English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Z ] / Zarqawi

Zarqawi Çeviri Portekizce

78 parallel translation
Saddam, Al Zarqawi ile görüşüyor, o da El-Kaide ile ve Atta Saddam'ın danışmanıyla Çekoslovakya'da buluşuyor.
Que o Saddam está a falar com Zarqawi, que está a falar com a al Qaeda e o Atta encontrou-se com o chefe dos serviços secretos de Saddam na Checoslováquia.
Usame, Zarkavi'yi çok güçlendiği için köpeklere yedirmedi mi?
Ouve, Osama deu o Zarqawi aos cães por estar a ficar demasiado poderoso, certo?
10 yıl evvel Ürdün'ün ekonomik politikasını eleştirdiği için düştüğü hapiste, El-Kaide'nin Irak lideri Abu Musab al-Zarqawi ile tanışmış.
Foi preso faz 10 anos por criticar a política da Jordânia e conheceu o Abu Musab al-Zarqawi, líder da Al-Qaeda no Iraque.
2006'da Zarqawi'nin öldürülmesine kadar mektuplaşmışlar.
Foram amigos por correspondência até que o Zarqawi morreu em 2006.
Zarqawi ona dediğine göre, Amerika El-Kaide'ye oynuyormuş.
Segundo o que disse o Zarqawi, os Estados Unidos estão a jogar nas mãos da Al-Qaeda.
Zarqawi öldürüldü ve hiç bir şey olmadı.
Mataram o Zarqawi e não se passou nada.
Zarqawi ve adamları en birinci önceliğimiz.
O Zarqawi e seus tenentes são a nossa prioridade.
Sen o uzun tüfeğin yanına uzan sadece. Bu askerler Zarqawi'yi ortaya çıkarırlar.
Vai abatendo de cima, esta malta que descubra o Zarqawi.
- Zarqawi'nin bir numaralı askeri.
- Soldado n.º 1, Zarqawi.
- Evet, Zarqawi'nin nerede olduğunu öğrenmek istiyoruz. Nerede olduğunu biliyor musun?
Gostávamos de saber onde está o Zarqawi.
Zarqawi'ye dair verebileceğin bir bilgi var mı? Söyle hemen.
Se pode dar-nos informações sobre o Zarqawi, diga-nos já!
Kasap'ı bulursak, Zarqawi'yi de bulurmuşuz. Ona rapor veriyormuş.
Encontrem o Carniceiro, encontram o Zarqawi.
Kasap'ın, Zarqawi'nin iki numaralı adamı olduğunu düşünüyoruz.
Achamos que o Carniceiro é o braço direito do Zarqawi.
Kasap'ın, Zarqawi'nin celladı olduğunu biliyorsun değil mi?
Sabes que o Carniceiro é o justiceiro do Zarqawi?
İsmi Zarqawi.
O seu nome é Zarqawi.
Zarqawi ve teğmeni, bizim ilk önceliğimiz.
Zarqawi e os seus tenentes são a nossa maior prioridade.
Yani orda kal ve onları gözlemeye devam et.
Porque não continuas a dar-lhe na espingarda e deixas estes cães farejarem o Zarqawi?
Zarqawi'nin bir numaralı adamı.
- Sim, é um mercenário. - Soldado n.º1 do Zarqawi.
- Zarqawi?
Zarqawi?
- Zarqawi. Evet, Zarqawi'nin yerini öğrenmek istiyoruz.
Gostávamos de saber o paradeiro dele.
Zarqawi hakkında ne biliyorsun?
Tem informações para nos dar acerca dele? Diga-nos, imediatamente!
Kasabı bulursan, Zarqawi'yi de bulursun.
Se encontrarem o Carniceiro, encontram o Zarqawi. - Ele reporta-lhe.
Zarqawi'nin ikinci gözdesi.
Cremos que o Carniceiro é o braço direito do Zarqawi.
Zarqawi fedaisini biliyorsun.
Sabias que o Carniceiro é o capanga do Zarqawi?
Ebu Musab el-Zerkavi adlı adamın.
Um homem chamado Abu Musab al-Zarqawi.
Zerkavi sırra kadem basmıştı. Hakkında çok az şey bilinen bir gizemdi.
Zarqawi, que vivia envolvo em segredo, em mistério, de quem se sabia tão pouco.
Tüm dünya Zerkavi'yi gördüğünde, ben o oteldeydim.
Era onde eu estava quando o Zarqawi apareceu ao mundo.
Önünde, yerde duran Nicholas Berg. Zerkavi'nin kaçırdığı Amerikalı genç müteahhit.
Abaixo dele está Nicholas Berg, um jovem contratado americano que Zarqawi raptara.
Zerkavi savaşı kızıştırıyordu.
O Zarqawi estava a escalar.
Zerkavi'nin aracısı elinde bir DVD kapımı çaldı.
Um contacto do Zarqawi bateu à minha porta, com um DVD na mão.
En başından beri, Zerkavi başyapıtını filme çekiyormuş. Savaşın akışını ebediyen değiştirecek şeyi.
Desde o início, o Zarqawi andava a filmar a sua obra-prima, algo que mudaria a guerra para sempre.
Burada gördüğümüz şey, Zerkavi'nin terör örgütünün... bir Amerikan konvoyuna saldırısı.
O que vemos aqui é um ataque do grupo terrorista do Zarqawi a uma caravana americana.
Zerkavi'nin iletişim kampanyasının ince düşünülmüş bir ayağı bu... ve onu yeni küresel cihadın yıldızı haline getiriyor.
Esta é uma parte muito sofisticada da campanha de informação do Zarqawi, mostrando-o como a estrela da nova jihad global.
Bölge, Zerkavi'nin kendi için istediği bir ganimetti.
A área era um troféu no meio da cidade que Zarqawi queria para si.
Zerkavi, Hayfa Caddesi'ni ele geçirmişti.
Zarqawi tomara a Rua Haifa.
Zerkavi, Bağdat'ın göbeğinde Manhattan'ın merkezi kadar bir bölgeyi... ele geçirmişti.
Zarqawi tomara o equivalente a Midtown, em Manhattan, mesmo no meio de Bagdade.
Cadde boyunca Zerkavi'nin siyah bayrakları ve savaşçıları var.
As bandeiras pretas de Zarqawi nas ruas, os seus guerrilheiros por todo o lado.
Zerkavi'nin adamlarından biri bordürden indi... ve el bombasının pimini çekerken aracımızı durdurdu.
Um dos homens do Zarqawi a descer o passeio, a tirar o pino da granada, a mandar parar o carro.
Zerkavi'nin adamını beni öldürürlerse, bölge için savaşmakla tehdit etti.
Ameaçou os homens de Zarqawi com uma disputa de território, se me matassem.
Zerkavi'nin adamı da biliyordu.
Até os homens de Zarqawi perceberam isso.
Neredeyse hastalıklı biçimde... Zerkavi'nin habisliğinin boyutlarını daha çok öğrenmeye can atıyordum.
Agora, desejava, quase de forma doentia, saber mais, compreender a enormidade dele, do Zarqawi.
Ve Zerkavi de hiç uzakta değildi.
E o Zarqawi nunca estava longe.
Amerikalılar bıkıp usanmadan Zerkavi'yi arıyordu. O ise savaşın kontrolünü eline geçiriyordu.
Os americanos perseguiam implacavelmente o Zarqawi, mas, ainda assim, ele começava a dominar a guerra.
Nihayet Zerkavi'nin adamları savaşıyor... ve ABD ordusunun gücüne meydan okumaya cesaret ediyordu.
Finalmente, os homens de Zarqawi marcavam posição, atrevendo-se a confrontar o todo poderoso exército americano.
Şehre giren ilk Amerikan birliğiydik. Diğerleri kaçmışken burada kalan Zerkavi'nin intihar savaşçıları... hızla etrafımızı sarmıştı.
Fomos a primeira unidade americana a chegar à cidade e logo nos vimos rodeados de combatentes suicidas do Zarqawi que tinham ficado para trás, quando todos fugiram.
Zerkavi'nin altı intihar cihatçısı... birkaç binada köşeye kıstırılmıştı.
Eram seis dos jihadistas suicidas de Zarqawi encurralados num quarteirão de casas vazias.
Avantaj, Zerkavi'nin adamlarındaydı.
Os homens de Zarqawi tinham vantagem.
Evin içinde sürünmüş... kimisiyle göğüs göğse çarpışarak, Zerkavi'nin beş adamını öldürmüş.
Rastejara pela casa, matando cinco dos homens do Zarqawi, alguns em combate corpo a corpo.
Zerkavi bu savaşla kendi gücünü göstermişti. Adamları ihtişamlı bir nispet gösterisiyle ölmeye can atıyordu.
Para Zarqawi, a batalha fora uma demonstração do seu poder, com os seus homens dispostos a morrer pelo simples ato glorioso de desafio.
Şu ana kadar Zerkavi ülkenin büyük kesimini kontrolüne almıştı... ve İslam devleti vizyonunu... hayata geçirmek için giderek daha da barbarlaşıyordu.
Nesta altura, Zarqawi controlava grandes áreas do país e tornava-se cada vez mais bárbaro, implementando a sua visão de um estado islâmico.
Adı Zarqawi.
Chama-se Zarqawi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]