Ürün Çeviri Portekizce
1,190 parallel translation
Hala bir ürün satıyoruz.
Ainda estamos a vender um produto,
Neden bizim postanesi olmayan ve çok az ithal ürün alan Küçük yalnız kasabamıza geldiniz?
0 que veio fazer à nossa cidadezinha solitária... que não tem agência dos correios e não exporta quase nada?
Eh, o zaman dişlerle ilgili bir ürün hediye ederken üzerine bunu yazabilirsin.
Bem, podias escrever isso num postal quando lhe deres o artigo dental no Natal.
Bize, ürün patentinin sana ait olduğunu söyledin. Metro Popo Minderi'nin gerçek fikir babası Bay Bjorn Stevenson.
Disse-nos que tinha a patente deste produto, quando de facto, a ideia do Rabo do Metro pertence a um tal Sr. Bjorn Stevenson.
Cabernet şarabı gibi. İlk ürün en harikasıdır.
É como Cabernet, a primeira fornada é sempre a melhor.
Yan ürün listesindesin.
Estás listado como garantia.
Bir ürün için seçeceğiniz adın önemini sakın hafife alma.
Nunca subestimes a importância do nome que dás a um produto. A "Dunnison e Filhos".
Şehirlilerin bizden ürün satın alacağını aklın kesiyor mu?
Porque é que acha que as pessoas da cidade irão comprar-nos a nós?
Somut bir ürün üretmeyen Internet şirketlerini başında... olup da bir sürü para kazanan ve hala karşılığında tutarlı bir... servis hizmeti vermeyen, hisselerle günlük oynayan... sivilceli kolej fırlamaları.
Desistentes da universidade cheios de espinhas que fizeram grandes somas de dinheiro... ao formar companhias de internet que não criam produtos concretos, não fornecem serviços viáveis e mesmo assim geram lucros... para esta cambada de filhos da puta, de acionistas.
Şöyle : Süpermarkette bir kadın ürün raflarını gezmektedir.
Transpô-lo-ia... uma mulher num supermercado, filas e filas de produtos.
Harika bir ürün ve sana çok iyi davranıyorlar.
É um excelente produto e eles te tratam muito bem.
Mesela ben ürün kimliğimi oluşturma girişimimin üçüncü aşamasındayım.
Eu estou na fase três do estabelecimento da identidade do meu produto.
Olağanüstü bir ürün.
É um produto simplesmente incrível.
Fark şu buraya kamyonuyla gelen ve ürün getiren kişiyi suçlayamazsınız onun buraya ürün getirmesi tamamen hakkı. Yani ben onunla savaşmıyorum.
A pessoa que traz suas mercadorias assim o faz... por que não lhe foram dados concessões legais para trazer um equipe.
Bu Yeni Dünya Düzeninin anlamı hiçbir hükümetin herhangi bir ürün ticaretinde yetkisi olmadığıdır.
Esta nova ordem mundial... significava que não haveria regulamentações do governo... no comércio de qualquer produto.
"Bu ürün hoş koku içermez." Bu koku giderici parfümsüzmüş.
'Este produto não contêm fragrância. " Este desodorizante não têm cheiro.
o zamanlar iyi bir ürün olmasına rağmen sonradan bir sürü ürün yani OS diyoruz, türedi.
Apesar de que, mesmo assim ele era bem mais estável que muitos dos Sistemas Operacionais que chamamos de Comerciais.
ilk kez Internet bir ürün haline gelmişti o zaman ve web tabanlı e-ticaret fikri ve, ve kitle iletişimi gerçekleşmişti o yıl.
Quando a Internet se tornou uma mercadoria de mercado em massa e a ideia de comércio electrónico pela rede e a comunicação em massa se tornaram reais.
Bu ortamda nasıl ürün satacaktık?
Como venderíamos produtos nesse ambiente?
ve herkese bilgisayarcılara gitmeleri için cesaret verdi gitsin, kullanılmamış Windows kopyalarıyla dönsünler bu Windows Son Kullanıcı Lisans Sözleşmesinde belirtilmişti bu önemli, Lisansın kendisinin içinde var ve lisans diyorki eğer yazılımı kullanmazsanız geri ödeme alabilirsiniz ama ürün bunu yapmak için kanunlarca bağlanmış
E ele encorajou todos a irem nos fabricantes de computadores, e devolverem suas cópias não utilizadas do Windows... já que estava especificado na Licença de Acordo do Usuário Final do Windows. É importante lembrar que na licença diz que você pode receber um reembolso se você não usar o software, e que o fabricante está obrigado por lei a fazer isso... ou foi obrigado por contrato.
Bu diyet bir ürün.
É magra, deve saber mal.
Daha çok bir yan ürün gibi.
Diria que é uma Bio carne.
Sloane, Hensel'in yeni bir Nazi teröristi için ürün yapığını söyledi.
O Sloane diz que a Hensel abastece uma facção terrorista neo-Nazi.
Benim gibi şüpheci biri bile daha iyi etki sağlaması için küçük bir ayarlamayla daha iyi bir ürün elde edebilir.
Devo admitir que o meu cepticismo inicial Face à pequena escala produzisse efeitos algo desastrosos.
Mükemmel bir ürün.
É o último sacrifício.
- Evet, benim hasarlı ürün olduğumu düşünüyor.
- Sim. Diz que já estou usada.
Ama bu modeller sayesinde müşterilerine daha iyi bir ürün satabiliyorsun.
Mas estes modelos dão-lhe um produto melhor para vender.
Seattle'ın en büyük yemek şirketinin organik ürün yardımcı müdürüyüm.
Sou sub-gerente na maior cooperativa alimentar de Seattle.
Parti için ürün siparişi getirdim.
Trouxe o pedido de verduras para a festa.
V harfiyle başlayan ürün markaları insanlara "vajina" yı çağrıştırıyormuş.
As marcas que iniciam com a letra v fazem lembrar vagina.
Evet. İmitasyon ürün sattığımız için bizi hapse atmaya çalıştılar.
Sim, eles tentaram-nos acusar por vender material contrafeito.
Kendine vurma, bu gerçek bir ürün.
Estaquem UK! - O quê? !
Ajan Mulder "psişik plazma" demeyi tercih ederdi telepatik iletişimden arta kalan yan ürün.
- O Mulder chamava-lhe plasma psíquico. Um subproduto residual da comunicação telepática.
Dr. Stromm dışında tüm personelimiz, ürün insan deneyine hazır diyor.
Com excepção do Dr. Stromm, todo o grupo garante que o produto... - está pronto para um teste humano. - Dr.
Michael Myers bir ses titreşimi değil. Bir ürün, bir taklit ya da bir çeşit skandal değil!
O Michael Myers não se resume a um alarido.
Müthiş ürün.
- Belos produtos.
BEDAVA SIK SEYAHAT MİLLERİ 10 ürün alın VE 500 Sık Seyahat Mili KAZANIN
BÓNUS DE MILHAS PARA PASSAGEIROS FREQUENTES Compre 10 produtos e ganhe 500 milhas para Passageiros Frequentes
Benim tohumlarım rüzgara karışacak.. .. ve yüzlerce ürün verecek.
Cuja semente está ao vento, voará, cairá, criará raízes e dará frutos... dúzias, milhares de pequenos dentes-de-leão.
Dr. Stromm dışında tüm personelimiz, ürün...
Com excepção do Dr. Stromm, todo o grupo garante que o produto...
Tehlikeli bir ürün.
É um produto perigoso.
Kalitesiz ürün veya düşük ısı.
A má qualidade do produto ou a baixa temperatura.
- Ne bu, yeni bir ürün mü?
Chama-se o quê?
Yeni bir ürün için bana kobaylık yapıyorsunuz.
Está a ajudar-me, estamos a testar um novo produto em si.
- Yazıyorum... ama önce insanlara kendilerini kötü hissettirmeden ürün satamazsın.
- Assim é... mas não pode vender nada sem fazer sentir mal às pessoas.
Yüksek teknoloji ürün satışında uzmanlaşmış biri, 15 yıl önce birinin ondan uydu ekipmanı aldığını söyledi.
Alguém especializado na venda de material de alta tecnologia disse que há 15 anos alguém comprou uma grande quantidade de equipamento de satélite.
"Yalnızca Erkekler İçin" diye bir ürün duydun mu?
Já ouviram falar do produto "Só Para Homens?" - Sim.
- Bir tür ürün. Etten elde ediliyor.
- É a preparação que fazem na carne.
Sebze bazlı, et benzeri bir ürün. KıyıImaya uygun hale getirilir.
É um produto baseado em legumes, adequado ao moedor.
Ve Moreno Kolombiya'dan ürün ithalatı yapıyordu. Maura Burgos da öyle.
E o Moreno e a Maura Burgos importavam mercadoria da Colômbia.
Herhangi bir ürün veya çiftlik hayvanı görmedim.
Não vi colheitas nem gado.
Bu bir ürün Kendi maden operasyonlarından
É um subproduto da operação mineira deles.