Dropped Çeviri Rusça
25 parallel translation
Laboratuvarımız yoktu, Cornell'in merdivenlerinden farklı şekilde paketlenmiş kurukafalar attık.
Мы испытывали недостаток в испытательных комплексах, поэтому мы сбрасывали человеческие черепа... We lacked lab facilities, so we dropped human skulls в различных упаковках, вниз - через пролёт лестничной клетки общежития в "Корнэлле". ... in different packages, down the stairwells of the dormitories at Cornell.
Dünya Savaşı'nda Batı Avrupa'da atılan toplam bomba sayısının iki veya üç katı.
Было сброшено в два-три раза больше бомб... Two to three times as many bombs as were dropped чем на Западную Европу во время всей Второй Мировой Войны. ... on Western Europe during all of World War II.
Baltayı düşüren oydu.
He's the one that dropped the ax.
Susan'ın çatısında çalışıyormuş, kalp krizi geçirmiş ve ölmüş.
He was working on Susan's roof and dropped dead of a heart attack.
Yarım düzine daha gemi az önce hiperuzaydan çıktı.
Another half-dozen ships just dropped out of hyperspace.
Gemi, FTL'den çıktı, ama menzilde geçit yok.
Uh, the ship, it dropped out, but there's no gates in range.
Tepkinizin, ya da sizin pes etmenizin geminin FTL'den çıkmasına ve ıssız bir yerde kalmamıza neden olduğunu düşünüyor.
She thinks your reaction, the fact that you've- - well, you've given up, it's the reason why we have dropped out, why we are stuck out here in the middle of nowhere.
İsteyerek ayrıldınız ve eğer size olanlar bize de bulaşırsa bir sonraki gezegende bırakılırsınız!
You left by choice, and if what's happening to you people spreads to the rest of us, you're going to be dropped off on the next planet!
bize bir çok bilgi düşürülmüştür.
Dropped a lot of knowledge on us.
Evet, değerlerin çok düşmüş buda gösterirki epilepsi faaliyete geçecek ve bunun anlamı... Biz bu ay zımbırtısı üzerindeki şeye mi bakacağız? şeye mi bakacağız?
Yeah, her wave discharges have dropped considerably, и что свидетельствует об увеличении влияния of the focal epileptiform activity, and that means that- - we've got until this moon thingy scooches over to this doodad?
Suçlamalar düşmüş.
Charges were dropped.
O taksinin onu nerde bıraktığını biliyorum.
I know where that cab dropped him off.
Dropped a Bomb on Me'nin nakaratındaki Baby'de patlatacak!
Знаете, это бомба! Он играет финал! Мой малыш!
Bir zamanlar Kung Fu öğrenmesi için babası tarafından bir Shaolin manastırına bırakılan bir çocuk varmış.
There once was a young boy whose father dropped him off at a shaolin monastery to study Kung Fu.
Güneybatı Virginia'da büyümüş, ikinci sınıfta liseyi bırakmış.
Raised in southwest Virginia, dropped out of high school his sophomore year.
- Düşürmüş mü?
He dropped it?
♪ Tahmin edin ne zamandır yalnızım? ♪ Asla şikayet etmedim ♪ Kalbimi koydum Mylar torbama
d Guess I've always been lonely d d But I've never revealed it d Dropped my heart into Mylar d And then... d Vacuum sealed... it.
- Ama yığılıp kaldı.
But he just dropped.
- Bak, bar kavgasında bunu düşürdün.
Well, look, evidently you dropped this during your bar fight.
"1970'lerin ortaları" "L. Ron Hubbard - yönetmen"
[ Звучит отрывок из одного из гимнов контркультуры "Just Dropped In ( To See What Condition My Condition Was In )" Кенни Роджерса и группы "The First Edition", считается, служит предупреждением для употребляющих LSD и пр. психоделики. ]
Zane üzerinde bir hikaye için çalışıyordum bir süredir "Safe Word" filmini bıraktığından beridir
I've been working on an exposé on Zane ever since he dropped out of the movie "Safe Word"
When I picked up the knife that dropped.
P... O... L...
İşte o böyle bir komutandı.
The abort rate dropped overnight. Вот таким командиром он был. Now, that's the kind of a commander he was.
Tokyo ahşap bir kentti, bombaları atınca her yer yandı.
Tokyo was a wooden city, and when we dropped firebombs он просто сгорел.
Savaşta, orantılı olmak bir kural olmalı.
Which, by the way, was dropped by LeMay's command. Пропорциональность должна быть принципом в войне.