Öyledir Çeviri Portekizce
5,831 parallel translation
Evet, muhtemelen öyledir ama kimin umurunda?
Sim, isso é provavelmente verdade, mas que importa?
Evet, vahşi ama ehlileştirilmemiş at da öyledir.
É selvagem, certamente, mas também o é um cavalo indomado.
- Tabii, öyledir.
- Sim, claro.
Belki de öyledir.
Talvez seja.
- Eminim öyledir, inan bana. Ben- -
Não e sei que não o é, acredita em mim.
Umarım öyledir yoksa ödevimin sonunu baştan yazmam gerekecek.
- Espero bem que sim, senão tenho de reescrever o meu trabalho.
Bunu kişisel algılama, o öyledir.
Não o vejas como algo pessoal, ele apenas é assim.
- Öyledir diye düşündüm.
Imaginei que sim.
- Tabii öyledir.
Claro que é.
- Evet, tabii ki öyledir.
Sim, claro que é.
Tabii, öyledir.
Sim, certo.
Melanie orijinal dört elden biriydi. Belki hala öyledir.
A Melanie era uma das quatro mãos originais.
85 kişi üç milyar insana göre zenginse öyledir.
É quando 85 pessoas no mundo são mais ricos do que 3 biliões.
- Tabii öyledir.
- Claro que não.
Öyledir tabii.
Reformado?
- Öyledir. Onun için her şey şu anda çok karmaşıktır.
As coisas devem estar tão complicadas para ela neste momento.
Belki öyledir. Belki de degil.
Talvez sim, talvez não.
- Evet, eminim öyledir!
- Sim, li. - Pois, aposto que sim.
Evet, muhtemelen öyledir.
Sim, é provável.
- Eminim öyledir.
Concerteza que é.
- Eminim ki öyledir.
Aposto que sim.
Bence de öyledir.
Sim, é verdade. Também acho que era.
Eminim öyledir.
Não duvido.
Öyledir.
É.
Bu ekipte yeni olabilirim ama görenler ne diyorsa durum da öyledir. Bu noktada neyi kaçırıyorum dedektif?
Posso ser nova na equipa, mas, parece um pato, grasna como um pato... o que é que eu não estou a ver aqui, detective?
Evet. Evet öyledir.
Sim, é.
Eminim öyledir. Gidelim.
Sim, de certeza.
Öyledir!
Certamente.
- Kesinlikle öyledir.
Lá isso ele é.
- İddiaya girerim öyledir.
Sim, aposto.
Eminim öyledir.
Tenho a certeza.
Eminim öyledir.
Tenho a certeza que sim.
- Bilmiyorum, umarım öyledir.
Não sei. Mas espero que sim.
Yani umarım öyledir.
Espero eu.
Umarım öyledir Junior ama Pauline'in yaraları çok ciddi.
Espero bem que sim, Junior mas as lesões da Pauline são demasiado graves.
Umarım öyledir.
Espero que sim.
Buradan çıkmamız gerekiyor. Eminim öyledir.
Temos de sair daqui.
- Eminim, öyledir.
Sim, sem dúvidas.
Tabi öyledir, sen başkansın.
Claro que tens! Tu és a presidente.
- Biraz öyledir.
- É mais ou menos isso.
- Ne öyledir?
- O quê?
Siz öyle diyorsanız öyledir Bay Başkan.
Se você o diz, Sr. Presidente (!
- Öyledir.
Claro que sim.
Umarım öyledir.
Espero que não.
Umarım öyledir. Bu odalara cesaretimle sahip olduk.
Devemos estes quartéis à minha coragem.
Kerwin kesinlikle öyledir.
Pois, isso era mesmo do Kerwin.
- Öyledir.
É.
Tabii öyledir.
Claro que sim.
- Belki öyledir.
Talvez o ajude.
- Sen öyle diyorsan öyledir baba.
- Como quiser, pai.
Tabii, öyledir.
Foi um truque.