Üce Çeviri Portekizce
816 parallel translation
Fikrini değiştirmen için üçe kadar sayıyorum.
Eu vou contar até três para mudares de ideias... Um...
Barmen, üçe kadar say ve eğil.
Empregado, conte até três e baixe-se.
Benimki üçe giriyor.
O meu vai fazer três.
Lon, üçe kadar say.
Lon, conta até três.
Filmlerdeki gibi, üçe kadar saymamı ister misin?
Queres que conte até três, como nos filmes?
Rehabilitasyon merkezi sabaha karşı üçe kadar yanmamıştı.
E a estalagem só ardeu perto das três da manhã.
- Pekala, kağıdı üçe böl.
- Agora corte-as três vezes.
Belki de her gece hasılatı üçe bölmek iyi bir fikir olabilir.
Talvez seja uma boa ideia... dividir os lucros por três todas as noites.
Şimdi üçe bölelim.
Aqui vai dividido por três.
Gövdede üçe altı metrelik bir delik var geminin solundan pruvasına doğru.
Tem um buraco no casco, de uns 3 por 6 metros, - Rasgado na antepara de reforço da proa.
- Yanki, üçe kadar sayacağım.
- Hé,'Yanke'. Contarei até três!
Ama iyi bir avukatla, bu süreyi üçe indirebilirsin.
Com um bom advogado... em conseguinte sem intenção criminal, 3 anos.
Babam üçe kadar saydı, onlar da paraları fırlattılar.
Então meu pai contou até três... e eles jogaram os dólares de prata para cima.
New York'a gittim ve bir gece kulübünde işe başlayıp, gece ondan üçe şarkı söyledim.
Fui para Nova York, cantava num clube de 10 às 3 da manhã.
Sen de oy kullanabilirsin ama kaybedersin, üçe bir.
A Cinzia fica. Também pode votar, mas perde.
Her şeyi üçe bölme konusunda mutabık kalmıştık.
Concordámos em dividir tudo em três.
O kişinin, paranın üçe bölünmesiyle yetineceğine nasıl inanabiliyorsun?
O que te faz pensar que ele vai ficar satisfeito com três?
- Sabah üçe kadar Dolores'leydi.
- Esteve com a Dolores até às 3h00.
Geciktirme faktörü sarı üçe.
Factor de retardamento três.
Burada 30 gramını 30 dolara alırsan Pakistan'da 1 10 dolara satabilirsin ve paranı üçe katlarsın.
Se comprar cá a 30 dólares a onça, pode vender, digamos, no Paquistão a 110 e triplicar o seu dinheiro.
Parayı üçe böleceğiz.
Divididos por três.
Ancak üçe katlayabilirim.
Triplicar é o meu limite.
Peki ya üçe ne dersin?
E que tal três mulheres?
- Hayal. Kapıyı kapat ve üçe...
Fecha a porta, conta até três.
Tamam, üçe bölünün.
Separem-se em três grupos.
Ben ilkokul üçe kadar okuyabildim.
Só fiz até a terceira série.
# İki olan sayımız Yakında çıkacak diye üçe #
Que esperava de mim o feliz acontecimento
# İki olan sayımız Yakında çıkacak diye üçe #
Que esperava dele o feliz acontecimento
Ama sen buraya gelince, bunların sayısı üçe çıktı.
E tu apareceste e agora há 3 esporas.
Mesela üçe on kala.
Faltam 10 minutos para as 03h00.
Bilhassa 67 senesi için üretimimi üçe katlayacağım, bana güvenin.
Vou triplicar meu faturamento em 1967, podem crer.
Servis ücretini de üçe bölerek indirim yapıyorum.
Vou passar pra três, por causa da taxa de serviço.
Davayı üçe böleceğiz.
É preciso dividir o caso em três partes :
Bir olan Tanrı üçe bölünemez.
Um Deus único não pode ser dividido em três!
Ben üçe dek sayıp parmaklarımı şaklatana kadar uyuyabilirsiniz. Uyandığınızda Melinda hakkında hiçbir şey hatırlamayacaksınız.
Dormirá até eu contar até 3 e, quando estalar os dedos você acordará... e não lembrará nada de Melinda.
Eğer saldırı gücümüzü, altı uçak gemisinden sadece üçe sınırlandırırsak görev başarısız olacaktır.
Se reduzirmos a nossa forca de ataque de seis porta-aviões para três, a nossa missão falhará.
Tüm bildiğim mektubun dediği, kız üçe kadar yaşayacak.
Só sei que a carta diz que está viva até às 3 da manhã.
Evet, bıçkı sehpaları ve üçe 150'lik tahtalar işinizi görebilir.
Podiam usar caixilhos e tábuas de trinta centímetros.
Yaşlı dostuma üçe sekiz de.
Dá ao meu amigo oito para três até ao fim.
Bu piç kurularının sayısı üçe çıktı, ha?
Nos últimos tempos o número destes cretinos triplicou.
Vergileri üçe katlayın!
Triplica os impostos!
Saat üçe kadar doluyum.
Estou ocupado até às 3 horas.
Birkaaç saat yazdım ve sabah saat üçe kadar uyumadım. Bu sabah ucube gibi görünüyordum.
Estive acordada a escrever, até às 3 da manhã, por isso estava uma desgraça esta manhã.
Ben üçe kadar sayınca.
Quando disser três!
'Önce kutsal pimi çekin... ve üçe kadar sayın..... ne eksik, ne fazla.
'Tirarás primeiro a sagrada cavilha... em seguida contarás até três... nem mais, nem menos.
Dördü saymamalısınız, ve de üçe geçmek amacı... dışında ikiyi de.
Não contarás até quatro, nem até dois... excepto para prosseguir até ao três.
Aleyhimize üçe karşı iki yeterince ağır gelmedi galiba?
Três contra dois já não é vantagem suficiente?
Eski günlerdeki gibi üçe karşı bir mi?
Três contra um? Como nos velhos tempos?
Otobanın üçe ayrıldığı yer burası.
É onde a auto-estrada se divide em três.
İlk devrenin bitmesine kala, Charlestown üçe sıfır önde gidiyor.
Temos o Charlestown a levar 3-0, quando restam 10.48 minutos da primeira parte.
Beşten üçe daha loş.
Obscurecer a cinco para três.