Island Çeviri Portekizce
560 parallel translation
"Sel gibi yaşlarla ıslandı yanaklarım"
" As minhas lágrimas eram como granizo que me escorria pelo rosto
Ayakkabılarım ve çoraplarım ıslandı.
Tenho os sapatos e as meias encharcados, vou tirá-los.
- Biraz ayaklarım ıslandı.
- Molhei os pés um pouco.
Ayakkabılarım çok ıslandı, üşüdüm, hastalanıp öleceğim.
Os meus sapatos estão encharcados. Vou morrer de frio.
İliklerime kadar ıslandım!
Estou molhado até os ossos!
Tropopause'u Barometrikleştirip, gökyüzündeki çatışmaları mıknatıslandıracaksın.
Barometrizo a tropopausa, magnetizo oclusões no céu.
Biraz ıslandım, hepsi bu.
um pouco molhado, nada mais.
Yaşlı Sara'nın gözyaşlarıyla bütün şaraplar ıslandı.
A velha Sara chorou tanto que o vinho ficou aguado.
Patlayıcılar ıslandığından bütün çabalar boşa gitti.
O líquido do extintor apagou o rastilho.
Islanacağın kadar ıslandın zaten.
É impossível ficares mais molhado!
- Çok ıslandınız mı?
- Não se molharam muito?
Yağmurda ıslandı ve çıkmıyor!
Molhou-se com a chuva e não quer sair!
Ve orada, bardaktan boşanan yağmurun altında ıslandıklarından habersiz, bizim ikili mutlulukla birbirlerinin kollarına atılıyorlar.
E ali totalmente inconscientes da chuva torrencial que lhes cai em cima, caem, feliz e ternamente, nos braços um do outro.
- Nasıl ıslandın bu kadar?
Porque estás tão molhado?
Koltuk ıslandı.
O banco está molhado.
- O kadar ıslandım ki yağmur etkilemez.
- Estou tão molhada que secaria mais.
- Saçları ıslandığı zaman... - Onunla hiç yalnız kalıyor musun?
Alguma vez estás sozinho com ela?
Bizim Frank ıslandı!
Aí vai.
Walters'ın eyleminin sonucunda düşmanın pantolonları ıslandı ve bazılarının kalçalarında kızarıklıklar ortaya çıktı.
Em resultado da ação de Walters, o inimigo ficou com manchas de água nas calças e, em alguns casos, marcas vermelhas em forma de morango nas coxas.
Çok heyecanlandın. Yine ıslandın değil mi?
Isto excita-a toda, Já está toda molhada, não está?
O bacakların, ıslandığında açılmasını.
Essas pernas, todas abertas.
Donuma kadar ıslandım.
Estou encharcada até aos ossos.
Bize gerçekten asil bir merhamet bağışlandı, dostlarım tam da Kral James'e layık.
Foi-nos concedida uma clemência verdadeiramente real, meus amigos, bem digna do Rei James.
Seni buraya getirttiğim için bağışlandım mı?
Estou perdoada por te ter mandado buscar?
Bağışlandın.
Estás perdoada.
Kızın hayatı bağışlandı ve herkes Fransa'nın istediği yerinde yaşamakta özgür.
Nós ganhámos! O Rei perdoou-a.
Ben bu aileden ne zaman dışlandım?
Quando é que me excluíram da família?
Babamın sahip olduğu tüm silahlar müzeye bağışlandı.
Todas as armas do meu pai, as pistolas e os revólveres, foram para o museu.
- Nerede ıslandın bu kadar?
Onde te molhaste assim?
Bağışlandın Cal.
E tu estás perdoado, Cal.
Toby bana bağışlandı.
Deram-me o Toby.
Bağışlandım mı?
Estou perdoado?
Bağışlandım mı?
E eu?
Bağışlandınız, Bay Bliss.
E está, S.r Bliss.
Roma'nın isteğiyle cüzamlı olup, toplumdan dışlandılar.
Por desejo de Roma, elas são leprosas, párias sem esperança!
Ben daima dışlandım, ama sadece doktor, sen ve José sıçan olmayan maceralarımdınız.
Eu sempre me armei em fina, mas excepto o Doc e tu, o José é o meu primeiro amante não-rato.
- Ben dışlandım.
- Estou sozinho.
- Ben de toplumdan dışlandım.
- E eu também, estou sozinha.
Bağışlandıklarını duydum.
E estou muito ocupado.
- Bağışlandım mı Peder?
- Perdoa-me, Padre?
O sadece hızla dışlandı.
Ele acabou de chegar num disco voador.
Ben hep dışlandım.
Fui sempre posto de parte.
'General Hollister davete katılanlarca ayakta alkışlandı.
O general Hollister foi brindado com uma ovação de pé.
Çok ıslandınız mı bayım?
Quente o bastante para o Sr.?
Tırnaklarım ıslandı!
Tenho as unhas molhadas!
Sen bağışlandın.
Está desculpada.
Bugünden itibaren ve sonsuza dek dışlandın!
Estais doravante banido por toda vida!
- Onun emirlerini yerine getirmek için bağışlandım
Salvou-me para cumprir Sua vontade.
Sevgilin biraz ıslandı.
Está toda encharcada, a jovem puta.
"Tyre ve Sidon..." diye karşılık vermiş, "... bağışlandınız. "
"Tiro e Sidon", replicou, "Estão perdoados".
Hayır. Sizi bir başka barış mesajı tuzağına çekmem için hayatım bağışlandı.
Fui poupado para vos atrair para outra cilada.