Önceleri Çeviri Portekizce
819 parallel translation
Önceleri, merdivenlerden inmek zordur.
A princípio é difícil descer escadas.
Önceleri döşemenin altına koyuyorduk. Ama şimdi ağzına kadar doldu.
Começámos a pô-la debaixo do soalho, mas já não há espaço.
Önceleri yaşamaktan nefret ederdim şimdiyse Phoebus'un ışığını selamlıyorum.
Enquanto antes... eu odiava-os... Agora dou as boas vindas à luz do Febo.
Buradaki senatörlerin de bir kismi eminim daha önceleri çocuktu.
Näo ficaria surpreso se alguns dos senadores tivesse sido miúdo.
Önceleri oyunları izliyordum.
A princípio, era um espectador.
Ama daha önceleri cevapları biliyordun. Yazdığın her makale, bir şekilde doğru cevapları içeriyordu.
Nos artigos que escreveste as respostas acabaram por aparecer.
- Bu beyaz adam,... önceleri posta ve kargo işinde çalışıyormuş. Bu hat üzerinde bir madenin olduğunu öğrenmiş.
Este homem branco costumava trabalhar na estação de transporte carga e sabia sobre a folha de pagamento da mina.
Önceleri mesafeler hakkında bildiğim tek şey buydu.
É a único tipo distância que alguma vez me preocupou antes.
Tabii önceleri fazla para ödeyemem. Haftalık 8 pound ve harcamalar.
No início, não poderei pagar muito, claro... 8 libras por semana e despesas.
Daha önceleri bolluktayken şimdi açlık ve hastalığa mahkum oldunuz.
A devastação e a morte... aonde antes, tudo era vida.
Önceleri savaşlar ve düşmanlıklar oldu ve sonra "...
Ao princípio começou por guerras e actos de hostilidade. E depois... "
Önceleri, ben de kendini beğenmiş, kasıntı tavırlarına dayanamıyordum.
Não ficar Como ele se gabou.
Güvende olacak. Önceleri ölecek gibiydi.
Ele ficará seguro, ou então será morto.
Önceleri sana çok dua ettim, gelip beni alasın eve götüresin diye.
Primeiro rezei para que viesses e me levasses... Me levasses para casa...
Oh, çalıştım. önceleri çalıştım.
Eu tentei, eu bem tentei no início.
Eskiden, önceleri beni kapıma dek uğurlayan kişi o idi.
Com o meu namorado Vivi momentos de beleza.
Önceleri, bu şehri karanlık ve kasvetli bulurdum ama bu benim hatammış çünkü birden, her şey aydınlanıverdi.
Esta cidade... antes parecia-me sombria, triste... a culpa era minha porque... de repente tudo parece uma festa!
Önceleri neredeyse hiç anlayamazsın.
No começo não se nota.
Önceleri Annabel'in adını ağzına almayan Lila, çocuğa karşı sevgi duymağa başladı.
Lila, que anteriormente havia recusado mencionar sequer o nome da Annabel, desenvolveu um afeto pela criança.
Biliyorsunuz, düğme çok önceleri bulundu.
Sabem, o botão tinha sido inventado muito antes.
Daha önceleri öyle tatlıydı ki.
Ela costumava ser tão doce.
Samanlıklarda buluşurduk önceleri.
A princípio encontrávamo-nos em celeiros.
Önceleri New York'tan nefret ettim.
Primeiro, detestei Nova lorque.
Önceleri çok iyi bir partizandı, fakat sonra yavaş yavaş...
Já foi uma boa guerrilheira, mas pouco a pouco...
Çok önceleri beni tanırdın Jackie.
Costumavas conhecer-me há muito tempo atrás, Jackie.
Çok önceleri köleler tarafından bulunan şu küçük ülke...
É o país fundado por escravos antes...
Çok önceleri, birbirlerine telefon etmemeye söz vermişlerdi. Birbirlerine dokunamadan konuşmaktan çok korkuyorlardı.
Eles haviam prometido um ao outro de nunca se telefonarem receando ouvirem a voz um do outro sem se poderem tocar.
Önceleri beni yakalamaya çalıştılar ama başaramadılar.
Ao princípio tentavam apanhar-me, mas não conseguiam.
Daha önceleri, ihtiyacı olan arkadaşları desteklemiştim.
Não será a primera vez que ajudo um amigo em apuros...
Oysa önceleri orada hoş karşılanırdım.
Antes sempre era bem-vindo.
Önceleri bu gururunu, hanımefendilere has olan o gururdur diye sanmıştım.
Acreditava que era o clássico orgulho de uma grande dama.
- Önceleri de sözlerinizi çok duyduk.
- Já me prometera antes.
- Ama yazdıkların harikaydı, ilk önceleri.
Mas o que escrevias era bonito. Ao princípio...
Bu sizi daha önceleri korumuş olabilir, ama şimdi korumaz.
Talvez outrora isto o protegesse, mas não agora.
Önceleri onu elimde besliyordum.
Eu dei comida com a mão, primeiro.
Belkide daha önceleri adı Luisa olan bir kız tanıyordun.
Talvez algum dia conheceste alguma miúda chamada Luisa.
Önceleri tüm kalbi sadece geminin motorları için çarptı.
O coração dele já bateu só pelos motores da nave.
Daha önceleri oldum.
Já o fui antes.
İlk önceleri, küçük gruplar oluşturarak başladılar.
Primeiro reuniam-se em pequenos grupos.
Önceleri, direnişlerini homurdanıyorlardı.
Primeiro, grunhiram a sua recusa.
Önceleri de kan akardı, eski zamanlarda. Kulakların dayanamayacağı korkunç cinayetler işlendi.
Derramou-se sangue agora, nos velhos tempos, e, desde então, houve assassinatos demasiado horríveis para se ouvir.
Önceleri pek ciddiye almadım.
No início não o levei a sério.
Önceleri, para olduğunu düşündüm.
Ao principio, eu pensava que era o dinheiro.
Önceleri anayasa üzerine edilen yemin, artık Hitler'in şahsı üzerine sadakat yemini haline gelmişti.
Quando antigamente juravam lealdade à Constituição, agora comprometiam-se com Hitler, pessoalmente, pelo nome.
Daha önceleri karasız bakılan Avrupalı fikirler ; büyük ölçüde, kabul görmeye başlamıştı.
Os ideais europeus de progresso social que uma vez tinham incomodado a população estão-se a tornar aceites.
Önceleri güzeldi ama şimdi ekşidi...
Foi belo, Mas agora é amargo
Ve önceleri çok gençtin ve hatalar yaptın bu yüzden kaçtın.
E, antes disso, foste uma criança e cometeste erros... e pronto. É tudo.
Biliyor musunuz, önceleri sanat sahteciliği yapmak başlı başına bir sanat kabul ediliyordu.
As falsificações eram admiradas como arte.
Eve döndüğümde gördüğüm şey hiç olmadığı kadar kendimden nefret etmemden ziyade gördüğüm şey onların yaşamına önceleri içinde bulunduğum yaşama ayak uydurmamın adeta imkansız oluşuydu.
Quando voltei para casa descobri, e é uma coisa que me deixa descontente, que a readaptação ao tipo de vida deles, à vida que eu tinha antes de partir, era virtualmente impossível, porque por muito que detestemos estar numa guerra, as coisas para as quais voltamos parecem muito banais.
Önceleri düşmanlarımızı yerdik, şimdiyse eğitiyoruz.
Costumávamos comer os nossos inimigos, agora estudamos engenharia.
Önceleri bize sen yardım edersin sanmıştım.
Pensei que eras tu quem vinha ajudar.