English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Z ] / Zevkli

Zevkli Çeviri Portekizce

1,116 parallel translation
Ayrıca böcekleri yemekte çok zevkli.
Também gosto de comer os insetos.
Şey ben... hani şu yukarıdakiler mi? Zevkli olurdu.
Nunca diria, pela forma como pões o pé no meu rabo e empurras.
Bu zevkli değil.
- Se tiver tempo.
Lakeside'da alışveriş hem zevkli hem de haber dolu.
E é tudo de Lak eside, onde comprar não só é divertido - como também é notícia.
Çok zevkli.
Isso sabe bem.
Zevkli çocuk.
O miúdo tem gosto.
Zevkli olmazdı.
Não tinha piada.
- Ben zevkli biriyim.
- Sabe, eu tenho muito bom gosto.
Okuması zevkli.
É um bom livro. Rápido...
Ne kadar zevkli! Haydi, kızlar.
Uau, isto é tão divertido.
Bu evdeki ilk yemeğimiz bu, o yüzden zevkli geçirmeye bakalım.
É a nossa primeira refeição aqui. No estejam assim.
Yesen çok zevkli bir şey olduğunu anlardın.
Podias achar muito agradável.
Bu durumda... daha zevkli bir yer arayacağız.
Bem, neste caso, iremos procurar um lugar com melhor gosto.
Zevkli bir kız.
Esta pequena tem classe.
Ohashi'ye söyle, zevkli bir elişi - Bir sonrakini de hakkeder.
Diga ao Ohashi que ajuda com ajuda se paga.
Zevkli seçim, kemik kafa!
Bonita escolha, cabeça de burro!
Haydi, zevkli bir iş!
- Vais gostar.
Senle dövüşmenin zevkli olacağını düşünmüştüm, Dalton.
Pensei que seria divertido lutar consigo.
Çok zevkli bir spordur ve oynarken gebe kalmak mümkün değildir... anlarsın ya.
É um grande desporto, e é impossível engravidar enquanto se joga... se percebes o que quero dizer.
Ama zevkli olmanı istiyorum.
Eu só quero que tenhas bom gosto.
Zevkli biriyim ben.
Eu tenho bom gosto!
Herkes kendisinin zevkli olduğunu düşünür ama, herkesin zevki yoktur.
Toda gente pensa que tem bom gosto, mas nem toda a gente pode ter bom gosto.
Kocanız hakkında her şeyi bildiğimi sanırdım. Ama evlenene kadar ne kadar zevkli olduğunu farketmemiştim
Mas até ao seu casamento, não tinha ideia da capacidade do seu bom gosto.
Dışarı çıkmak hayatta tecrübe edilebilecek en zevkli şeylerden biri.
E sair é uma das coisas mais agradáveis da vida!
Eve dönüş yolculuğu zevkli olacak.
O regresso de carro vai ser divertido!
Cong'un et servisi yapmak için. gerçekten güzel ve zevkli bir yolu vardı.
O Cong... teve uma maneira de servir uma refeição... agradável e extravagante.
zevkli giyin, züppece değil. çünkü çoğukez kişi giyiminden belli olur. Ne borçlu ol ne de alacaklı.
Rico, mas sem afetação nem extravagância... pois a roupa revela o homem.
Bu Argo piçlerini köşeye sıkıştırmak çok zevkli olacak.
Seria divertido fazer os desgraçados da Argo pagarem.
İşimin en zevkli yanı bu çünkü yapılışının tarihi.
É a parte melhor do meu trabalho, aqui escreve-se a História.
Bu, yolculuğun en zevkli bölümü.
É a parte mais bela do "trip".
Zevkli kısımları hatırlasam bu kadar sorun etmezdim.
Não me importaria tanto, se pudesse lembrar-me das partes do prazer.
Dünyada sizin bir müşteriniz olarak yaşamak çok zevkli olmalı.
Deve ser magnífico ter como clientes todos os países do mundo.
Polislerin bu kadar zevkli olduklarını bilmiyordum.
Não sabia que a Polícia tinha tão bom gosto.
Bu gerçekten çok zevkli bir iş.
O modelo está a ficar giro.
Bundan zevkli bir uğraş yok zaten! Kapa çeneni!
- Não há nada mais agradável...
pazar günlerimiz zevkli hale gelmeli büyükbabayı götürebileceğimiz bir eğlence merkezi var mı?
O nosso terceiro Domingo de cada mês deve ser divertido e não aborrecido. A que sítio divertido podemos levar o avô?
Zevkli miydi?
Então, gostaste?
Kendine güvenen biriyle çalışmak zevkli olacak.
É um prazer trabalhar com uma pessoa assim.
Sizinle uçmanın çok zevkli olacağını biliyorum, Bay Cole.
Sei que será um prazer voar consigo, Sr. Cole.
Sizin zevkli biri olduğunuzu... söylüyorlar.
Dizem que é um homem de bom... gosto.
Hanımefendi çok zevkli. Buradaki en güzel hediyeyi seçti.
A senhora conhece o que é bom, leva o melhor que cá tenho.
Hep güzel bir kadın tarafından aşağılanmanın son derece zevkli olabileceğini düşünmüşümdür.
Sempre suspeitara que podia ser extremamente agradável fazermo-nos humilhar por uma bela mulher,
Onları ispiyonlamak çok zevkli olurdu, değil mi?
Seria um prazer delatá-los, não seria?
Bu zevkli miydi?
Gostou ou não?
- Ve de daha az zevkli.
- E menos agradável.
- Daha az zevkli mi?
- Menos agradável?
Az daha unutuyordum. Bu zevkli kış sporunun küçük bir dezavantajı yükse hızla çarpmaktır
Ah, ia-me esquecendo... um dos probleminhas deste delicioso desporto de inverno, é a queda em alta velocidade.
Çok zevkli ve zarif. İyi mi?
De bom gosto, elegante...
Polly, seninle iş yapmanın ne kadar zevkli olduğunu bilemezsin.
Polly, você deve saber que é um profundo prazer... fazer negócios com você.
Sör Reuben Astwell çok zevkli ve hassas bir adam olmalı.
Sir Reuben Astwell deve ser um homem de grande bom gosto e sensibilidade.
Zevkli bir kitap, rahat bir koltuk ve ses geçirmeyen bir oda. - Hayır biraz bekle Roz.
Roz, guarda-os.
zevkle 257

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]