Ölümcül Çeviri Portekizce
4,623 parallel translation
Daha sonra öğrendim ki emrimizdeki en ölümcül askerler onlarmış. Zira ölüm korkusu taşımazlar. "
Acabei por saber que eram alguns dos soldados mais letais da nossa unidade porque não temem a morte. "
Henüz 39 yaşındayken ölümcül bir hastalığa yakalandı. Bunun nedeni de büyük olasılıkla genç yaşta cam yapımında açığa çıkan zehirli kimyasallara uzun süre maruz kalmasıydı.
Quando tinha apenas 39 anos, contraiu uma doença fatal, talvez devido à sua inicial exposição prolongada aos produtos químicos tóxicos da vidraria.
- Ve duygusal olarak sıkıntılı, kocasının ölümünden sonra, zaten sallantıda olan akıl sağlığı ölümcül bir darbe aldı.
- Há problemas emocionais. O seu estado mental foi abalado pela morte do marido.
Kadınların ve çocukların olduğu yerde ölümcül güç kullanmamaya itina ediyoruz.
Tentamos nгo usar forзa letal, contra crianзas e mulheres.
Savaşatı 6, burası Ölümcül 4-1.
Cavalo de Guerra 6, Daqui й a Morte 41.
Ölümcül 4-1, adamlarım biraz kestirmeli.
Morte 41, os meus homens precisam de descansar.
Savaşatı 6 burası Ölümcül 4-1.
Cavalo de Guerra 6. Daqui Morte 41.
Anlaşıldı, Ölümcül 4-1.
Recebido Morte 41.
Onun öldüğünü düşünmüştüm, Ancak Shredder onu kendi kızı gibi büyüttü ve onu ölümcül bir suikastçi olarak eğitti.
Pensei que ela tivesse morrido, mas foi criada pelo Shredder como sua filha e foi treinada como assassina mortal do Clã Foot.
- Tek bildiğim onun ölümcül bir suikastçi olduğu.
Tudo o que sei é que é um assassino mortal.
Yanindaki adam... Ward çok ölümcül biridir.
O homem com quem ela está, o Ward, é tão mortal como qualquer outro.
Teyzem Margo öldü çünkü ölümcül bir gen taşıyordu ve eminim ki bu ben de taşıyorum anlamına geliyor.
A tia Margo morreu porque tinha o gene da morte. - Aposto que também tenho.
"ölümcül bir vaka olan..."
"com um caso fatal de..."
Sen, dünyanın en ölümcül katilisin.
Você é, não sei, o assassino mais letal do mundo.
Isırığımız, her daim vampirler için ölümcül olacak.
As nossas mordidelas seriam sempre letais para os vampiros.
Vampirlere karşı ısırıklarının ölümcül olması için zehri istiyorum demiştin.
Disseste que querias veneno, para que a mordida ainda seja letal para os vampiros.
Teknik olarak melez ısırığı ancak aynı şekilde bu da ölümcül.
Bem, por um híbrido, tecnicamente, mas, irá matá-lo, de qualquer forma.
Kluas, kurt adamları bizlere her daim ölümcül yapabilecek bir yol buldu.
O Klaus encontrou uma forma dos lobisomens nos serem letais 24h por dia, 7 dias por semana.
Hastalığı ölümcül.
É terminal.
Ya da bu dans pistinin 10 metre altında tuttuğu ölümcül sinir ajanından?
Falei-vos do agente químico que ele tem guardado nove metros abaixo desta pista de dança?
Slade aileni tehdit ettiğinde Dig'in ölümcül ateş etmesi senin için sorun değildi. Bu farklı.
Não te importavas nada que o Dig disparasse quando o Slade ameaçou a tua família.
Eğer bir saat içinde Hendrik yanımda olmazsa ölümcül yedi mili amper verilecek.
Levará um choque fatal de 7 miliamperes daqui a uma hora, se o Hendrik não estiver aqui ao meu lado.
Tanrılar, Cennetin Kasası'nı korumak için ölümcül zorluklar içeren engeller yarattı.
Os deuses criaram diferentes corredores com armadilhas mortais para proteger o Cofre do Paraíso.
Pravda, Yıldız Savaşları projesine bir son verilmezse yeni ve ölümcül bir silahlanma yarışın başlayacağını söyledi.
"A menos que parem com o projecto Star Wars," diz o Pravda, "haverá uma nova corrida às armas."
Yani sanırım bu ölümcül bir hastalığa yakalanmış biri için gayet normal bir durum?
Bem, presumo que isso será bastante comum para alguém com uma doença fatal?
- Utangaç, bakımlı ve ölümcül.
- Tímido, bonito e mortífero.
Çağımızın en ölümcül hastalıklarından birine çare.
uma cura para uma das doenças mais mortais dos nossos tempos.
NARVIK-A türünün sebep olduğu uzun süreli ve ölümcül doku ölümlerinden muzdaripler.
Estão a sofrer uma degeneração celular prolongada e fatal devido ao Narvik-A. - Piso E.
Aldous dün gece Langley'e giden jetlerimizin birinde ölümcül bir kalp krizine yenik düştü. Anlamadım?
O Aldous sofreu um enfarto num dos nossos jactos, a caminho de Langley, a noite passada.
Aldous jetlerimizden birinde ölümcül bir kalp krizine yenik düştü.
- Demito-me! O Aldous sofreu um ataque cardíaco fatal num dos nossos aviões.
- Aldous jetlerimizden birinde ölümcül bir kalp krizine yenik düştü.
Aldous sofreu um enfarto, num de nossos jactos.
Uyuştucu bulundurmaktan ve satmaktan, ölümcül bir silahla saldırmaktan.
Posse e venda de drogas, assalto à mão armada.
Kenya, tatlım İç Savaş'tan beri yaşanan en ölümcül saldırıdan sonraki günde şehrin yönetiminde tek başına bırakılmak nasıl hissettiriyor?
Kenya, miúda, como te sentes ao ser deixada sozinha na cidade, o dia seguinte a sofrer o ataque mais mortífero desde a guerra civil?
Sen onları sadece bir... ölümcül saldırı için programladın tıpkı arıların bir defa sokması gibi.
Programou-os para apenas um único ataque, como uma abelha com o ferrão.
Yayılmış, ölümcül olan kanserimi mi araştıracaksın?
Vais investigar o meu cancro terminal com metástases?
Geçici bozulma, atalet ve duvarın özdeciksel yapısıyla birleşince önce adamın ekranından, sonra da zeminin üzerinden ölümcül bir darbe yaratması muhtemel.
Uma deformação somada com a inércia, a estrutura da parede, da tela e do chão inevitavelmente permitiria um impacto fatal.
- Ölümcül karaciğer hasarı için?
E para a doença fatal, no fígado?
Ölümcül düzeyde değil ama.
Nada fatal, no entanto.
Ve yanlış insanın elinde bu bilgi ölümcül olabilir.
E nas mãos das pessoas erradas, pode ser mortal.
Yüksek dozlarda ölümcül, büyük bir tehdit oluşturması için çok fazla külün yakınında olmamız gerekiyor.
É mortal em altas doses. Precisávamos estar perto de muita cinza para ser uma ameaça.
Ve ölümcül zehir ile onları zehirledi.
* E atingiu-os com veneno letal
Ölümcül bir silahla saldırı.
Agressão com arma mortal.
Dünyanın en ölümcül virüsüne bağışıksın ve belki de dünyayı kurtaracak kişisin.
Imune ao vírus mais mortífero do mundo e, possivelmente, a sua salvadora.
- Oldukça ölümcül ama kolayca yok oluyor.
- Altamente letal, mas dissipa-se rapidamente.
Kurşun ucuz, kolay şekillendirilebilir ve işlenmesi kolaydı. En ölümcül seviyelerde kurşuna maruz kalan madenciler ve kurşunu işleyen işçiler değersiz sayılırlardı.
Era barato, muito maleável, fácil de trabalhar, e aqueles que eram expostos aos níveis mais letais... mineiros e trabalhadores que processavam o chumbo... eram considerados dispensáveis.
Ölümcül ve korkunç Yakuza'yla karşılaştırınca öyle.
- e horrível Yakuza.
Arkadaşımız, biraz önce ölümcül bir güneş ışığı kazasında öldü.
O nosso amigo acabou de ser morto num acidente solar fatal.
Bunun yanında, yolculuk boyunca senin gözetiminde olacak, Charlie koynunda Kralının ölümcül düşmanıyla.
Além disso, ele viajará sob a tua supervisão, Charlie, no seio do inimigo mortal do rei dele.
Oğluma, onu mudürün odasına yollayan ve neredeyse fen laboratuvarında ölümcül bir patlamaya sebep olabilecek bir tavsiye verdin.
Deste conselhos para meu filho que o fez ir parar a sala do director e quase causou uma explosão quase fatal no laboratório de ciências.
Ölümcül bir şey değil!
- Isto não é fatal!
Ölümcül olmayan oklar mı?
Pontas de flecha não letais?