Aynısından Çeviri Rusça
767 parallel translation
Sana da aynısından bir tane yaptırıyorum.
У меня сувенир для тебя.
- Aynısından hepinize.
- Это тебе. Всем постольку, поровну.
Eminim mutfakta, aynısından daha vardır.
На кухне есть еда.
- Aynısından. - Siz?
- Мне то же самое.
- Aynısından mı?
- А вам? - Да, тоже.
Bir gün senin de aynısından olacak. Yanında da Lana gibi harika bir eş.
Когда-нибудь и у тебя будет такое гнездышко.
Bana da aynısından.
То же самое.
Bana da aynısından ver.
Сделайте мне то же самое.
Bana verdi bir süreliğine aynısından ben de bir tane yaptırmak istiyorum.
Она дала ее мне, я хочу сделать себе такую же. Хорошо!
Eğer o meteliksizse, aynısından ben de istiyorum.
Если он пуст, значит, я тоже.
- Sana da mı aynısından?
- Что Вам налить?
Aynısından bir tane daha mı buldular?
Нашли другой такой же?
Genç hanıma da aynısından.
То же самое для молодой леди.
- Ne içiyorsunuz? - Aynısından.
- Что ты будешь, тетя?
- Aynısından mı efendim?
- Так же, месье?
- Aynısından.
- Так же.
Aynısından.
Мне тоже.
Aynısından, teşekkürler.
То же самое, благодарю.
- Hepimize yine aynısından?
- Повторить?
- Aynısından.
Мне тоже.
Tanesi bir dolara o haritanın aynısından düzinelerce alabilirsin.
Ты можешь купить дюжину таких по доллару за штуку.
Aynısından olmaz.
Только не эту карту.
- Bira alayım. - Ben de aynısından.
Вы читали о нем статью во вчерашней газете?
Aynısından ve biraz kırmızı şarap.
Мне то же самое и красного вина.
Ben de aynısından alayım.
Ах, да. Мне то же самое.
- Aynısından.
- То же самое.
- Bana da aynısından.
Я - - то же самое.
Size de aynısından.
- Сам такой.
Şimdi tek ihtiyacımız, aynısından bir tane daha.
Теперь осталось только угнать его близнеца.
Sonunda, önümdeki kadının aldığı şeyin aynısından aldım.
В конце концов я заказала то же, что и женщина стоящая впереди меня.
Bu düğmenin aynısından bulamazsınız.
Вы не найдёте такую же.
Aynısından.
Давай как обычно. Только сегодня лука положи.
Aynısından olsun.
Эй, к черту!
- Bir çocukla tanıştım - Onda da bunun aynısından vardı
- Я недавно познакомилась с парнем – у него такая же
Tamam. Aynısından altı tane daha yap. Ben fitilleri hazırlıyayım.
Так, ещё шесть штук, и потом будем делать взрыватели.
Aynısından. Benimki de.
- Мне все то же самое.
Guangxi'de kullandığımın aynısından.
У меня самая лучшая минеральная вода.
Bana da aynısından.
Мне тоже.
- Bana da aynısından.
- То же самое.
Hitler bir araya toplanmış Parti oluşumlarına yeni renkleri takdim ediyor... her yeni bayrağa dokunarak... Jakob Grimminger tarafından taşınan Blutfahne, the'Kanlı Bayrak'... bu bayrak, başarısız 1923 Münih isyanı boyunca aynı adam tarafından taşınmıştı.
Гитлер освящает новые флаги собравшихся формирований Партии... касаясь каждого нового флага "Знаменем Крови" ( Блутфане ) которое несет СС-Штандартенфюрер Якоб Гриммингер тот самый солдат который нес этот флаг во время неудавшегося Мюнхенского путча в 1923
Sadece yumurtayı çırpmakla kalmaz aynı zamanda sarısını beyazından ayırır.
Понимаете, она не просто взбивает, но и отделяет желток от белка.
Bir kez daha yürüdüm... tek başıma, aynı koridorlar boyunca... aynı metruk odaların içinden... aynı revakların altından... aynı penceresiz galerilerden... aynı eşiklerin üstünden... böylece yol alarak labirentte, adeta gelişigüzel... ve bir kez daha... bu devasa otelde herşey terk edilmiş... boş salonlar, koridorlar... salonlar, kapılar... kapılar, salonlar... boş sandalyeler, geniş koltuklar... merdivenler, basamaklar... basamaklar, art arda... cam eşyalar, boş bardaklar... bırakılmış bir bardak, cam bir bölme... mektuplar, kayıp bir mektup... anahtarlıklara asılı anahtarlar... kapı numaralı anahtarlar :
И еще раз шел я вперед, один, по этим же коридорам, через эти пустынные гостиные, вдоль этих же колоннад, этих же галерей без окон, проходил через эти же порталы, выбирая дорогу, словно наугад, в лабиринте схожих маршрутов. И еще раз все было пустынно в этой громадной гостинице, все было пусто. Пустые гостиные.
Felix'in yakalanışından aynı gün haberim oldu.
Я узнал об аресте Феликса в тот же день.
Ama kuş bakışı görünüm en azından bulutlar toplanmadan yağmuru konuşmakla aynı anlama gelecektir.
Но подход такого рода похож на разговор о дожде, когда еще не собрались тучи.
"Biz kadınlar aynı iş için erkeklerden daha az ücret almayacağımız ve kocalarımızın sırtından geçinmeyeceğimiz bir gün için mücadele ediyoruz." "Ücreti olmayan ama toplumsal olarak önemli bir iş olan ev işlerini yürütüyoruz."
"Мы, женщины, боремся за времена, когда нам больше не будут платить меньше, чем мужчинам, за ту же работу, когда мы перестанем жить за счет наших мужчин и бесплатно выполнять важный для общества домашний труд".
Tutuklular tarafından giyilmiş ve aynı zamanda hükümet organlarına satılmış.
Ее носят заключенные, ее также продают правительственным агентствам.
Oyunda, çıkardığın dört astan kalan yerleri kullanarak elindeki 48 kağıdı sıralamaya çalışıyorsun boş yerlerden birisi, bir sütunun başındaysa iki kağıt koyabiliyorsun oraya boşluk mesela bir altılıdan sonra geliyorsa aynı serinin yedilisini koyabilirsin oraya yedinin arkasından sekizi sekizin arkasından dokuzu valenin arkasından kızı koyabilir ama boşluk papazdan sonraysa oraya hiçbir şey koyamaz ve o boşluğu kullanamazsın.
Игра состоит в перекладывании 48-ми оставшихся карт с использованием мест, освободившихся после удаления четырёх "тузов". Если одно из этих мест оказывается первым в ряду, на него можно поместить "двойку" ; если освобождается место, например, за "шестёркой", на него можно поместить "семёрку" той же масти ;
Onlar beyazlarla aynı değerdeler. Bir gün o adamın hesabını vermeniz gerekebilir. Ancak burada, kanunları kendi kafalarından uyduran bazı insanların baskısı altında kaldınız.
как и белые. что вы испытывали давление которые хотят жить тут по своим законам.
Dünya'daki tüm yaşam, aynı atomların, aynı karışımından oluşmuştur.
Всё живое на Земле создано из одной и той же смеси тех же самых атомов.
Trask'ın kızlarından biri anaokulunda onunla aynı sınıftaymış.
Одна из дочек Трасков в той же группе.
Bengal Psikiyatri Enstitüsü'nde aynı odada kalıyoruz. Kullanılmış yulaf ezmesi kutularından yaptık bu kürkleri.
Мы пациенты Бенгальской психиатрической больницы и мы сбежали, сделав эту шкуру из пакетиков из-под овсяных хлопьев.