English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Rusça / [ A ] / Alışveriş

Alışveriş Çeviri Rusça

3,394 parallel translation
Fark etmemiş olabilirsin ama şimdiden biraz alışveriş yaptım.
Ты, неверно, не знаешь, но я уже кое-что прикупил.
- Fakat alışveriş etmekten hoşlanmıyor.
Проблема в том, что он ненавидит магазины.
Hem nasıl alışveriş yapayım ki?
В любом случае, как бы я пошел за покупками?
Alışveriş yapmaya gitmedin mi?
Ни шоппинга,
Alışveriş yaparken bir sıkıntı mı çıktı?
Что-то случилось с Армани?
Üçüncü Dennis Endicott... Hesaplı alışveriş izcisi ve Brooklyn'in çılgın ucuz edebiyat ustası.
Деннис Эндикотт Третий, разведчик комиссионных магазинов и бруклинский гений китча.
O alışveriş merkezi girdi.
Он зашёл в торговый центр.
Alışveriş merkezi çatı pencereleri vardır.
В торговом центре стеклянная крыша.
Bu bir koridor yol açar mağazalar arkasında bu çalışır alışveriş merkezi uzunluğu.
Оттуда идёт служебный коридор вокруг всего торгового центра.
O alışveriş merkezi geri hareket ediyor.
Он возвращается в торговый центр.
Ah, o, yürüyerek alışveriş merkezi sol ama biz bundan sonra onu kaybettik.
Он ушел из торгового центра пешком и после этого мы его потеряли.
Biraz alışveriş yaptım. Sana yeşil çay aldım.
Я купила кое-что, и ещё зелёного чая для тебя.
Şimdi yolculuk için alışveriş yapacağım.
Мне надо закупиться перед поездкой.
Alışveriş yaparken, bazı evrakları yanlış yere koyduğumun farkına vardım.
А, а я ходил по магазинам и понял, что не туда положил кое-какие бумаги.
Adil bir alışveriş.
- Очень ясное определение честной сделки.
Alışveriş merkezinde büyük indirimden aldı. Hadi artık!
Он его в дьюти-фри купил.
Alışveriş yapabilir gezebilir, iş kurabilir, ev inşa edebilir.
Он может ходить в магазины, путешествовать, основать бизнес, построить дом
Alışveriş bağımlılığı vardı aslına bakarsan.
На самом деле, у него было пристрастие к шопингу.
Alışveriş merkezinde çalıştığın için sana bedava.
Это же бесплатно, поскольку ты работаешь в торговом центре.
Çok fazla internetten alışveriş yapmış ve Hint lokantasından yemek siparişi vermiş.
Шоппинг онлайн и доставка индийской еды.
Burası bir alışveriş merkezi.
это торговый центр.
Maggie için alışveriş yapıyorsun.
О, ты уже покупаешь вещи для Мэгги.
Evet, Maggie için alışveriş yapıyorum, bizim bebeğimiz bu tamamen suçsuz görünüyor.
Ну да, я покупаю вещи для Мэгги, нашего общего ребенка, в этом нет ничего подозрительного.
Alışveriş.
Покупаю продукты.
Beraber yaşıyorur Beraber alışveriş yapıyoruz Beraber çalışırken toplu taşımayı kullanıyoruz
Вместе мы живём, ходим за покупками, даже скидываемся на поездку до работы.
Yemek yiyeceğiz, alışveriş yapacağız, kaşlarını düzelteceğiz.
пообедаем, сходим по магазинам, позаботимся об этих бровях
Bayan DiLaurentis ile biraz alışveriş yapacağız.
Нет. Я собираюсь пройтись по магазинам с миссис ДиЛаурентис.
Ne? Alison'ın annesiyle alışveriş?
Что... вы идёте по магазинам с мамой Элисон?
Alışveriş merkezine gidip bana yeni ayakkabı alması lazım.
Нужно, чтобы он сходил и купил мне новые кроссовки.
Şimdi alışveriş merkezine gidip bana yeni ayakkabı alacaksın.
Ладно... сейчас ты пойдёшь в магазин, и купишь мне новые кроссовки.
Lambert's'da babasıyla alışveriş yapıyormuş sonra gizlice arka taraftaki depoya girmiş ve bunu yapmış.
Пошел за покупками с отцом в Ламберт, прокрался в подсобку и построил пирамиду.
Darılma ama, kargaşaya neden olursun. Çünkü caddeler, alışveriş yapanlarla tıka basa doludur. Partiler...
Без обид, но из-за вас начнётся паника, ведь сейчас на улицах полно покупателей, компаний и...
Alışveriş çılgınlığı için başka nereden para bulacaktı?
Как ещё он мог добыть денег на свой маленький потребительский бум?
Alışveriş merkezinden arayıp onu almamızı istedi. Karım oraya vardığında onu bulamamış.
Ну, она позвонила из торгового центра, хотела, чтобы её увезли домой, но когда жена приехала, чтобы забрать её, её там не было.
Evet, geçen hafta sonu aynı alışveriş merkezinde.
Да, в прошлые выходные, в этом же торговом центре.
Ev ve alışveriş merkezi arasında büyük bir park var.
Между домом и торговым центром есть большой лесистый парк.
Alışveriş merkezi ve Michelle'in evi arasındaki park.
Парке между торговым центром и домом Мишель.
Önce onu biraz azarladım. Çünkü alışveriş merkezine gitmemesi gerekiyordu. Sonra ocağa yemek koydum ve arabaya binip onu almaya gittim.
Сначала я задала ей взбучку, потому что она не должна была быть там, потом я поставила ужин в духовку, села в машину и поехала за ней.
Annen yemek yapıyordu. Arabayı sen aldın ve onu getirmek için alışveriş merkezine gittin.
Твоя мама готовила обед, и ты сел в машину, и ты поехал в торговый центр, чтобы забрать ее.
Bu yüzden alışveriş merkezine gitmek istemişti.
Вот почему она захотела пойти в торговый центр.
Caddenin karşısındaki Bodega'dan bu yüzden alışveriş yapıyordu.
Вот почему она делала покупки через дорогу, у Бодеги.
Sinema, alışveriş merkezi, kız arkadaşı?
В кинотеатре, магазине, у подружки?
80 yaşında adam alışveriş arabasına girmiş.
Ему 80 лет и он валяется в тележке.
Yarın senin için alışveriş yaparım. Perde falan alırız, veyahut...
Я могу для тебя завтра выкупить "У Винсента", может, пару занавесок или...
Bu evde bir tek benim süt içtiğimin farkındayım ama içmiyor olsanız bile alışveriş listesine ekleseniz ölmezsiniz değil mi?
Слушай, я знаю я единственный в этом доме, кто пьет молоко, Но, разве, вам было сложно Убедиться, что оно в списке покупок?
Alışveriş listesi demişken, çamaşur suyunu da ekle.
И добавь к этому списку отбеливатель.
Arkamızda o kadar çok iz bırakıyoruz ki. Alışveriş yapıyoruz, internet sitelerine giriyoruz...
Мы оставляем массу следов, мы покупаем в интернете, посещаем сайты.
Sanırım biraz alışveriş yapacağını ve birkaç işini halledeceğini söylemişti.
По-моему, он говорил, что идет за покупками. Выполни несколько поручений,
Kaçırılma... İşkence, vuruluşum... 8 yaşındayken bisikletten düşüşüm, arının üstüne basışım, tekerlemeler, alışveriş listeleri, reklamlar.
Похищение... пытки, то как был ранен... как упал с велосипеда, когда мне было восемь лет, как наступил на пчелу.
Kim para mutluluğu satın almaz diyorsa nereden alışveriş yapacağını bilmiyor demektir.
Тот, кто говорит, что за деньги не купить счастье, просто не знает где искать этот магазин.
Bütün o alışveriş 2 hafta kadar sürdü.
Они постоянно держали меня под кайфом.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]