Çt Çeviri Portekizce
3,165 parallel translation
Çocuğumun, diğerlerinden daha iyi sıçtığına tamamen ikna oldum.
Estou absolutamente convencido de que o meu filho caga muito melhor do que qualquer outro miúdo.
- Çok pis sıçtım.
- Cometi um grande erro.
Ah, evet, bir dalgıçtım.
É, eu era mergulhador.
Neredeyse kaptın. Güzel başlangıçtı.
Quase conseguiste.
Sıçtınız, ikinizde.
Estão fodidos, os dois.
Oyunlar için ne başlangıçtı ama!
Que maneira de começar os Jogos!
Altına işeyip sıçtığın için canın sıkkın mı?
Ficas triste, porque te mijas e borras todo?
Altıma sıçtım.
Acabei de me borrar.
Şu sıçtığımın kamerasını ver.
Ei, dá-me essa maldita câmera!
Işık yansıması ve sıçtığım kanlı biri arasındaki farkı anlayabilirim, tamam mı?
Sim. Sim, eu sei a diferença entre um clarão e uma maldita pessoa ensanguentada, ok?
Çünkü saçının içine sıçtım.
Porque estraguei-te o cabelo.
- Sıçtım ben. Lanet olsun! - Ciddi bir şeyi yoktur belki.
Estou lixado, porra!
Sıçtım.
Estou lixado.
Çabuk ol, Ada. Polisler beni bulursa, sıçtığımızın resmidir.
Vamos, Ada, se me acharem, estou lixado.
Bu sadece bir başlangıçtı.
Aquilo foi um teste.
Andy yaptığımız her şeyin içine sıçtı.
O Andy estragou tudo o que fizemos.
Sıçtığımın kedisi.
Raio do gato.
Sıçtık.
Porra.
Zen'inin içine sıçtım.
Dei cabo do teu Zen.
Sıçtık.
Oh, merda.
Sıçtığımın yılanı. Ne ki o?
A merda da cobra.
Sıçtığım boku öpüp sevgilim yapmayı yeğlerim.
Mais depressa acariciava merda e chamava-a de amor.
Sıçtık.
Merda.
Sen de kendine isim yapmak istiyorsun. Bir de içine sıçtığım grubun var.
E tu queres algum reconhecimento para ti e para o teu grupo.
Ağzına sıçtığımın yorganı beni korkutuyor.
Aquela maldita colcha dá-me arrepios.
Belki de bu başlangıçtı.
E isto tenha sido apenas o início.
Şimdi şu sıçtığımın kızartma tavasını bulmama yardımcı olacak mısın acaba?
Ajudas-me a encontrar a merda da frigideira, ou não?
- Biz buna "Sıçtı Cafer, bez getir!" durumu diyoruz.
De onde venho, tu tiras o teu traseiro de lá. A sério?
Dünyaya gelerek hayatının içine sıçtığım için özür dilerim.
Desculpa se estraguei a tua vida só por ter nascido.
Benim o süreden uzun sıçtığım olmuştur.
Já apanhei com merdas mais longas que isso.
Sıçtık.
Puta de sorte!
Otomatik sigorta 5 kere sıçtığında onu yenisiyle değiştirmen gerekir.
Quando um fusível automático dispara 5 vezes tem de ser substituído.
- Sıçtığımın kameralarından da fena gına geldi.
- Estou cansado de câmeras.
Sıçtığımın Window $'u!
Porra! Merda de Windows!
Eyvallah, abiciğim! Çok büyük sıçtın, abi.
Estás mesmo lixado, irmão.
Kimsenin bir kupaya sıçtığı da yok, tamam mı?
E ninguém caga para nenhuma caneca.
Sıçtığımın melekleri.
Malditos anjos.
Sen ve Meclis'teki dostların ağzımıza sıçtınız!
E tu e os teus malditos amigos da Autoridade foderam-nos!
Sıçtık.
Caraças!
Bu nasıl senin sorunun oldu? İçine sıçtığın tek şey Renee'nin hayatı değildi! - Ailemizi de mahvettin!
- Não estragaste só a vida dela, mas da família inteira.
Kendi hayatımın içine sıçtım ama Eva, Lucy Christina ve Emiliano hatta sen bile hâlâ bir şeyler olabilirsiniz.
Lixei a minha vida mas a Eva, a Lucy e a Christina, o Emiliano e mesmo tu, ainda podem ser alguém.
Şimdi sıçtık!
Estamos fodidos!
Sen de bunun içine mükemmel şekilde sıçtın.
Então, estragou tudo de forma espectacular.
Bunun sadece bir kez yaşandığını söylemek isterdim ama sadece başlangıçtı.
Queria poder dizer-lhe que foi a única vez, mas foi só a primeira.
Bak çok feci sıçtım.
Fiz uma merda. Eu...
Kalkmak çok iyi bir başlangıçtır.
Sentar é um bom começo.
Sıçtım, harbi mi? Hay amına.
Merda, verdade?
Hayatımın içine sıçtınız. Halka açık bir mahkemede yargılanmıştın.
Bem, você foi julgado pelo tribunal público.
Joanne Whitman adlı hastaya akciğer tomografisi veya CT anjiyosu yaptırmanı istiyorum.
Peça um scanner dos pulmões e uma tomografia para uma paciente chamada Joanne Whitman.
Fransa büyüklüğünde bir bok sıçtın ve pişmiş kelle gibi sırıtıyorsun.
E está a sorrir, porra! Tento não o fazer.
Altıma sıçtım.
Caguei-me!