English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ö ] / Ömür boyu

Ömür boyu Çeviri Portekizce

2,005 parallel translation
Ömür boyu hapsi ben kaldırabilirdim, ama biliyordum ki,... Elaine ve çocuklar kaldıramazlardı.
Eu aguentaria com a prisão perpétua, mas sabia que a Elaine e as crianças não.
Artık polise gidersen, seni ömür boyu içeri tıkacaklar.
Se fores à polícia agora, prendem-te para o resto da vida.
Duruşmaya çıkarsan Kate, her iddiadan 20 yıl alırsın. Cinayet suçundan ömür boyu hapsi söylemeye gerek görmüyorum.
Se for a tribunal, Kate, arrisca-se a apanhar 20 anos por cada acusação e prisão perpétua devido à acusação de assassinato.
Dominic Toretto seni Lompoc'taki maksimum güvenlikli cezaevinde geçirilmek üzere şartlı tahliye şansı olmadan 25 yıl ila ömür boyu hapse mahkum ediyorum.
Dominic Toretto, é condenado a uma pena de 25 anos de prisão a cumprir na cadeia de máxima segurança de Lompoc, sem possibilidade de requerer liberdade condicional.
Ömür boyu beleş kek kazandığından olabilir, ama Dr. Kelso her gün buraya takılıyordu.
Talvez fosse pelos bolos grátis para toda a vida, mas o Dr. Kelso ainda vem aqui todos dias.
Ama ömür boyu bedava kek kazandığı için, her gün hastaneye gelmeye devam ediyordu.
Mas ganhou o direito vitalício a bolinhos grátis, por isso, ainda vinha ao hospital todos os dias.
ama benim bir ömür boyu inançım yoktu.
Me desculpe, mas eu estou sem crenças por um tempo de vida.
Bunu yaparsak ömür boyu her gün onu zorlamışız, onu kullanmışız gibi bakacak bize ve haklı olacak.
Se o fizermos, todos os dias da sua vida ela vai olhar para nós como se a tivéssemos forçado, como se a tivéssemos usado. - E terá razão.
Ömür boyu kaçmaya çalıştığın karanlık şimdi sana evine dönmeni işaret ediyor.
A escuridão, da qual fugiste, toda a tua vida... está a chamar-te, para que regresses às tuas origens.
Ve seni ömür boyu hapse yollarım.
E envio-te para a prisão para o resto da vida.
Ve seni ömür boyu hapse yollarım.
E mando-te para a prisão para o resto da vida.
Ama boynunu kırıp ömür boyu sakat kalabilir.
Mas pode partir o pescoço e ficar aleijado para sempre.
Ömür boyu yetecek kadar balığımız var.
Pronto para desistir, pinguim?
Para seni öldürmez ama bir ömür boyu yaralayabilir.
"Dinheiro não mata". Mas pode deixar-te ferido para sempre.
Aynı şirkette bir ömür boyu çalışan adamlar görüyorum aynı senin gibiler.
Eu vejo tipos que trabalham na mesma empresa toda a vida, tipos exactamente iguais a si.
Japonya'nın ömür boyu süren bürokrat ve endüstri bakanı.
Ele é um burocrata e oficial sénior... do ministério de construção do Japão.
Birisi burayı keşfederse ömür boyu hapis yatacak iyilikseverleriz.
Que passariam a vida na cadeia se descobrissem esse lugar.
Biliyorum ömür boyu hapis korkutucu gelebilir.
Sei que a prisão perpétua pode parecer desalentador, mas... veja pelo lado positivo.
En azından, şüphelin ömür boyu yatar.
No mínimo, o teu suspeito fica preso para o resto da vida.
Bu yüzden eski müvekkiliniz ömür boyu hapis yatabilir.
O que pode conduzir o seu antigo cliente à pena de morte.
Ömür boyu hapis cezası mı alırım?
ter prisão perpétua? Desde que se casou, meu amigo.
Ömür boyu burada kalabiliriz, ya da bu tür şeyler...
E ficamos cá para sempre ou algo assim.
"Güven, saygı, onur, gizlilik ve dayanışma," ki bunlar ömür boyu kalacak kelimeler.
"Confiança, Respeito, Honra, Descrição e Solidariedade", são palavras que duram uma eternidade.
Yani biz kardeşiz. Ömür boyu, değil mi?
Somos irmãs para a eternidade, certo?
"Ömür boyu kardeşlik" saçmalığı ne için?
O que aconteceu à treta das "irmãs para sempre"?
Bunu yaparsan,... vicdanın seni ömür boyu rahat bırakmaz.
Fazes isto, e fica na tua consciência para o resto da tua vida.
Hayatını beraber geçirdiğin insanla, ki aslında bu insanın kafası birçok zaman yerinde değilken nasıl ömür boyu süren anılar elde edebilirsin?
Como se forma uma vida de lembranças com alguém, quando uma das pessoas nem está ali?
Sanki kendini ömür boyu yalnızlığa mahkûm etmiş gibisin.
É como se te condenasses a uma vida de solidão.
Ömür boyu arkadaşız dediysem sözüme güven.
- Vá lá. Quando digo que seremos amigos para sempre, é o que seremos.
İsmini bin kere değiştirse de o yara izi ömür boyu kalacak.
Ela pode mudar o nome mil vezes. Mas aquela cicatriz... é para sempre.
Ömür boyu yasaklandın!
Foste banido para sempre.
Zimmete para geçirmeyle yetinecektin çünkü cinayetten ömür boyu yatacaksın.
Devias ter ficado pelo roubo, pois vai apanhar perpétua por assassínio.
Ama söylemeliyim ki bu kayıp için ne kadar yas tutsak da konuştuğum öğretmenlerden hiç birisi ömür boyu hapse girmesi gerektiğini düşünmüyor.
Mas posso dizer que... por mais que estejamos de luto, nenhum professor com que falei acredita que a aquele rapaz deva apanhar prisão perpétua.
Ömür boyu kamp cezasına çarptırılmış halk düşmanı bir anne babanın Yahudi çocuğunun yazgısı ne olabilirdi ki?
Qual seria o destino de uma criança judia, filha de inimigos do povo condenados a um campo de concentração toda a vida?
Ve ömür boyu garantili.
E a garantia é vitalícia.
Ömür boyu.
- Vitalícia...
Bence umut edebileceğimiz en iyi ceza ömür boyu.
Acho que o melhor que podemos esperar é prisão perpétua.
Birkaç telefon görüşmesinin sana ömür boyu yeteceğini düşünmüyordun herhalde?
Não estavas à espera que uns telefonemas manhosos fossem suficientes, pois não?
Kocana asılmayacağım. Ömür boyu mutlu olmanızı dilerim.
Tenham uma vida maravilhosa.
Sence ömür boyu doktor mu kalacağız?
Achas que seremos sempre médicos?
Biliyor musun, ömür boyu doktor olup olamayacağımızı sormuştun ya. Soruna cevap vermemiştim.
Sabes, não respondi à tua pergunta de há bocado, sobre se tu e eu seríamos sempre médicos.
Ömür boyu doktor olarak kalıp kalmayacağımı sorarsan eğer cevap olarak "bilmiyorum" derim.
Então, queres saber se serei sempre médica? Eu teria de responder : "Não sei."
Eğer içeri girip de bir saniyeliğine bile olsa, mutlu bir son olabileceği umudunu verirsen ve işe yaramazsa, ömür boyu seni suçlarlar.
Se o fizeres pensar, por um segundo que seja, que ele pode ter um final feliz, se não resultar, vão culpar-te para sempre.
Bunlar için sana ömür boyu minnettar kalacağımı düşünüyorum.
E acho que nunca deixarei de gostar de ti por isso.
Ama bunlar için seni ömür boyu seveceğimi kesinlikle biliyorum.
Mas sei que nunca deixarei de gostar de ti por isso.
"Pijama partisi karşıtları", "Ömür boyu cezalı"
"Estragador da festa do pijama", "Castigado para toda a vida."
"Ömür boyu cezalı."
"Castigada para toda vida."
- Ömür boyu gibi
- Diria que toda a vida.
- Ömür boyu arkadaşlık.
Amigos para sempre.
Ömür boyu birlikte olurlar.
Espero que fiquem juntos.
Ömür boyu çıkamazsın..
O izstopi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]