English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Z ] / Zekânın

Zekânın Çeviri Portekizce

80 parallel translation
Böyle bir durumda zekânın kullanımıyla ilgili başka bir örnek.
Outro exemplo do emprego da inteligência nesta situação.
Her yumruk yediğinde, zekânın bir kısmını yitiriyorsun. 15 bin dolar kazanıncaya kadar, o kafanın daha kaç tane yumruk yemesi gerekiyor?
Perdes o QI sempre que é esmurrada. Quantas vezes a tua cabeça tem de ser esmurrada para alcançares 15.000 dólares?
Gurur, zekânın yedeğidir.
O orgulho é péssimo substituto para a inteligência.
Bir tür araştırma gemisine benziyor, kaptan. Bize yabancı bir zekânın ürünü.
Parece ser uma sonda, Capitão, de uma inteligência desconhecida para nós.
Yabancı bir zekânın iletişimin kesilme sebebini araştırması için bir gemi göndermiş olması muhtemel.
É possível que uma inteligência estrangeira enviasse a sonda para determinar por que perderam o contacto.
Bizlere zekânın heyecanlarını ve öz bilincin acılarını kazandırırken,... sıklıkla içgüdüsel beyin fonksiyonlarının,... etkisinde kalarak düşünmektense reaksiyon vermeyi yeğletmiştir.
Embora nos permita pensar e ter consciência, é muitas vezes suplantado pelo nosso cérebro instintivo interior : o que nos diz para reagir, não reflectir, para correr em vez de ruminar.
Bir yapay zekânın, kendisini geliştirme konusunda senin taktiğini kullandım.
Eu apresentei você como exemplo de como uma inteligência artificial pode superar sua programação.
Öyleyse boşanmakla uğraşmadığın zamanlar zekânın % 90'ını hangi işte kullanıyorsun?
Por isso... o que é que faz com os restantes 90 %... quando não se está a divorciar?
- Zekânın arkasına saklanıyorsun.
Esconde-se por detrás da sua inteligência.
Bu, Roma'yı yok olmanın eşiğine getiren çok parlak bir zekânın hikayesidir!
A história de uma mente tão brilhante que colocou Roma à beira da destruição.
Çünkü en güçlümüz Yeşil Fener. Alınma ama benimki gibi 12. seviye bir zekânın yaptığı çıkarımı anlayabileceğini cidden sanmıyorum.
Sem ofender, porém não acredito que possam acompanhar um intelecto de nível 12 com o meu.
Öz ifade. Zekânın göstergesi.
A brevidade é a essência do espírito.
Öyleyse boşanmakla uğraşmadığın zamanlar zekânın % 90'ını hangi işte kullanıyorsun?
Então... o que você faz com os 90 % restantes... quando não está se divorciando?
İdrak testleri, zekânın geliştiğine işaret ediyor.
Testes cognitivos de reconhecimento indicam inteligência em desenvolvimento.
Siz iki süper zekânın da özgeçmişlerinden bu paçoz saçmalıkları çıkarması gerek.
Vocês dois, grandes génios, têm de tirar essa parvoíce dos vossos currículos.
O zaman varlıklarından haberdar olduklarını anladım ve insan dışındaki bir zekânın varlığını.
Compreendi que eles têm consciência de si próprios. Quando tomamos consciência dessa inteligência não-humana, compreendemos que o lugar deles não é no cativeiro.
Bir bilimadamı olarak bana, zekânın tanımlanması için mutlak belirtilerin olması gerektiği öğretildi.
Como cientista, Dr. John Potter Consultor de Acústica Subaquática reconheço a inteligência através de instrumentos, processos cognitivos...
Yüksek zekânın sıcak parıltısı altında güneşlenmek gibiydi. Ve seni sargılıyor, sonsuz bir onurun bir parçası olmana izin veriyor.
Foi como ficar deliciado pelo brilho de algo superior que nos envolve e nos deixa fazer parte da sua glória eterna.
Zekânın ne kadar hoşuma gittiğini biliyorsun.
Sabes como eu gosto de inteligentes.
Zekânın yarattığı büyüyü sadece zekice yöntemler alt edilebilir.
A delicada arte da feitiçaria pode apenas ser combatida com meios ainda mais delicados.
Becerilerinden en etkileyicisi, parmak çabukluğu,... el-göz koordinasyonu ve zekânın kullanıldığı ceviz kırmadır.
A capacidade mais impressionante de todas, que requer destreza de dedos, coordenação motora e inteligência, é a capacidade de abrir frutos secos.
Düzenli ev, iyi bir zekânın göstergesidir.
Uma casa em ordem é sinal de uma mente em ordem.
Zekânın karakteristiği nedir?
Qual é a característica correcta para Inteligente?
Yerel televizyon zekânın son kalesi.
A televisão pública é o último bastião do intelectual.
Zekânın sınırı yok.
Não há limites para a sua perspicácia.
Zekânın beni tahrik ettiğini söylesem garip kaçar mı?
É... estranho que eu esteja tão excitado com a tua inteligência?
Zekânın birçok değişik çeşidi var biliyorsun Charlie.
Sabes, existem muitos tipos de inteligência diferentes, Charlie.
Eğer zekânın, averajın üstünde sınıra yakın olmadığını düşünsem seninle arkadaş olmazdım biliyorsun.
Eu não seria tua amiga se não achasse que o teu intelecto não fosse, tu sabes, acima da média.
Ulu Franks Gehry ve Lloyd Wright aşkına! Parlak bir zekânın ürünü olan bu sanat eserinin babası kim?
Santos Misericordiosos Franks Gehry e Lloyd Wright, de que mente brilhante brotou esta obra de arte?
"Daima zekânın en iyi savunma aracı olduğunu düşünmüşümdür."
Sempre pensei que a mente seria a melhor defesa. "
"Daima zekânın en iyi silah olduğunu düşünmüşümdür." olacak.
Sempre pensei que a mente seria a melhor arma. "
Lütfen bana öğretmeye devam edin,... böylece zekânızın mucizesini daha iyi anlama fırsatını buluyorum.
Continue a ensinar-me, eu lhe peço, para que consiga melhor entender a sua maravilhosa compreensão.
Zekânı kullanmadığın sürece bunu beklemen gerekir.
Tudo vai, vai fracassar Se a cabeça não pensar
Bir baloda azametini, baştan çıkarıcılığını, güzelliğini, zekânı, cazibeni ve bilgini sergileyebilirsin.
Num baile, podes mostrar a tua arrogância, sedução, beleza, espírito, charme ou sabedoria.
Bu kıvrak zekânı kullanacak daha çok zamanın var.
Muito tempo para pôr à prova os vossos dotes.
Bir öğrenci olarak görünüş ve zekânızla nam salmışsınız.
Você é bem famosa entre os estudantes visão e inteligência.
Askerlerinizi, birimlerinizi, bakanlıklarınızı birleştirin. Zekânızı ve enerjinizi kullanın.
Unam as vossas unidades e os ministérios, usem a vossa inteligência e as vossas energias.
Berbat bir grupta çalıp zekânızın 26 yaşında geçtiğinden yakınıyorsunuz.
E a lamentarem-se que o seu intelecto fica ultrapassado aos 26 anos.
- Adını mı? Zekânı kullanmaya çalışma Andolini.
Não sejas espertinho, Andolini.
Bugünlerde çok popüler bir adamsınız. Zekânız ve popülerliğinizin yanımda olmasından büyük memnuniyet duyarım.
É um homem muito popular, seria uma sorte poder contar com o seu intelecto e com a sua popularidade ao meu lado.
Yaratıcı zekânı kullanmamışsın Fern.
Não alcançaste o teu inconsciente criativo, Fern.
Ayrıca kendinizi kandırmayın, bunun doğuştan gelen yeteneğinizle veya zekânızla bütünüyle ilgisi yok.
Não se enganem, de forma alguma tudo depende da vossa própria ingenuidade humana.
Müşteri temsilcilerinin ne iş yaptığını sanıyorsun, tabii, zekânı sınırlamak hariç?
O que acha que fazem os encarregados de contas, além de limitar seu brilhantismo?
Fizikçi olmayan birisi için beyinin su moleküllerinin içindeki elektriksel çift kutupların Bose yoğunlaşması oluşturamayacağını bulacak kadar müthiş bir zekânız var.
Para quem não é física, compreende maravilhosamente que dipolos eléctricos nas moléculas de água do cérebro não poderiam formar um condensado de Bose.
Arkadaşların binlerce kilometre uzakta ve yaratıcı zekân da durgunlaştı.
Os teus amigos estão a milhas daqui, e a tua mente criativa fica à deriva.
Zekânı babandan, güzelliğini annenden almışsın.
Tens a inteligência dele e a beleza dela.
Senin hakkında, yeteneklerin ile, zekân ile davranışların ile ilgili sorular sordular.
Perguntaram-me por ti. Pela tua capacidade, conhecimentos, o teu comportamento.
Erdemin, zekân, ihtirasın.
A tua generosidade, a tua inteligência, a tua paixão.
Hayatının çoğunu zekân, caziben ve küçümsenemeyecek yeteneğin sayesinde kazandın. Ama dışarıdaki gerçek dünya, ve bir mermiden caziben sayesinde kurtulamazsın.
Levaste toda a tua vida com o teu grande talento inteligente e encantador, mas lá fora é o mundo real e o teu encanto não evita que leves um tiro.
Ayakların da ince zekân kadar hızlı mıdır?
Tens pés tão rápidos como as tuas gracinhas?
Güzel görünüşünü ve zekânı annenden almış olabilirsin ama sen bir Dryer çocuğusun ve futbol oynarsın.
Podes ter a beleza e a esperteza da tua mãe mas és um Dryer miúdo e jogas futebol.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]