Ziyadesiyle Çeviri Portekizce
216 parallel translation
Buraya kadar gelenlerin... genelde bir kızağı posta arabasına çevirmediklerini ziyadesiyle bilirim.
As pessoas que vêm aqui não transformam trenós em casas.
Pekala, Noah... Şu salı idare işi benim narin cildimi ziyadesiyle tahriş ediyor... Bu itibarla eğer sakıncası yoksa, ben kulubede kalacağım.
Bem, Noé... navegar com este barco foi um pouco difícil para mim e... se não se importa, vou para a minha cabine.
Ziyadesiyle önemli.
Tremendamente importantes.
Ben de sizi gördüğüme ziyadesiyle memnun oldum Bayan Julie.
E eu estou radiante por vê-la, Miss Julie.
Ziyadesiyle.
Radiante mesmo.
İşin doğrusu, babam ziyadesiyle memnun olacak.
Acho que o meu pai vai ficar encantado, francamente.
- Ziyadesiyle çok efendim
- Infinitamente mais, senhor.
Ben ziyadesiyle iyi uyudum solumda korumalar, sağımda korumalar.
Eu dormi muito bem guardas para a minha esquerda, guardas para a minha dereita.
Ziyadesiyle nüfuz sahibi olan müşterilerim malın ayın 28'inde Roma'da teslim edilmesini bekliyorlar yani bugünden itibaren 2 haftamız var.
Meus clientes, homens extremamente poderosos esperam a entrega em Roma no dia 28 duas semanas a partir de hoje.
Mükemmel çifte içelim. Ziyadesiyle ortak noktalı iki insana.
Bebamos pelo par perfeito... por duas pessoas que têm tanto em comum.
İsteğini ziyadesiyle yerine getirdik.
Os seus desejos foram cumpridos para além de todas as expectativas.
Ziyadesiyle şaşırmıştık çünkü toplam gücünüzün 50.000 dolaylarında olduğunu tahmin ediyorduk.
Ficamos tão surpresos porque pensávamos que as vossas tropas, 15 mil no total...
Bilim adamları ayrıca, Terra gezegeninden getirilen hayvanların ziyadesiyle yüksek bir zekaya sahip olduklarına dikkat çekiyorlar. Öyle ki, tüm uygarlıklarını kendileri yok etmiş olabilirmiş.
Os cientistas referem ainda que os animais trazidos do planeta Terra... têm um nível de inteligência bastante elevado.
İkinci Dünya Savaşı'nın en büyük kazananı Amerika Birleşik Devletleri'dir, ziyadesiyle.
Os grandes vencedores da Segunda Guerra Mundial foram sem dúvida os Estados Unidos.
Tüm kişisel eşyalarımın yangında küle dönmeleri beni ziyadesiyle mutlu ederdi çünkü kişisel hiçbir şeyim yok.
Sim. Bom, veja, não me aborreceria nada ver as minhas coisas pessoais arderem num incêndio, porque não tenho nada pessoal. Nada de valor.
Bir koyun istemesi de ziyadesiyle var olduğunu kanıtlıyordu. Sence de öyle değil mi?
Mas o fato de que ele queria um carneiro já prova que ele existe, você não acha?
Emin olmak beni ziyadesiyle rahatlatırdı elbette fakat bunun yerine onun gökyüzünde olduğuna inanmayı seçtim.
Seria muito reconfortante ter certeza, mas... Prefiro acreditar que ele está lá em cima.
Ben, sizin de gördüğünüz gibi, ziyadesiyle silahsızım.
Eu próprio estou desarmado. Como podem ver.
Ancak gerçek şudur ki,... bizler dünyadışı yaşamın ziyadesiyle varolduğunu düşünsek de,... şu anda var olduğuna dair hiçbir kanıtımız bulunmamaktadır.
Mas o simples facto de que possamos, considerar a inteligência extraterrestre provável não nos dá prova alguma até aqui, de que ela existe.
Bana Albay Barclay'i anlatın, emri altında bulunan adamlardan ziyadesiyle saygı görür müydü?
Fale-me do Coronel Barclay, ele era estimado junto dos seus homens?
Üvey babamda korkunç bir değişim meydana geldi, aralarında tekrar bir Roylott görmekten ziyadesiyle memnun olan komşuların ziyaretlerine mukabelede bulunmak ve ahbaplık yapmak yerine, kendini eve kapattı ve kendini son derece kaba münakaşalara hasretti.
o meu padrasto sofreu uma alteração terrível. Em vez de fazer amigos e trocar visitas com os nossos vizinhos que, de início, estavam muito satisfeitos por verem um Roylott de novo à frente da casa, fechou-se na casa e envolveu-se em graves desavenças.
Eğer yapmayı düşündüğünüz bir şikayet varsa uygun formları size göndermek beni ziyadesiyle mutlu eder.
Mas se tem alguma queixa faço questão de lhe enviar os formulários necessários.
Ziyadesiyle sanatsal ama bir o kadar da illegal olan Fransız taşbaskılar mı? Her şeyi.
O altamente artístico mas também altamente ilegal conjunto de litografias francesas?
Bizi ziyadesiyle yakaladı.
Connosco evoluíu até demais.
Gelişin beni ziyadesiyle mutlu etti.
Fico imensamente feliz que tenha vindo até aqui.
Ziyadesiyle hoş!
Muito bem! Fascinante!
Vazifemizi ziyadesiyle yerine getirdik.
Já fizemos a nossa parte pela Federação.
Eminim size ziyadesiyle yardımcı olacaktır.
Ele terá todo o prazer em ajudá-lo.
Anahtar ziyadesiyle güvende, Bay Poirot.
A chave está em segurança, Sr. Poirot.
Ziyadesiyle tatmin edici bir deneyimdi.
Foi uma experiência muito gratificante.
Çiftleşme bizim için uzun bir ayindir, çeşitlilik ve macera doludur, ve sizi temin ederim, ziyadesiyle de zevk vericidir.
A copulação é um longo ritual, variado e com ousadia, e lhe asseguro que é muito prazeroso.
Aranıyor : Arkadaş canlısı, inziva yanlısı fazla sosyal olmayan, fazla içki içmeyen yorulmadan konuşabilecek, fazla coşkun olmayan dinine bağlı, çok az firuze ziyadesiyle vecde gelmiş aynı hevesle güve yakalayabilecek telefonda baştan çıkarma...
" Procura-se ; amigável, sociavelmente recluso... socialmente inaceitável alcoolicamente abstémio... incansavelmente falador zelosamente sem zêlo... espiritualmente intenso minimalmente turquesa... maximalmente vadio extático...
Netice itibariyle "şimdici" filozoflar bana ziyadesiyle itici gelmekte.
Em consequência... eu tenho relutância em relação a todas as filosofias do "aqui-e-agora".
Aksine, ödülleri ziyadesiyle motive edici buluyorum.
Pelo contrário. Considero a parada altamente motivadora.
Ziyadesiyle yabancı topraklara gelen bir sürü göçmenin hikâyesidir.
A história da viagem do seu tio, da Anatólia para a América.
Daha çok New York'taki kendi mahallemden. Öyle ki, bir bakıma bu da ziyadesiyle yabancı bir toprak sayılırdı.
Na verdade, vi-me depois a fazer a mesma viagem, mas não a partir da Anatólia.
Kuzeni Bay Elliot'u tanıyorum, ziyadesiyle Bayan Elliot'u düşünüyor.
Bom, sei que seu primo, o Sr. Elliot, tem muito boa opinião dela.
Ziyadesiyle, Leydi Lucas.
Gosto muito, Lady Lucas.
Gelin ziyadesiyle giyinik.
A noiva estava muito vestida.
Ekselansları, teşrifiniz bizi ziyadesiyle memnun etti. Babam selam ve sevgilerini yolladı sayın dük. İmparator, Atreides ailesine duyduğu güvenin herkesçe bilinmesini arzuluyor.
Alteza sua presença nos dá prazer.
Hatta bazen ziyadesiyle var Bilmem anlatabildim mi?
demasiadamente grande. Se entende as minha palavras.
Sizinle nihayet tanıştığıma ziyadesiyle memnun oldum.
É um prazer, finalmente conhecê-lo.
Ekselansları, teşrifiniz bizi ziyadesiyle memnun etti.
Alteza... a sua presença dá-nos prazer.
Ziyadesiyle tehlikeli, kendiliğinden yenilenebilen çoklu organizma.
Múltiplos extremamente perigosos Organismo regenerador.
Zaman sıçraması ziyadesiyle inandırıcı.
A viagem no tempo é altamente plausível.
İsmini Troy Wiggins'den almış, ama pek ilgi göstermeyin çünkü ziyadesiyle boş adamdır.
Chama-se Troy Wiggins, mas não lhe liguem, porque é um gabarolas.
Karşılık veririm ziyadesiyle... Baba, torunların...
I strike back with a vengeance, The father, your descendants
Çok naziksiniz, ziyadesiyle nazik, hoşçakalın.
Desculpem. Foram muitíssimo amáveis. Adeus.
Bay David, ilginizi ziyadesiyle çekecek haberlerim var.
Então, Sr. David, tenho novidades interessantes sobre o seu caso.
Orada, geniş kalçalarımı açıp, "İşte! Seni ziyadesiyle onurlandırıyorum."
Cavalgamos já para a rebelde Stoke, onde juro que a minha intenção é aproximar-me das muralhas da cidade, descobrir as minhas amplas nádegas, e gritar, "Olhai, honro-vos da forma mais nobre!"
Bence o, ziyadesiyle vizyon sahibi bir siyah.
Acho que ele é um preto progressivo.