Cıkış Çeviri Rusça
24,066 parallel translation
- Bu baskının çıkış noktası neresi?
√ де будет проходить сходка?
464 sefer sayılı Washington yolcularının 2. çıkış kapısına gelmesi rica olunur.
Начинается посадка на рейс 464 в Вашигтон, выход номер 2.
Azıcık sızdırıyor gibi.
Возможно, небольшая течь.
Yanılıyor. Çünkü diyor ki en iyisi oldukça sıkıcı olan Porsche 918.
Ошибочно считает, что лучший из них — довольно скучный Porsche 918.
- Sıkıcı değil.
— Он не скучный!
- Sıkıcı.
— Скучный.
Çıkış yapıyorum.
И я отрываюсь!
Normalde diğer programlarda konuk ışıltılı perdenin arkasından gelir azıcık el sallar ve yerine oturur.
Как правило, на других шоу гости выходят из-за ярких кулис, улыбаются и присаживаются.
O yüzden sol ventrikül duvarında, sana olan inancımın yanlış olduğu ortaya çıkarsa hedef alacağım bir zayıflık buldum.
Я нашла слабое место в левой стенке твоего желудка. И буду целиться туда, если ты не оправдаешь моего доверия.
Çıkış yarası görüyor musun?
Выходное отверстие есть?
Umalım da, Üç ve Beş'in ortaya çıkmasını sağlayacak kadar büyük bir karışıklık oluştursun bu.
Надеюсь, Третий и Пятая вылезут на шум.
Superman o zamanlar bizimle çalışırdı, ikimiz de incelemek için yola çıkmıştık.
Супермен ещё работал тогда с нами, так что мы взялись за расследование вдвоём.
Geçmiş günlerde Amerika'nın yarısı kıçıma gülüyordu.
Через считанные дни половина Америки смеялась над моей задницей.
41'in çıkışında.
Это недалеко от 41-ого.
- 41'in çıkışında ne?
Что недалеко от 41-ого?
Umarım sonraki görev sıkıcı olur.
Может, следующая миссия будет скучная.
Giriş çıkışı kapadıktan sonra Yüzbaşı Rahim ile, Abdul'u teslim etmeleri için kasabanın ileri gelenleri ile konuşacağız.
Как только они закроют ее, я пойду с капитаном Рахим поговорить с деревенскими старейшинами, посмотрим, отдадут ли они Абдулу без боя.
Hatırlıyor musun, önceleri her görev için yola çıktığında o kadar sıradan vedalaşırdık ki sanki... dükkâna dondurma almaya gidiyordun.
Ты помнишь, когда ты уходил на службу... каждый раз, когда ты хотел вернутся, мы всегда попрощались так небрежно, как будто ты шел в магазин по мороженое.
Ama, keşke dediğim yıllarım var tabi, bu işi yapmasaydım, kalan kısıtlı zamanımı daha güzel şeylerle geçirebilirdim. Mesela, kadınların vajinalarından 4 kiloluk objeleri çekip çıkarmak yerine daha güzel şeyler yapabilirdim.
Иногда я жалею об этом, потому что я бы ушел на пенсию, и проводил остаток дней за чем-то более гламурным, чем извлечение восьми - фунтовых предметов из женских вагин.
- Aslında, konuşmamız gereken şey bu hastaneden sağlıklı 3 bebek ve eşimle birlikte yürüyerek çıkışımız olabilir.
- Но нам нужно поговорить о... Мы выйдем из этой больницы с тремя здоровыми малышами и здоровой женой.
Pusu kuracağımız yer basit bir oto garajı... tek giriş, tek çıkış.
Это будет обычный гараж, 1 вход, 1 выход
Sakin günler çok sıkıcı oluyor.
А короткие чертовски скучные.
Arterdeki büyük kan pıhtısını çıkardık. Böbrek hemen pembeleşmeye başladı.
Мы удалили большой артериальный тромб, и почка снова порозовела.
Mucizelerin bu kadar sıkıcı olabileceğini bilmezdim.
Не думала, что чудеса такие скучные.
Aynen, sıkıntı çıkmadan paraya çevirsen iyi olur.
Да, лучше обналичить его, пока не поздно.
Seyircilerimiz, kızından ayrılmış bir annenin çaresizliğini anlayışla karşılayacaktır ama onu tekrar kaçırdıysan işler kontrolden çıkmadan önce şimdi itiraf etmenin tam zamanı.
- Я знаю, наши зрители поймут отчаянье матери, которую разлучили с дочерью. Но если ты снова её похитила... Ли, сейчас самое время сознаться, пока всё не вышло из под контроля.
Hani bazen rüya görürsün, birileri seni kovalar. Sen de yardım çağırmak için çığlık atmaya çalışırsın. Ama ağzından hiçbir ses çıkmaz.
Ты знаешь... знаешь такие сны, где кто-то гонится за тобой и ты пытаешься кричать, и звать на помощь но не можешь издать ни звука?
Belki de şu andan önceki her günün sıkıcı ve anlamsızdı, hayatın seni tatmin etmeyen işlerle, yüzeysel depresyonla ve sıkıcı seksle sıradan bir şekilde geçti.
Быть может, до сегодня каждый твой день по бОльшей части был однообразным и тупым, жизнь — примитивной, неизменной рутиной из постылой работы лёгкой депрессии и скучного-прескучного секса?
- O kadar akıllı ki, sıkıcı.
Нормальными до скукоты.
Sıradan vakit geçiren iki akıllı sıkıcı insan.
Да, скучные, нормальные парни, у которых... нормальная жизнь.
Çok sıkıcı.
Это... скучно.
- Buradan bir çıkış yolu olmalı.
Должен же здесь быть выход.
Buradaymış. Anahtar, çıkrık veya her neyse onu bırakan Patrick'miş.
Это Патрик оставил нам ключ или рукоятку, или что это.
Kontrolümüz dışına çıkıyor işler!
Всё выходит из-под контроля.
Kontrolümüz dışına çıkıyordu işler!
Всё выходит из-под контроля!
Todd ve ben, muhtemelen Edgar Spring'in sınırsız enerji cihazı olan gizemli bir aleti kazıp ortaya çıkardık. Ancak makinenin peşindeki başka adamlarla karşılaştık.
Мы с Тоддом откопали загадочное устройство, возможно, вечный источник энергии Эдгара Спринга, но встретили противостояние охотников за устройством.
- Belki çıkış yapmıştır.
Может, она выписалась?
- Çıkış yapsa bile sistemde gözükürdü.
Ну если так, её данные все равно бы сохранились.
Engelli yarış gibi, o kadar çok şey çıkıyor ki, benim deli olduğumu...
Просто у нас и так столько проблем, и я не хочу, чтобы ты до кучи думал,
İki çıkış var.
Там два выхода.
Buradan çıkış yok.
Здесь нет выхода.
Bu sadece bir bilgi edinme görevi, bu kart ne işe yarar nasıl çalışır anladığınız anda oradan çıkın.
Итак, операция строго разведывательная. Как только узнаете, что и как делает эта карта, уходите.
Muhabbete dalacaksınız. Ama masalarımız sınırlı kaldırın kıçınızı.
А эту песню мы посвящаем пришедшим мамашам.
Hiciv yoksa eğer, bence çok sıkıcıydı.
- Это было очень скучно. Если только это не пародия - это она?
Sadece sınıfınızı sevdiğimizi söylemek istedik. Ortaçağ Fransız edebiyatının sıkıcı olacağını düşündüm... fakat hiç sıkıcı değilsiniz. Evet.
Не хотим вас отвлекать, просто решили сказать, что обожаем ваши лекции!
İnanıyorum ki aşk, 900 yıl önce bile sıkıcı olmamıştı..
Я думаю, любовь скучной не бывает – даже если прошло 900 лет!
Korkarım ki çok sıkıcı.
- О! Боюсь, что это очень скучно –
Silahından çıkmış gibi görünen yanık izlerini gördüm.
Я видел обгорелые следы как от твоей пушки.
Ama bu Cesur Prens çıkıp kahramanlık yapacaktı illa. Geliş darbesi almış olmalısın.
Но наш отважный принц решил побыть героем, и тебя лишь задело ударом.
Sıkıcı bir ordu gibi akın etmezsiniz.
А не заваливаетесь сюда, как скучная армия!
Çok sıkıcı bir spor.
Невероятно скучный спорт.