English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Z ] / Zindanda

Zindanda Çeviri Portekizce

167 parallel translation
Zindanda. Babamla beraber.
Com o meu pai.
Zindanda geçen bunca aya rağmen... güzelliğin hiç bozulmamış...
Os meses que acontecestes aqui não hão meio doido sua beleza.
Bir sabah kendini zindanda kilitli bir halde bulacak. Anahtarı da alanların elinde olacak.
Ele vai acordar trancado numa masmorra pelo lado vencedor!
Henry, sonsuza kadar onları zindanda tutamazsın.
Henry, não podes nunca libertá-los.
Etrafa bakıp eyvah dedim içimden. Yapacak hiçbir şey olmadan bu zindanda 30 gün.
Olhei em volta e pensei : 30 dias nesta masmorra sem nada para fazer?
Ben olsam, Kent Sarayı ya da daha iyisi, Oxy Kulesi'ne yerleşirdim... Yani o zindanda oturmak yerine...
Se fosse eu, estaria a viver no topo da Câmara, ou melhor, da Oxy Tower, em vez daquela espelunca onde está.
"Noel yemeğini zindanda yiyin. İşleri boşverin"
Esqueça seus problemas, Junte-se a Polícia! "
Ama zindanda insanın eğilimleri değişebiliyor.
Mas, quando se está na prisão ganha-se uma disposição diferente.
Zindanda mı çürümek istiyorsun?
Vocês querem ir parar às masmorras? Vocês querem...
Kısrağı bulduk... -... zindanda, yaşıyor.
Sim, encontrámos a égua, e está viva na masmorra.
Zindanda.
Ela está na masmorra do esquecimento.
Bir zindanda yaşıyormuşum gibi üşüdüm... ve ne yazdığımın önemi yok, kuru, sert, karanlık.
Estou tão frio como se vivesse num calabouço, e não importa o que escreva, é seco, duro, escuro.
Zindanda ne bulunursa otele aittir.
Tudo o que for encontrado nos subterrâneos pertence ao hotel.
Delikte, zindanda.
No buraco, no porão.
Belki siz bana Henri Young'ın zindanda neden 1000 günden fazla kaldığını söyleyebilirsiniz?
Porque razão Henri Young cumpriu mais de 1000 dias no segredo?
Henri Young'ın zindanda olduğu 1000 günden fazla zaman zarfında yirmi dört gün geldiniz, 3,5 yıl boyunca.
24 visitas em mais de 3 anos. Enquanto Henri ficou 1000 dias no segredo.
Zindanda 3,5 yıl boyunca ölüme terk edilen bir adam hakkında hiçbir şey bilmiyordunuz.
E nada soube sobre um homem deixado a morrer num porão.
Ayın hiç doğmadığı bir zindanda kapana kısılmıştı.
Numa prisão onde o luar nunca brilhava.
- Baba, sen ölmedin. Artık zindanda da değilsin.
Aqui, tente você.
Her yerde olabilir. Kodeste, zindanda eziyet ediliyor olabilir!
Pode estar em qualquer lado, presa nas masmorras.
Sana söyledim, o zindanda çünkü onun ait olduğu yer orası.
Já te disse, está nos calabouços porque é ali que deve estar.
- Zindanda, onu koyduğun yerde!
- Nas masmorras, onde a puseste! O quê?
Sunnydale Lisesi'nde büyük olaylar olurken üçünüzün zindanda takıIıyor olmanız şaşırtıcı değil.
Vós tinhas que estar na masmorra enquanto algo importante está a acontecer.
O kadar özelseniz, neden buraya bakıyorsunuz? Loveless adamları zindanda çalıştırıyor.
Se é assim tão especial, porque está aqui à procura... quando o Loveless os tem todos a trabalhar no calabouço?
Oyunun adı zindanda kilitli.
Chama-se "Fechado na Masmorra".
Zır delilerin kapatıldığı alt zindanda herkesin sevgilisi.
A jovem da ala mais vulgar, onde encarceram os loucos criminosos.
Vincennes'deki bir zindanda altı ay geçirdikten sonra bir fahişenin tenini bir jiletle yaralamış ve yaralara sıcak mum dökmüş.
Seis meses depois, na masmorra de Vincennes, mutilou uma prostituta. Cortou-lhe a carne com uma lâmina, e cauterizou as feridas com cera quente.
Fry zindanda.
Já agora, o teu amigo, o Fry, caiu na masmorra.
Zindanda troll var!
Troll nos calabouços!
Eskiden zindanda parmaklardan asılarak ceza verilirdi.
Houve um tempo em que os penduravam pelos polegares nas masmorras.
Herkes zindanda koşuşup dururken, o beni yakalamak için 3. kata çıktı.
Enquanto todos fugiram, foi ao 3o. andar para me interceptar.
Sürgün, yerin altındaki bir zindanda boğulmaktan iyidir.
O exilio é melhor do que a prisão. Prisão é sofocante... Isto é melhor...
yıllarca zindanda kalmak mı istiyorsun?
Então queres avançar anos?
Ya da sonsuza kadar mistik bir zindanda tutmanı, işkence etmeni.
Ou fechar-me numa masmorra mística para toda a eternidade, ou... torturar-me.
Büyük, çirkin, karanlık bir zindanda.
Uma masmorra, grande, feia e escura.
Benim iki oda arkadaşım var. Batı Caddesi'nde bir zindanda yaşıyoruz.
Eu moro com duas colegas numa cave com um respiradouro, na West 26th Street.
Ve bu korkunç zindanda harcanıyorum.
- Sou, Não sou? E eu a desperdiçar-te neste calaboço horrivel.
- Zindanda yirmi yıl.
- Vinte anos nas masmorras serão.
Ejderha zindanda, bakire ağırımda
Dragões na masmorra Donzelas no meu covil
Belki de zindanda kalmayı sevmiyordu.
- Talvez não quisesse ser esquecido.
Bu zindanda yapayalnızsın ve Tanrı burda değil.
Estás sozinha neste lugar de miséria e Deus não está aqui.
Bir zindanda uyanıyorum.
Acordo numa masmorra.
O zaman neden babam zindanda açlıktan ölürken maymun gibi davrandın?
Terei de actuar que nem um macaquinho enquanto o meu pai morre à fome na masmorra?
- Kendisi zindanda.
- Está nas masmorras.
Pis bir zindanda bir testere ve paslı bir çiviyle.
Numas masmorras com uma serra e unhas rançosas.
Eğer İncil'den bahsedeceksen şu an bir kilisedeyiz, bir zindanda değil.
Falando na Bíblia, isto é uma igreja, não uma masmorra.
Zindanda. Kırmızı bir kalede, bir zindanda.
Numa masmorra num castelo vermelho!
Sonsuza dek zindanda mahsur kalın.
E fiquem presos no vazio para sempre.
Ama zindanda.
Na minha despensa!
Ağabeyciğim soğuk zindanda dertlisin diye duydum.
Esteja à vontade, minha senhora.
Dedim ya, zindanda.
- Já disse, numa masmorra.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]