Içinde Çeviri Portekizce
54 parallel translation
ıçinde hiç para yoktu, ama ehliyeti vardı ve üç dört tane de fotoğraf.
Não tinha dinheiro, mas bem que tinha a carta de condução junto com três ou quatros fotografias instantâneas.
ıçinde ölecek bir mekân ve beni gömecek adamlar.
Um buraco onde morrer... e homens para me enterrar.
Bir hafta çinde onları oradan çıkaracağım. Ve sonraki gün, orayı yıkacağım.
- Saem de lá dentro de uma semana e, no dia seguinte, deito-a abaixo.
Cinde sana zarar verecek bir şey yok.
O gim não lhe faz mal.
Çinde mi öğrendin?
Aprendeste aquilo na China?
Teknede çok fazla gürültü vardı. Çinde konuşuyorlardı.
Havia um grande alvoroço no barco, entre os chineses.
O Çinde bir servet yaptı.
Ele trouxe uma fortuna da China.
Babam, ben, Cinde.
Meu pai, eu, Zine...
Cinde.
Zine! Zine!
Çinde kızlar gereksizdirler.
Na China, as raparigas não são necessárias.
Belki cinde öyledir, ama politikada kazanmak için para gerek kazanmak için isme ihtiyacın var...
Talvez não, nas cartas. Na política é preciso dinheiro. É preciso um nome.
İ çinde bir damla bile kalmamış.
Peguei aquele corno de jeito.
Biliyormusun, Kuzey Cinde... Bazi bolgeler cok kuraktir... bazen 1 yil boyunca damla yagmur yagmaz.
No Norte da China, há zonas tão secas, que nem chove uma vez por ano.
Çinde değilsin.
Não está na China.
Eveet. Bu numara Çinde işe yarıyor mu?
Isso ainda funciona na China?
- Çinde içki içerken oynanan hiç oyun yokmu?
- Conhece alguma canção chinesa? - Não.
- Artık Çinde olmadığını ne zaman öğreneceksin?
Quando vai aprender que não está mais na China?
Çinde saat kaçtır? - Tatlım sanırım orada saat 1'i...
Querido se você quer saber a resposta de uma pergunta você tem que primeiro esperar...
Bunun yanında Arjantin ve Şili'dede işler yapıyorum... .... birazda Çinde
Também tenho negócios na Argentina, Chile... e um pouco na China.
Duyduğuma göre Çinde uzun bir duvar durur.
"Ouvi falar que na China eles têm um muro"
Steve McQueen, Yangtze Nehri'nde, Güney Çinde "Sand Pebbles" adında bir film yapıyordu.
Steve MacQueen, esteve no rio Yanksi no sul da China. Filmou o filme. "O Rio".
Çinli bir kız, Çinde tanıştım.
É uma rapariga chinesa que conheci na China.
Sen dedin ki ; Çinde bir yıl kalmalıyız, en fazla iki yıl.
Disseste que iríamos estar na china por um ano, dois no máximo.
Bu Çinde ki en yardımsever kuruluş. Bir kaç yıl önce kemiklerin gönderimi durdu.
A Fundação de Benevolência chinesa parou o envio de ossos à vários anos.
Çinde oynadığım zamanlardan kalma.
São dos meus dias de competição na China.
hindistanda 9 ay. sonra da çinde 3 ay.
Estive 9 meses na Índia, depois estive na China 3 meses.
Adamın cenaze masraflarını karşılardım. Ve Çinde sokak şartlarını iyileştirmek için bağış yapardım. Böylece daha fazla insan ölmez.
Pagaria o funeral do homem E doaria o dinheiro para melhorar as ruas da China Para que não morra mais ninguém.
Çinde Fang Li ni yok eden sendin
Assassinaram Fang Li na China. Foste tu? Sim, fui eu.
Sakın "cunt" ve "oxfam"'ı aynı cümle i cinde kullanmaya cüret bile etme!
Leva. Senão, vai parar tudo à merda da Oxfam.
Burada oturduğumuz süre boyunca, Çinde 365 çocuk doğdu.
Desde que estamos aqui à espera, 365 bebés nasceram na China.
KOkuşmuş Çinde sevdiğim hiçbir şey yok.
Não há nada de que goste na porcaria da China.
Artık Çinde değiliz.
Não estamos na China.
Çinde kimse İspanyolca konuşmayı bilmiyor gibi.
Nenhum fala espanhol e com aquelas caras de chineses...
Çinde ne kadar kazanılır biliyor musun?
Sabes quanto eles ganham na China?
çinde bir devrimle doğmalı.
A China também tem que ter uma revolução.
"Dragon Kafası" gayet gerçek 12 hayvan var çinde
A famosa cabeça de bronze do dragão.
Kongre de bunu onaylatmanın yolu yok Motch Worldwide Global'e Çinde üretilen mallarına "made in America" işareti koymalarına izin verdirmenin.
Não há nenhuma maneira Congresso vai deixar Motch global Mundial colocar "made in America" sobre produtos fabricados na China.
Biliyorsun saygı Çinde çok önemlidir.
E sabes, a noção de respeito na China é muito importante.
10 yıl önce Çinde bir hafta geçirdim ve Çinliler hakkındaki herşeyi öğrendim.
Ele passou uma semana na China, há 10 anos, e já parece perito neles.
- Çinde mi üretilmişler?
- É fabricado na China?
Çinde yapıştırılmış menekşeleri vardı.
Eu vou se a Jenny for comigo.
Bu dosya için Çinde bir servet ödedim.
Paguei uma fortuna na China por este ficheiro.
Bilmiyorum.Çinde ki büyükannemi ararım ve herhangi bir korelinin yerini biliyorsa ona sorarım.
Não sei. Vou ligar à minha avó, na China, e pergunto se conhece coreanos.
Çinde ve dünyada Feng Şui'yi seven bir sürü insan var Feng Şui senin düşündüğün bir şey değil.
Há tantas pessoas no mundo e na China que gostam de feng shui. Feng shui não é o que tu pensas que é!
Soslu hindinizin Çinde çok tutulacağına eminim. Teşekkür ederim.
Podia dar um cartaz na China, o seu pato lacado!
Çinde asla mizah yapılmaz.
Não existe. Os chineses não têm humor.
Bu cinde... farklı olan bir şey var.
Há algo de diferente neste Génio.
Oglum Nathan Çinde öldürüldü.
O meu filho, Nathan, foi morto na China.
Son dakika Çinde afet
Explossão e possivel fuga na estação nuclear de Chai Wan.
Çinde ki reaktörü duydum, ama... SOY hisselerini?
O reator na China eu ouvi falar, mas o aumento das acções da SOY?
Cinde, tonikte, romda, kolada. Aklınıza ne gelirse artık.
Gin-tónico, rum e coca-cola, o que quiseres.