Zordu Çeviri Portekizce
1,659 parallel translation
Neden kabul etmedin? Senden ayrılmak ne kadar zordu bi fikrin var mı?
Quando não entraste, sabes o que eu sofri por deixar-te?
Bob'la yaşamak çok mu zordu?
- A vida com o Bob era assim tão má?
Devletin bir planı vardı,... ancak şiddetin önüne geçmek çok zordu.
O governo tinha um plano, mas estavam demasiado ocupados a tentar parar a violência.
Medya karartması özellikle Robin için çok zordu çünkü, o medyanın ta kendisiydi.
O apagão da imprensa era particularmente difícil para a Robin porque, bem, ela era a imprensa.
Arka plan yüzünden kasırgayı görmek zordu. Bu yüzden siyaha boyadım.
Era difícil de ver no chão, por isso pintei de preto.
- Ciddi durabilmek acaip zordu. - Şişko bir bok için oldukça iyiydin.
- Foi tão difícil ficar sério.
Ve de Klanimal'la dövüşürken Liberty'i çoşturmamak insanlar için bir hayli zordu.
Então não era difícil para as pessoas torcerem pela Liberty quando ela lutava contra The Klanimal.
Onu memnun etmesi zordu.
Ele era difícil de agradar.
- Cidden, anne, baba. Sizin için zordu, biliyorum. Ancak büyük ikramiye için burada değiliz.
Eu sei que tem sido difícil para vocês mas não estamos aqui para ganhar a lotaria.
- Aslında onun için çok zordu.
- Era muito duro com ele.
Yine de,..... izlemesi zordu.
Mesmo assim, é duro ver algo assim.
Affet, onun için bunu yapmak çok zordu.
Perdoa-lhe. É difícil para ele fazer isso.
Çocuğun pestili çıktı.Zordu.
O desgraçado foi Lemonizado. À bruta.
Kişisel denemem beklediğimden daha zordu çünkü böbürlenmek benim doğamda olan bir şey değil.
A exposição pessoal é mais difícil do que pensei, porque não é do meu feitio gabar-me.
Madem senin için bu kadar zordu neden başladın ki?
Se isto é assim tão difícil para ti, para que é que falaste?
Bu da demekti ki, kendimi Camdenitelar'a affettirebilmek için... ... başka bir yol bulmam gerekiyordu. Ama Billie'nin serbest olduğunu düşününce, bu konu üzerine düşünmek biraz zordu.
E isso significava que eu tinha que arranjar outra coisa para me acertar com os Camdenites, mas era difícil pensar nisso quando eu estava preocupado com a Billie estando à espreita.
Stacey gittikten sonra, olaylar bir süre çok iyi gitmedi, ve çok zordu...
Depois da Stacey me ter deixado, as coisas... não correram lá muito bem durante uns tempos. E foi difícil ver as...
Çok zordu.
Foi tão difícil.
benim dogum sonra zordu.
Sim. Despache-se, menina! Hey, não te vás embora!
- Her zamankinden daha zordu.
- Foi mais difícil que o normal.
Bunu bulmak bile yeterince zordu!
Já foi díficil encontrar esta!
Evet, ama çok zordu.
Sim, e eram muito difíceis.
O zamanlarda yaşam zordu.
Na altura, a vida era mais difícil.
Hayatta kalmak çok zordu. Bir kaç mahkûm kaçmayı başardı.
Sobreviver era difícil, poucos escaparam.
Zaten annem için de taşınmak zordu.
Foi muito duro para ela partir.
Yanıma taşınmanı istediğimde, ki çok zordu benim için, samimiydim.
E quando te perguntei se querias que vivêssemos juntos, custou-me muito fazê-lo, mas fui sincera.
Evet, ben Walesdeki küçük bir köyde büyüdüm ve benim için çok zordu.
Sim. Eu cresci numa pequena aldeia no País de Gales e foi muito difícil para mim.
Asmak çok zordu.
Essa foi difícil.
Yeni baştan başlamaktan yorulmuştum artık. Çok zordu.
e eu fartei-me de voltar a começar.
Benim için oldukça zordu ve şimdi buradayım,... suç mahallinde.
Agora que estou de volta ainda é mais difícil, é a cena do crime.
Inanilmaz derecede aci veren bir zehirdi ancak Carlisle'in durumu çok daha zordu.
O veneno era excruciante. Mas o que o Carlisle fez foi muito mais difícil.
Bunu açıkça belirtmek onun için zordu.
Ele é difícil de ser detectado dessa maneira. /
Zordu.
É duro.
Sasori'ye verdiğim sözü tutmak zordu.
Era difícil cumprir a minha promessa à Mna. Escorpião.
Saniyelerimi ne kadar hesaplasam da, yine de zordu.
Foi difícil na mesma, por mais que tenha organizado os meus segundos.
Uyku çantasını toplamak zordu.
E foi tão difícil empacotar as coisas num saco de dormir.
Ve gerçek şu ki ; onunla bir ilişkiyi sürdürmek için çok çaba harcayan ve doktorluk stajında çektiği sıkıntıların dışında başka bir şeyi temsil eden biri vardı ve onun, bu fırsatı reddetmesi çok zordu.
E o fato que havia alguém presente que estava fazendo um grande esforço para manter um relacionamento com ele e representou uma outra coisa além da miséria Parecia que o seu estágio foi Foi duro para ele passar para cima.
Bayağı zordu.
Foi difícil.
Anlamak zordu.
Não é esse o caso.
Çok zordu.
É muito forte.
Tragerlar'dan ayrılmak son derece zordu.
Deixar os Tragers foi extremamente difícil.
Tek bildiğim başa çıkılması çok zordu.
Só sei que é um dos que dá imenso trabalho.
Dürüst olmak gerekirse bunu yapmak çok zordu.
Não foi tão difícil, verdade?
Katlanması zordu.
Foi difícil suportar.
Hannah'ınki yalnızca 34 milyondu, ama yinede onun için çok zordu.
A Hannah só tinha 34 milhões, mas era duro para ela.
İlk başta zordu.
No início, foi complicado para ela.
Bunu kabul kabullenmek gerçekten çok zordu onun için yapabileceğimiz hiçbir şey olmadığının farkına vardık bu yüzden günahlarından arındırmak için küvette boğduk.
Foi muito difícil de aceitar e aprendi que não poderiamos fazer nada mas tivemos que purifica-lo na banheira.
- Çok mu zordu?
Foi difícil?
İlk yıllar zordu. But.
Mas.
Ona katlanmaya çalıştım ama çok zordu.
Tentei apoiá-lo, mas foi difícil.
- Bunu yapmak çok mu zordu yani?
- Era assim tão difícil?