English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ç ] / Çılğın

Çılğın Çeviri Portekizce

9,160 parallel translation
Randevumuz yok ve buralı değiliz ama çok çılgın hayranlarız.
Não temos hora marcada, e não devíamos estar aqui, mas somos fãs loucos.
Yani Star Wars için çılgınız koli bandı dolu sırt çantamız yok ama sahiden içine bakmak istemeyeceğiniz bir sırt çantamız var.
Quero dizer, loucos por Star Wars, não do tipo que tem uma mochila cheia de fita adesiva, apesar de termos uma mochila que não quer olhar dentro.
Annemle çılgın hayal gücünü bilirsin.
Sabes como é mamã e a imaginação louca dela.
Çılgın Kral'ın adının hakkını verdiğini biliyorum.
Sei como o Rei Louco ganhou o nome.
Belki sonraki buluşmaya kızını da getiririm üçümüz belimiz kopana kadar çılgınlar gibi sikişiriz.
Talvez traga a tua filha na próxima vez, e os três podemos fazer umas coisas porcas.
Hayatımda yaşadığım en çılgın ön sevişmeydi.
Foram os preliminares mais malucos de sempre.
Sen tanıdığım en çılgın fahişesin.
És a tipa mais maluca que já conheci.
Biz birbirimizi seviyoruz ve her ikimizde biraz çılgınız.
Amamo-nos e somos ambos um pouco malucos.
Hızlı arabaları ve çılgın kızları severim ve bunlar onun süper güçleriydi.
Gosto de carros velozes e miúdas malucas, esse era o super poder dela.
Çılgın bir sabah, değil mi?
É uma manhã de loucos.
Michael kötü bir arkadaş edindi ve çılgın fikirlere kapıldı.
O Michael andava com más companhias, foi contaminado por ideias malucas.
Sıcaklık düşüşü, nem, Bu çılgın bulut oluşumları.
A descida da temperatura, a humidade, estas formações estranhas nas nuvens.
Travma sonrası şok bozukluğu olan çılgın piliç, Benim anormal deha en iyi arkadaşım, Ve testere ile adam
Mas no final do dia, a rapariga maluca com distúrbio tubarão pós-traumático, o meu melhor amigo anormalmente genial e o homem com a motosserra, ninguém consegue fazer o trabalho como nós.
Çılgın bir gece oldu.
Uma noite maluca.
Sokak köşelerinin, çılgın partilerin kontrolünü kaybettin.
Perdeste o controle das tuas ruas, as tuas raves.
- Çılgınsın.
- Cala-te
Daha çılgın fikirler de duymuştum.
- Já ouvi ideias mais malucas. Nesta sala, de facto.
Ve umarım ölümüyle birlikte, çılgın fikirleri ve çocuklar için yapmaya çalıştığı okul sistemi de onunla birlikte unutulur.
Só espero que a sua morte também signifique que as ideias malucas e a escola experimental para crianças, sejam enterradas com ela.
Yakında iyi niyetli çılgın kadınlarla çevrili olacağım.
Logo estarei rodeado de mulheres loucas e bem-intencionadas.
Sen Ezici Çılgın Köpek'sin.
És o Mad Dog Crusher.
Ezici Çılgın Köpek kim?
Quem é o Mad Dog Crusher?
Of, galiba çılgınca bir şey yapmak üzereyim. - Var mısın?
Caramba, acho que vou fazer algo louco.
Bu çılgın bir cadı avına benziyor.
Isto é como uma caça à bruxa.
Ben çılgın amcayım.
Sou o tio maluco.
O zamandan beri benim için değerli olan her şeyi kaybettim bilgi ve intikam yolunda çılgınlığın sınırlarına geldim.
Desde então, perdi tudo o que me era querido, quase levado à beira da loucura na minha busca por conhecimento e vingança.
Çılgın olanın Riche olduğunu duydum.
Ouvi dizer que o Richie é o mais maluco.
Aileme bakmanı istiyorum bu çılgın gösterimizde bizi görmeni istiyorum.
Quero que olhe para a minha família e nos veja como o espectáculo de horror que somos.
- Çılgın burunlu olan Rolly Desh.
- O Sr. Nariz Anormal é o Rolly Desh.
Torun diye oğullarının peşini bırakmayan o yaşlı çılgın annelerden biri olmak istemiyorum ama seni birileriyle görmek...
Não quero parecer uma daquelas mães velhas e malucas que não param de pedir ao filho que lhe dê netos. Mas seria bom ver-te com alguém.
Çılgın it herifin tekisin.
Seu maluco filho de uma puta.
- Çılgın mısın?
- Você está louco?
Çok çılgın bir şeydi, adamım.
Foi uma loucura.
- Son zamanlarda çılgınca davrandığımın farkındayım
- Sei que tenho agido como um doido.
Çılgın kızları buraya mı getiriyorsun değil mi? Burada soruları ben sorarım.
É para aqui que trazes as miúdas taradas, não é?
Kadını bulamadı ama var ya o çılgın psişik yetenekler müşterinin cüzdanını bulmaya yarıyor.
Nunca encontrei a mulher, mas aquela vidente uma competência doida a localizar a carteira do cliente.
Tony çılgınsın, adamım.
Meu, o Tony é doido, meu.
Seni çılgın çocuk.
- És doido, miúdo.
Tamam ama, eğer bu çılgın bulmacayı çözerse ABADDON ile bir görüşme koparabiliriz.
Mas se ela resolver este enigma louco, pode ser que nos encontremos com o ABADÃO.
Çılgın kısmı doğru.
Louco faz sentido.
Tüm hayatını evrendeki dışsal bozukluklara çalışmaya adayınca birkaç çılgınlıktan nasibini alıyorsun.
Quando dedicamos a nossa vida a estudar os confins do Universo, deparamo-nos com muitos malucos pelo caminho.
Bu yüzden bay çılgın hava kilidinden dışarı gitti.
Por isso é que o Sr. louco foi para a câmara.
Onların çılgın fikirlerine aldırma onların görevi halkı korumak, hemşireleri değil.
Não se deixe enganar, eles têm a mania de que o trabalho deles é proteger o público e não os enfermeiros.
Turu ektim diye mi çılgın hafta sonunu bastım diye mi sinirlendin?
Estas chateada por eu me ter baldado, ou por ter atrapalhado o teu fim-de-semana selvagem?
Çılgın parti kulüplerinden biridir.
É um daqueles clubes do circuito?
Kapının diğer tarafı karanlık ve seni bekleyen şey, çılgınlık. "
É escuro do outro lado e o caos aguarda-o ".
Maskeli kanunsuzlar, çılgın Ruslar.
Vigilantes mascarados, russos loucos...
Kusura bakmayın ama bu çılgınlık.
Com o devido respeito, é uma loucura.
- Sen en çılgın orospu çocuğusun.
- Tu és um filho da puta maluco.
Çılgın adam seni öldürmek mi istiyor?
Aquele tipo maluco quer matar-te?
Sizin gibi çılgın pezevenklerden bıktım usandım artık.
Vou perder a paciência com vocês, seus filhos da puta.
İnsan ruhunun en kötü tarafının özü çılgın pezevenklerde bulunmaz.
A essência do que há de pior no espírito humano não é encontrada em filhos da puta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]