English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Rusça / [ B ] / Bıktım

Bıktım Çeviri Rusça

3,503 parallel translation
Cidden bıktım.
Очень устал.
Fabrika ve inşaat şantiyeleriyle ilgili filmlerden bıktım.
Меня тошнит уже от фильмов о фабриках и конструкторских бюро.
Doğruyu söylemek gerekirse, bundan bıktım artık.
Сказать по правде, меня это уже достало.
Herkesin bana ne yapmam gerektiğini söylemesinden bıktım artık.
- Знаешь что? Мне уже так тошно от того, что все говорят мне, что делать.
Bıktım bu saçmalıktan.
Достало это дерьмо.
- Bu bizim kavgamız değil! Kaybeden adam olmaktan bıktım.
Это не наш бой, надоело за них впрягаться.
Bıktım!
Я устал.
Beklemekten bıktım.
Устал ждать.
Oturup hiçbir şey yapmayışını izlemekten bıktım.
Я не могу сидеть и ни фига не делать, как ты.
Kadınlar tarafından çekiştirilmekten bıktım usandım.
Меня уже достали эти бабские придирки.
Saçmalıklarını sürekli oturup izlemekten bıktım artık yani.
Слушай, короче, заебло меня смотреть на твою поебень всё время!
Bıktım artık.
С меня хватит.
Bıktım bu ifadeden.
Меня воротит от этого слова.
Senden, kahrolası ailenden ve kahrolası evinden bıktım.
- Я сыт тобой и твоей семьей и твоим чертовым домом.
Senden bıktım artık Pete.
Пит, ты мне надоел. Эй!
Bıktım şu saçma sapan ihbarlardan.
Достали меня эти надуманные вызовы.
Zar zor geçinmekten bıktım usandım.
Постой. Я устала от того что денег едва хватает.
Çünkü bu saçmalıktan bıktım!
Потому что весь этот бред меня уже достал!
- Bıktım ama ya.
Это что, вода?
Çünkü onun hakkında konuşmaktan bıktım artık.
Потому что меня заебало говорить о нем.
Sizin gibi dinsizleri ikna etmekten bıktım.
Вас безбожников не обратить в веру, ладно!
İçeride tıkılı kalmaktan bıktım.
Мне надоело постоянно сидеть внутри.
Beni görmezden gelmenden bıktım.
Я сказала, что больше не могу, но ты не обращаешь внимания.
Dan'den bıktım artık.
Я покончил с Дэном.
Bıktım bununla adam gibi konuşmaya çalışmaktan.
Мне реально надоело говорить с тобой как мужик с мужиком.
Sürekli geçmişi düşünüyorum biliyor musun, sanki işim buymuş gibi. Geçmişte nasıldı diye. Ama hatırlamaya çalışmaktan bıktım.
Знаешь, я пытаюсь что-то вспомнить, потому что чувствую, будто должна, будто это моя работа или вроде того, понимаешь, наше прошлое, и я устала пытаться вспоминать.
Hepiniz Julia'nın evinde başlayıp sonra farklı maceralara atıldığınız için kaçırmaktan bıktım, o yüzden...
Ох, ребята, всё начинается дома у Джулс, а потом вы разбредаетесь по разным приключениям. Мне надоело их пропускать, так что...
Stepanych'den ve kamyonundan bıktım artık.
Задолбал меня этот Степаныч со своей "Нивой".
Bıktım sizden!
Вы мне надоели, понятно?
- Benimle alay etmesinden bıktım!
Достал он меня своими шутками.
Ve zam vaatlerinden bıktım artık, dostum.
Меня задрали обещания.
Talimatları yerine getirmekten bıktım.
Хватит с меня приказов.
- Her gün aynı şeyleri duymaktan bıktım.
- Надело каждый день это слушать.
Bana lanet paramı vereceksin Ansel, çünkü bitmek bilmez isteklerinden bıktım.
Отдай мне мои чертовы деньги, я уже устал просить.
Seninle bu küçük oyunları oynamaktan bıktım usandım. Ve senin yüzünden o kadar yol geldim.
Меня достали твои игры, пришлось переться сюда в такую даль.
Her şeyi daha iyi hale getirmek için savaşmaktan bıktım.
Я уже устала бороться за лучшее.
- Beklemekten bıktım ben Petyr!
Я устала ждать, Петир.
Bu orospu çocuğundan bıktım usandım Ray.
Я сыта по горло этим уёбком, Рэй.
Ben burada olmaktan bıktım.
И мне надоело здесь находиться.
Caleb'ı atlatmak için ne yapmam gerektiğinin söylenmesinden bıktım.
Я устала от того, что каждый говорит мне, что я должна и не должна сделать, чтобы забыть о Калебе.
Bıktım artık.
Мне это надоело!
Ama bu kanlı savaştan ben yürekten bıktım.
Можешь молиться дальше, если хочешь, но меня уже тошнит от этой чертовой войны!
Haftaya tatil için eve gideceğim sanırım geçmişte bıraktığım bir hayalet su yüzüne çıktı gibi.
Наверное, приезд домой на следующие выходные типа, воскресил призрака прошлого.
Şimdi de bu çılgınca anlaşma karşıma çıktı. rolümü oynayıp,... bütün bu pislikleri arkamda bırakacağım.
Осталась это последнее дело, я начну своё шоу, и оставлю всё это дерьмо позади.
Bu siktiğimin İngilizlerinin buraya gelip de bizim rollerimizi çalmasından bıktım usandım.
Может у неё есть искра? Может пригласим на кастинг?
Bırakın beni. Çıktım artık.
Спустись-ка назад на секунду, девочка.
Bilmiyorum annem, çocuğum belki de suratımda tanımadığım kişilerin aletleriyle uyanmaktan bıktım.
Не знаю. Ради мамы. Ради дочки.
Çünkü bu konuyla yüzleşmemekten bıktım.
Потому что мне надоело ходить вокруг да около.
Sanırım pirinçten bıktın, değil mi?
Думаю, тебя уже тошнит от риса, да?
Elvis'le yürüyüşe çıktık. Döndüğümüzde ona yemek almak için kilere girdim. Sanırım ön kapıyı açık bırakmışım.
Я выгулял Элвиса, и когда мы вернулись, я зашёл в кладовку за его едой, и наверное, просто оставил входную дверь открытой.
Yazılımın bıraktığı ipuçlarını takip ettim. Kullan at telefonu çıktı.
Программа оставила следы, которые привели меня к одноразовому телефону.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]