Zilleri Çeviri Portekizce
102 parallel translation
Öküzlerin zilleri de yıllardır aynı ama sıkılmıyorsun, değil mi?
O badalo de um bezerro é sempre igual e não te cansas, pois não?
Zilleri duyuyor musun, bebeğim?
Ouviste sinos, querida?
Kapı zilleri ve kızak çanları Ve erişteli şinitzel
Campainhas e guizos de trenó E macarrão com escalopes
Kapı zilleri ve kızak çanları Ve erişteli şinitzel
Campainhas e guizos de trenó E massa com escalopes
Bu kadar uzun çaldığım için özür dilerim, buradaki zilleri pek bilmiyorum...
Sinto muito, não queria ter tocado tão forte.
Susturun şu lanet zilleri!
Pára o raio da campainha!
" Servis zilleri.
"Toque para pedir serviço".
Zilleri çalıyorum!
É uma festa.
Orada elinde kapla duran bayana... Kutsal Meryem'in zilleri gibi ses çıkarın.
Que este pequeno urinol... ressoe como as campainhas de Santa Maria!
Apartmandaki bütün zilleri çaldım.
É a Denise, passei no teu apartamento.
Heryerde sirenleri, zilleri ve işaretleri var. Bir de gözcü.
Há sirenes, campainhas e letreiros por todo o lado, e há um vigilante.
Dikkatini dağıtacak etken yok, zilleri falan duymuyor.
Ele não tem nenhuma distração Não consegue ouvir os apitos e sinos.
St Martin'in zilleri dört çeyrek peni borçlu olduğunu söylüyor.
Deves-me três centavos dizem os sinos da St Martin's.
- Valeleri de yok zilleri de.
Eles não têm porteiro nem campainha.
Hayır, gerçekten, ellerinde zilleri şarkı söylerler...
- Com os seus chocalhinhos, a cantar.
Çalın zilleri kutlayalım
Toquem os sinos E celebrem
Zilleri unuttum.
Esqueci-me dos címbalos.
Hiçbirinizde alarm zilleri çalmıyor mu?
Nenhum de vocês desconfia de nada?
# Kapı zilleri ve kızak zilleri Ve bir şey bir şey eldivenler # # La la la bir şey bir şey Ve dizilmiş şehriyeler #
"Sinos de portas e sinetas e alguma coisa com inhos... lá lá lá alguma coisa e cenas com corda"
Onun büyük zilleri var mı?
Ela tem mamarocas grandes?
Zilleri yanına al... ki dünyanın haberi olsun bir orospunun geldiğinden!
E leva estes sinos contigo, para que o mundo saiba que a prostituta vem aí!
Acayip okul zilleri içinde Jostens'ı dinleyin.
E para anéis de curso chocantes, há o Jostens.
Durmaksızın o anlamsız zilleri birbirine vurup duruyor vuruyor, vuruyor, vuruyor.
Só bate naquelas baquetas sem parar... Bate, bate... O seu tempo acabou.
- Oğlum zilleri çalmaya alışıktır.
Usaram o meu filho para tocar à campainha.
"Cadılar Bayramı, kapı zilleri, şeker, hadi toplayalım ve..."
"Halloween, campainhas, doces, vamos levantar-nos e..."
# Kapı zilleri, kızak zilleri Şinitzel, şehriyeli #
Campainhas e sinos de Natal E schnitzel com macarrão
St. Mary'nin Zilleri'ni kastetmedim.
não queria dizer "The Bell of Saint Mary".
Çal zilleri.
Bate os pratos.
Ayrıca evin patronu benim. Ve tüm zilleri ben çalarım. Öff!
Eu não quero nenhum rapaz a olhar para ti... E eu sou o chefe desta casa e eu vou tocar todas as campainhas.
Dün gece söylediklerini düşündüm... ve bütün gece uyuyamadım, tüm olanlar birdenbire zilleri çaldırdı.
Fiquei acordado toda a noite... pensando em tudo aquilo que me disse e isso fez tocar cá dentro uma campainha.
Sanki alarm zilleri çalıyor ve benim kaçıp gitmem gerekiyor.
É como se um despertador tocasse e eu tivesse de sair.
- Nasıl bir atın zilleri olur?
Que cavalo tem guizos?
Bu mum sönene kadar gelmezse bu zilleri takacak ve benim sadece benim zevkim için dans edeceksin.
- Porque não fazemos uma aposta? Se ele não vier antes das velas apagarem... então vais colocar esses sinos, e irás dançar... só para o meu prazer.
Görev zilleri çalıyor. Bunu dudunuz mu? Bip, bip, bip!
Está na hora de trabalhar, ouviram?
- Boşanma zilleri duyuyorum.
- Oico os sinos do divórcio.
Ben zilleri takacağım.
- Não vais levar a mala.
Fesini tak, zilleri tak
Usa a carapuça e os guizos
- Anita Hans zilleri çaldı mı?
- A Anita Hans diz-lhe algo?
Zilleri çalalım, Jay, bası biraz yürümeye çıkar.
Capricha nos címbalos e faz uma flor com o contrabaixo.
- Zilleri?
- Os carrilhões?
Mirabelle ona bakıp iç geçirse de alarm zilleri çalmamıştı.
Mirabelle olhou bem para ele e não accionou nenhum alarme.
Zilleri çalın, gülün ve kendizini sokaklara atın.
Toquem os sinos bem alto por toda a cidade... festanças e banquetes pelas ruas.
"sen benim kalbimdeki zilleri çaldırıyorsun"
"Ouço sinos a soar no meu coração, por ti..."
Eğer gerçekten ciddi bir sorun olsaydı alarm zilleri çalardı.
Bom, suponho que se houvesse um problema já estariam a tocar as sirenes.
Annesiyle ilgili durumda yine alarm zilleri çalıyor.
Sim, essa situação está em alerta vermelho,
# Kapı zilleri, kızak zilleri Şinitzel, şehriyeli #
Espera.
Atın zilleri var.
O cavalo tem guizos.
Zilleri çalın!
Toca o sino!
Kafanda alarm zilleri çalmaz mı?
Será que não desconfiam?
Alarm zilleri çalıyor ve şöyle diyor :
Os sinais de fumo dizem :
- Alarm zilleri çalıyor...
Michael, não.