için yas tutuyoruz ve hala bunun intikamını almadık.
Fizemos dois meses de luto pela morte do bom Rei Edwin, barbaramente assassinado pelo cruel viking Ragnar, um crime que ainda está por vingar.
Kendine çekip, sonra da yakınlaşma istediklerinde geri çevirmek zalimce bir şey.
É muita frieza deixar que se aproximem de si... e afastá-las quando se aproximam demais.
Böyle söylerdi ve sesi zalimce gelmezdi.
Da boca dele, näo teria parecido cruel.
Savunma makamının, bu mahkemeye yaptığı, Zalimce ve sakar ataklardan dolayı tessüf ederim suçluluğun yükünü Kalbi kırık Bay Hubble'ın ölmüş ve masum oğlunun üstüne atıyor
Devo declarar, como tenho a certeza que esta corte também... que o conselho de defesa numa tentativa cruel... de jogar o peso da culpa... ao filho morto deste homem de coração partido, Sr. Hubble.
Belki sana zalimce davrandım.
Talvez esteja a ser cruel.
Ölürsem... yalnız kalacaksın. Ama bana zalimce davranacaklar, daha önce yaptıkları gibi. Nazik olacaklar.
Se eu morrer ficaráa sozinha.
Ve benim için senin imanın belirsiz ve nevrotikti. Kimi yönlerden zalimce aşırı hislerle dolu ve ilkelceydi.
Para mim sua fé é obscura e neurótica... de certa forma cruelmente esgotada de emoção, primitiva.
Ona zalimce davranılmamasını istiyorum, ama dikkatlice gözlem altında olsun.
Ele não deve ser tratado com brutalidade! - Mas observado de perto.
Biraz zalimce değil mi?
Não estarás a ser demasiado arbitrário?
Çok zalimce.
É uma coisa cruel
Bu çok zalimce.
É muito cruel.
Tanrım, bu çok zalimce.
Caramba, isto é brutal!
Zalimce bir yanlışın içinde olduğunuz evlenmesi gereken bir kadın hakkında..
E uma mulher que enganou cruelmente. E que deveria ter desposado.
Masum insanları zalimce öldürdünüz.
Assassinaram seres humanos indefesos...
Enterprise'ı ya da seni serbest bırakma niyeti olsaydı, sana zalimce davranmazdı.
O Parmen não o trataria brutalmente, se tivesse intenção de o libertar, ou à Enterprise.
Bence çok zalimce olur Bayan Martha.
- Seria demasiado cruel.
Bu zalimce bir şey mi olurdu yoksa kibarca bir şey mi?
Seria crueldade ou bondade?
- Ah, Ben,... üzgünüm bu sana zalimce gelebilir ama - Buna izin veremem
Desculpa se pareço cruel, não é essa a minha intenção.
Sert, insafsızca... ah belki de zalimce.
Oh, duro, implacável, talvez até cruel.
Zalimce olur. Ve nedensiz yere.
Seria de uma crueldade inútil.
Tomlin Dudek büyük bir satranç oyuncusu idi, fakat şu sırada, bırakın yitirdiği karşılaşmanın sonucunu, maçın yapıldığından söz etmek bile tadsız, zalimce ve gereksiz olurdu.
O Tomlin Dudek era um grande jogador de xadrez e, nesta altura, teria sido deselegante, cruel e desnecessário o simples facto de mencionar a existência, quanto mais o resultado de uma partida que ele perdeu.
Tanrım, bu çok zalimce!
Caramba! É demasiado cruel!
Üvey oğluna zalimce davrandığına dair efsane büyüdü.
E fala-se do cruel tratamento dado ao enteado.
Sana zalimce davranacaklar.
Eles serão mais severos contigo.
Zalimce bir gürültüydü dün geceki.
Fez uma barulheira enorme.
- Yapmayın, yaptığınız zalimce!
Tirem as mãos!
Çok zalimce ve son derece acı verici bir şey... bir babanın iş birliği dışında yapabileceği bir şey kalmayacak.
Algo muito, muito doloroso.. Que o seu pai não terá outra solução a não ser cooperar.
Karıştırmış olabilirim ama hala, binlercesini kurtarmak için bile olsa bir hayatı kurban etmeyi zalimce buluyorum.
Posso estar confuso mas continua-me a custar sacrificar uma vida, mesmo que seja para salvar centenas.
Babamızın bu delice tasarrufundan daha zalimce ne olabilir ki! Nasıl bir yokluğun içinde eriyip bitiyoruz!
Haverá algo mais cruel do que o rigor em que vivemos, do que esta penúria que nos tolda?
Hangi korkunç suçun cezası bu zalimce ceza olabilir. Yaşamlarımızın bir pamuk ipliğine bağlı olduğunu biliyorum.
Uma vez mais me perguntava que horrível crime cometeram para haver recebido um castigo tão duro?
Zalimce ve katı bir ceza!
Um crime cruel e implacável!
Sizi bu şekilde zalimce konuşmaktan menederim, Anne.
Proíbo-a de falar tão cruelmente, mamã.
Bu anlaşılabilir, ama zalimce.
É justo, mas severo.