Danız Çeviri Rusça
4,949 parallel translation
Dan'e söylemek zorundayız.
Мы должны сообщить Дэну.
Anahtarı bırak, kapıdan geri git, kızı yerine götür ve bu durumu ben çözeyim.
Опусти этот ключ, вернись через эти ворота, верни девчонку, и я все улажу с людьми.
Kız Kardeşler yine Raja'dan ilgi görseler de o onların desteğini kaybetti.
Раджа внимателен к сёстрам, но он лишился их поддержки.
Tom Carne'ın kızı, Illugan'dan.
Том Карне дочь от Illugan.
Senin için değil, Illugan'dan kız çalan o efendin için geldik!
Ничто с тобой, но с твоей фантазии Гент кто украл'Llugan уборка!
Bjornberg'in kırmızı halıdan sonra sigara için bir yerinin olmasından emin ol.
Да, и в каждой машине есть зонты на случай дождя. Хорошо.
Bana danışmadan Sovyetlerle anlaşmaya vardınız.
Вы заключили сделку с Советами без моего ведома.
9. bölükten Fransız askerleri. Ayrıca Cartaxo'dan alınan teçhizat da onlarda.
Французские солдаты из девятого полка.И у них всё оружие из Карташу.
"Paylaştığınız aşk birbirinize Tanrımız ve kurtarıcımız Jimmy Carter'dan bir hediye."
Ваша любовь - это священный дар, дарованный нам нашим Господом и спасителем, Джимми Картером.
6 katılımcıdan 5'i bizim adamımız.
Пятеро участников — подсадные.
Grace, saldırıdan önce Landry'nin çocuklarla yalnız kaldığını söyledi.
Грэйс рассказала мне, что Лэндри был с ними наедине до атаки.
Bize kapıdan girerken dışarıda bırakmamızı söylemiştin.
Ты говорил нам оставить его за воротами.
Kızın boş beleş konuşma yeteneğini Michael'dan almış.
У твоей дочери есть дар Майкла к пустым речам.
Kolombiya'dan ABD'ye uyuşturucu ticareti yaptığınız kanıtlandı.
Ваше дело было рассмотрено, и вы признаны виновными в контрабанде кокаина.
İlk iş seni Bogotá'dan çıkarmalıyız.
Первым делом надо вывезти тебя из Боготы.
O yüzden siyasal bağlantılarından faydalanmamız gerekiyor. Özellikle General Jaramillo'dan.
Придется воспользоваться твоими политическими связями, особенно генералом Харамильо.
Bogotá'dan çok uzaktayız.
Мы далеко от Боготы.
Ne senden ne de Javier Peña'dan henüz aşmadığınız bir sınırı aşmanızı istemeyeceğim.
Я не стану просить вас или Хавьера Пенью пересекать черту, которую вы бы уже не пересекали.
Dışarıdan sakin görünüyor olabilir ama içinde kazan kaynıyor anladınız mı?
- Что? - Дело было на рождественском ужине...
Doğru. Ama ta Ohio'dan gelen karnı aç teslimatçı şoför için bir planınız yoktu.
Только в вашем плане не нашлось места для голодного водителя из сАмого Огайо.
Bunu Dan'e ver ve videoyu benim için ayarla ki böylece tercihen rahatsız edilmeyeceğim bir yerde sorgulamayı izleyebileyim.
Передайте это Дэну, и настройте видеосвязь, чтобы я смог наблюдать допрос... желательно там, где меня никто не побеспокоит.
Dan serbestçe dolaşan bir seri katil varken sakin olmamızı mı istiyorsun?
У нас маньяк на свободе, а ты говоришь "успокойтесь"? !
- Dan! Öğretmen Markus Huseklepp'i niye serbest bıraktınız?
Дэн, почему ты отпустил учителя?
- Neydi? Dan en kötüsüne hazırlıklı olmamız gerektiğini düşünüyor.
Дэн думает... что мы должны быть готовым к худшему.
Tanrı'dan ne kadar uzaklaşmış olursanız olun yine de sizi bekliyor olacaktır.
Не важно, насколько далеко вы отошли от Бога... он все ещё ждёт впереди.
Burada işe girdim de. Sen de ona Gryzzl'dan yazınca... "Madem Şikago'dayız, Lucy'ye de bir selam verelim." dedi.
Я только что получил тут работу, а потом, когда ты написала ему в Gryzzl, он сказал : "Давай навестим Люси, раз уж мы всё равно в Чикаго".
Tarafsız bir göze ihtiyacımız var. Başkalarına danışmalıyız.
Может нам нужен свежий взгляд, мнение других людей на ситуацию.
Ortak noktamız kahvaltıdan ibaret.
Наши общие интересы начинаются и заканчиваются только этой проблемой.
Kol'dan hayır gelmeyecek. Rebekah hâlâ kayıp. Finn de sakladığımız sırdan dolayı tehlikeli biçimde şüpheli durumda.
Коула где-то носит, Ребекку все еще не нашли, а Финн страшно подозрителен из-за хранимых нами секретов, кстати говоря, я сказал то, что подразумевал.
Hamburger falan alırız dışarıdan.
Мы можем заказать что-нибудь. Типа, бургеры или еще что-нибудь.
"Burset SHU'dan çıkıyor." Mantramız bu.
"Бурсе выходит из карцера". Вот наша мантра.
Her kız dışarıdan ön ödemeli bir kart alacak. Bana 14 haneli kodlarını verecekler ben de parayı tek tuşa basarak doğrudan onlara vereceğim.
Каждая девушка получит карту вне тюрьмы, даст мне четырнадцатизначный код, и я буду переводить деньги прямо на их счет.
Ella'dan paketi teslim almamız lazım.
Мы должны получить посылку Эллы.
Kneisha'dan çalınmış araştırma almış da olabilir almamış da olabilir, onu projeleri değitirmesi için zorlayan kız o da yarışmaya doğrudan girebilecekti birlikte, tekrar, Tim, Silas, ve Robot Piliç ismiyle bilinen bir kız ile.
с, опять-таки, Тимом, Сайласом и девочкой, которую знают только как "девчонку с роботом".
- Siz Amerika'dan mısınız Bayan Wright?
Вы из Америки, мисс Райт?
Binbaşı saygıdeğer yargıcımız şarap stratejisi konusunda size danışmak istiyor.
Майор, наш уважаемый магистрат желает обсудить с вами очередность подачи вина.
Adam'dan bahsediyorsan, aramız tamamen iyi ve biz de yalnızca galeri için geldik.
Если ты говоришь об Адаме, то у нас с ним все нормально, а мы просто пришли заценить перформанс.
Duruma göre değişir dan tedaviyi yapmak istemiyorsanız.
Это тебе принимать решение о терапии.
En hızlı giriş çıkışımız şuradaki kapıdan olur gibi.
Похоже, через дверь мы пройдём быстрее всего.
Bize günlük rızıklarımızı ver. Bizim bize karşı olanların hatalarını bağışladığımız gibi Sen de bizim hatalarımızı bağışla. Bizi günahtan ve Şeytan'dan uzaklaştır.
Хлеб наш насущный дай нам на сей день, и прости нам грехи наши, как мы прощаем должникам нашим, и не введи нас во искушение, но избавь нас от лукавого.
Philadelphia'dan dostlarımız Bay Fraizer'ın teklifine karşı kafanın karıştığını söyledi.
Наш друг из Филадельфии сообщил мне, что ты не оценила предложение, которое он чуть раньше передал от мистера Фрейзера.
Orta Amerika'dan gelen bir grup kızı kurtarmışlar.
Спасли группу девушек из Центральной Америки.
Sana kızıl zinger'dan yapacaktım ama Mars da kızıl gezegen olduğundan naneli çay yaptım.
Я собирался заварить тебе красный чай, но так как Марс — красная планета, я решил взять с мятой.
Sizi danışmanlarınızı dinlerken gördüm.
Я видела, как вы слушали своих советников.
Sizi daha iyi bir seçenek olduğu için danışmanlarınızı dikkate almazken gördüm.
И видела, как вы игнорировали их мнение при наличии лучшего выхода.
Kız, Çok Yüzü Olan Tanrı'dan çaldı.
Девочка обокрала Многоликого бога.
Tam 10 : 00'dan Vickery ile buluşmalıyız.
Эй, эй, у нас встреча с Викери в 10 горит.
Biz de çocukları Ana'dan uzakta güvende tutarız.
Поэтому мы держим наших детей в безопасности и подальше от Аны.
Babamız rahatsız edilmemeli. Şimdi kapıdan uzak dur ve çişini tutmaya çalış.
Сиди спокойно и жди, когда он освободится.
Bakın, davanıza bir göz atmaya talibim. Tabii dışarıdan yardım istiyorsanız.
Я могу взяться за ваше дело, если нужна помощь со стороны.
Yani şu Kırmızı Urbalılar'dan olan yüzbaşı mı?
Джека Рэндолла, капитана красномундирников?